Sözde köyleri tekrar canlandırmak, üretim yapmak istediği halde imkanı olmayanları desteklemek amacıyla 2016 yılında başlatılan Genç Çiftçi Projesi, kelimenin tam anlamıyla bir fiyaskoyla sonuçlandı.

Proje kapsamında harcanan kaynaklarla, elde edilen çıktı değerlendirildiğinde elimize, devlet kaynaklarının tarumar edilmesinden başka bir şey geçmedi!  

Tarım Bakanlığının; ‘Genç çiftçi projesinden yararlandı, iş sahibi oldu’ gibi alımlı haber servisleri kimseyi yanıltmasın.

Elbette 3 yıl içinde binlerce kişinin yararlandığı projeden birkaç güzel örnek çıkacaktır.

Ancak genel fotoğrafa baktığımızda bu proje ile köyler, gençler değil sadece birileri ihya oldu! 

Hepsi o kadar! 

Zaten Bakanlığın elinde de 3 yılda verilen yaklaşık 1,5 milyar lira destek kapsamında, bu desteklerin hayvancılık ve bitkisel üretime nasıl bir geri dönüşümü olduğuna dair bir veri bulunmuyor. 

Hatırlayacaksınız, genç çiftçi projesindeki şaibe ve yolsuzlukların en sıkı takipçisi olmuştuk.

Ardahan Jandarma Komutanlığı’nın Genç Çiftçi Projesindeki yolsuzluk şebekesine karşı yaptığı operasyonlarda zaten bizi haklı çıkarmıştı.

Ancak gelinen noktada cezaevinde firma ayağında neredeyse tutuklu kimse kalmazken, kamu ve bürokrasi tarafına ise hiç dokunulmadı!

Bakanlık müfettişlerinin hala incelemelerini devam ettirdiklerini duyuyoruz fakat bu saatten sonra yürütülen soruşturmalardan kamu ve millet adına bir şey beklemek saflık olur. 

Neden diyeceksiniz? 

Şaibeli hayvan alımlarına rağmen ve yürütülen soruşturmada bir numaralı şüpheli konumda bulunan TİGEM eski yöneticileri bile kamuda rahat bir şekilde başka bir etkin göreve atanabiliyorsa yürütülen soruşturmadan nasıl bir sonuç bekleyebilirsiniz? 

TİGEM’in mevcut yönetimi de yürütülen soruşturmayı (artık iş bilmezliklerinden olsa gerek) sulandırmak için ellerinden geleni yaptılar. 

Bakanlık müfettişleri ve Ardahan Cumhuriyet Başsavcılığı, delilleri toplayarak Genç Çiftçi Projesindeki yolsuzluğun bütün boyutlarını ortaya çıkarmaya çalışırken, TİGEM yönetimi de firmanın dağıttığı ve delil niteliği taşıyan hastalıklı ve sahte küpeli hayvanları değiştirmeye kalkıyor! 

Soruşturma devam ederken yapılan bu işlem düpedüz delil karartmaya girmesine rağmen TİGEM Genel Müdür Yardımcısı ve Hukuk Müşaviri, bu durumu gayet sıradan bir prosedürü yerine getiriyormuş edasıyla bize cevap veriyorlar! 

Daha öncesinde nedense öyle demiyorlardı! 

‘Sahada dağıtılan sıkıntılı hayvanlar bizi ilgilendirmiyor, hayvanların tedarik işini TİGEM, dağıtımını ise Tarım Reformu Genel Müdürlüğü yapıyor. Dolayısıyla hastalıklı hayvan dağıtılmışsa bunun sorunlusu TİGEM değil Tarım Reformu Genel Müdürlüğü’ diyerek topu Tarım Reformu Genel Müdürlüğüne atıyorlardı. 

Ancak ne olduysa, TİGEM tam da soruşturma sürecinde sahada dağıtılan sahte küpeli hayvanlarla ve mağdur olan üreticiyle ilgilenmeye başlıyor! 

TİGEM’in hastalıklı ve sahte küpeli hayvanları değiştirmek için Tarım İl Müdürlüklerine gönderdiği yazı da devleti dolandırmakla suçlanan firmanın elini kuvvetlendiriyor ve hemen oldubittiye getirilerek suç unsuru oluşturan hayvanlar değiştirilmek isteniyor! 

Allah’tan Ardahan Cumhuriyet Başsavcılığı durumu hemen fark ediyor da Tarım Bakanlığına ‘bunun delilleri karartmaya gireceğini’ belirten bir yazı yazarak sahte küpeli hayvanların değiştirilmesinin önüne geçiliyor. 

Görüyorsunuz değil mi!

Devletin jandarması, savcısı, genç çiftçi projesini suiistimal ederek, çok sayıda vatandaşı dolandırıp, devleti zarara uğrattığı gerekçesiyle firmaya yönelik büyük bir operasyon yapıyor, TİGEM ise ‘bu firmayla ilgili bize bir talimat gelmedi’ diye sözde mağdur olan çiftçinin mağduriyetini gideriyorum görüntüsü adı altında delil niteliğindeki hayvanları değiştirmeye kalkıyor! 

Ne diyelim, demek ki birilerinin yolsuzlukla mücadeleden anladığı bu olsa gerek!