***Seçim bitti. Tarım, gıda ve ekonomide sorunlar devam ediyor.

***Ülkemizde, açlık sınırı 16.793 TL ve yoksulluk sınırı 54.700 TL oldu. (TÜRK-İŞ Mart 2024)

***Fransa'da yıllık enflasyon Mart ayında %2,3'e düştü.

***Hollanda'da yıllık enflasyon %3,1 oldu.

***Enflasyon, Mart ayında İstanbul Ticaret Odası'nın (İTO) verilerine göre İstanbul'da perakende fiyatlar Mart ayında aylık olarak % 3,93 arttı.

***ENAGrup Tüketici Fiyat Endeksi (E-TÜFE) Mart ayında %5,68 arttı. E-TÜFE’nin son 12 aylık artışı ise %124,63 olarak gerçekleşti. Kısaca Enflasyon Oranı: Aylık %5,68 ve Yıllık %124,63 oldu.

***Enflasyon verilerini TÜİK açıkladı. Enflasyon, Mart ayında % 3,16 oranında artış gösterirken, yıllık enflasyon %  68,50 seviyesine yükseldi.

****Gıda fiyatlarında yükseliş sürüyor. Gıda enflasyonu Mart'ta aylık bazda %3,40 arttı ve yıllık bazda %70,41 yükseldi.

****Aylık bazda en yüksek artış gösteren 10 ürünün 5'i gıda oldu.

Kuzu eti            %18,6

Dana eti            %14,7

Tavuk eti          %12,2

Taze meyveler  %5

 Margarin          %4,8

 Taze Meyve     %5

 Su                    %3,4

 Pirinç               %2,5

 Kaynak: TÜİK

****Yoksulluk önce kentlerde sonra kırsalda görülür. Halk fakirleşiyor. Bu önce kentlerde hissedildi. Tepki verdiler. Önümüzdeki günlerde kırsalda çiftçilerimizde tepki verecekler. Bunun nedeni çiftçimizin mutfağında da boş tencere kaynamaya başlayacak.

Ekonomide alınan kararlar yani acı reçetenin etkisi de önce şehirlerde görüldü. Ekmek kuyrukları arttı.

Önce emeklilere ve çiftçilere sabır dendi. Tasarruf dediler.

Ancak tavanda zenginlerde ve kamuda saltanat devam etti. Devam da ediyor.

Ekonomide alınmış yanlış ve eksik kararlar devam ediyor.

Ekonomide başarıda bu nedenlerden gelmedi.

Şimdi çiftçilerimizin sesini duyacağız. Enflasyonu, döviz artışını, girdi fiyatlarının yükselmesi bu sesi yükseltecektir.

Tarım ve Orman Bakanlığının sürekli yazdığımız sorunları çözemiyor. Çözümlerde dikkate alınmıyor. Artık bazı tarım yazarları da sadece yazıyorlar. Yorum yapmıyorlar.

Şimdi yine hemen bakan değiştirelim deniyor. Bakan olacaklarda aranan özellikler ne olmalı? Bundan önce şu soruyu soralım. Cumhurbaşkanlığı “Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulundan” hesap neden sorulmuyor? Nedir bu tarımın durumu? Bu kurulda Ziraat Mühendisi neden yok? Tarımı bilmeyen, kamuyu tanıyamayan, eli ayağı toprağı değmeyen, mektepli alaylı olmayanlar orada ne karar verebilir? Acaba bu kurul üyelerine maaş, yolluklar ve ek gelirler olmak üzere ne kadar ücret ödeniyor? Bu kurul üyeleri ülkemiz ekonomisine ne kadar katma değer kazandırıyor? Diğer kurullarında durumu nasıl?

Bakan değişirse ne olur? Geliyorlar saltanat sürüp gidiyorlar. Birde sürekli bu saltanatı ben de göreyim, benim neyim eksik diyen bakan adayları sürekli kulis içerisindedir. Yazık bu ülkeye, yazık bu millete, yazık bu tarıma, yazık bu çiftçiye!!! Sorunlar devam ediyor.

Ayrıca benim tarımla ilgili bilgim yok diyerek görev verildiğinde kabul etmeyenleri veya kabul edip başarısız olduğunu görüp, ben başarısızım bu nedenle istifa edeni de görmedik… Bunu üst düzey bürokratlarda görebiliyor muyuz?

Çiftçimiz de bu durumu görüyor. Çiftçinin de sabrı taşıyor.

Dünyadaki tarım gelişmeleri takipte etmiyoruz. Tarımda risk planlamaları hazırlamıyoruz. Bizi etkilediğinde hemen kriz çıkıyor. Krizinde maliyeti yüksek oluyor. Bu maliyeti yoksullar ve çiftçiler ödüyor. Tuzu kurular sırıtarak bakıyorlar.

Kırsal kesimin durumu çok kötü. İyi ki yerel yönetimler var. Tüm engellere karşı çiftçinin yanında oldular. Çiftçiyi ayırt etmediler. Bakanlık, belediyelere veri yani bilgi bile vermediler. Bakanlığın taşra teşkilatları belediyelerle beraber çalıştırılmadı. Belediyeler rakip görüldü. Bunlara çiftçiler şahittir. Sonuç örneğin Ankara’da çiftçiler seçimde gereğini yaptı. Bu ülkede halkın, çiftçinin, memurun, işçinin, emeklinin, yoksulun, yaşlının, gençlerin yanında olan, bu güveni veren her zaman kazanır.

Tarım ve Orman Bakanlığının kırsal kalkınma projelerinden de beklenen sonuçlar alınamıyor. Her bakanın seçim bölgesinde bir kırsal kalkınma projesi oluyor. Projede yurt dışı kaynaklar vardır. Proje bitince o proje ne oldu diye kimse ilgilenmez. Her ne kadar dış kaynaklı deseler de ülkemiz bütçesinden çıkan bir ödenekte vardır.  Kırsal kesim üreten olmasına rağmen ihmal edilmeye devam ediliyor.

Artık tarımla beraber ekonomiyi, enflasyonu takip ederek, incelemek gerektiğinin önemini biliyoruz.

Enflasyon ne zaman tek hanelere inecek? Ekonominin ve tarımın durumunu özetlemeye çalıştım. Oyunlara gelmeyelim. Zaten devlet sevgisiyle hiç kimsenin bir sorunu yoktur. Devletimize her zaman güveniriz. Bu ülke hepimizin.. Moralimizi bozmayalım. Ancak parti, hükümet ve devlet sevgisinin ayrı olduğunu da biliriz.

Buradan Cumhurbaşkanına ve Tarım ve Orman Bakanına sesleniyorum.

Tarımın ve çiftçimizin durumu kötü. Ayrıca dünyada tarım ve gıda sorunları var. Bunu takip eden ve önlem alanda yok.

Haftaya bu konu ile ilgili bilgiler vereceğim….