****Bakan Yumaklı’nın 2026 Bütçe Sunuş Konuşması ve Genel İzlenim!

*Renkli tablolar, Avrupa 1.’si, dünya 7.’si vurgusu, 2002 karşılaştırmaları yapıldı.

*“Tarımda hiçbir sorun yok” havasında, cilalı ve fuar açılışı gibi bir sunum izledik.

*Çiftçi borçları, girdi maliyetleri, gençlerin tarımdan kaçışı, ithalat bağımlılığı gibi gerçek sorunlara hiç değinilmemesi dikkatlerden kaçmadı.

*Muhalefet sorularına, çoğu “yazılı cevap vereceğim” denip geçiştirilmesi, bütçenin değişmeden kabul edilmesi ise beklendiği gibi oldu.

****Tarımsal Destekleme Bütçesi ve Adaletsizlikler

*2026 bütçesine ek artış gelmemesi, desteklerin erimesi bütçeden tarıma ayrılan payın yeterli olduğunu gösterdi!!!

*Desteklerin bir yıl gecikmeli ödenmesi ve enflasyon farkının bu yılda karşılanmayacağını gösterdi.

*Mazot-gübre maliyetinin yarısını karşılıyoruz iddiasının gerçek dışı olması da (dekar başına 212 TL destek, 1.500 TL maliyet) görüldü.…

*Çukurova’da pamuk, Trakya’da ayçiçeği üreticilerinin destek yetersizliği nedeniyle eylem yapması dikkate alınmadı.

*Tarım Kanunu tarımsal destekleme ile ilgili 21. madde (%1 milli gelir şartı) 2026 yılında da diğer yıllarda olduğu gibi hiç uygulanmayacak.

*2018 yılından itibaren sadece 5 ilimizin çiftçisine tarımsal sulamada kullanılan elektrik için tarımsal destekleme verilirken diğer illerimizin çiftçisine neden verilmiyor? Diğer iller yine bu desteği 2026 yılında da alamayacak.

****Çiftçi Borçları ve Finansman Sorunları

*Çiftçinin Ziraat Bankası ve Tarım Kredi’ye borcu (2025 Kasım itibariyle rakam verilmeden çok yüksek olduğu vurgusu) sadece konuşuldu. Çözüm yok.…

*Faizsiz kredi diye verilen kredilerin 6 ay sonra %28-30 faizle dönmesi konuşuldu… Nasıl faizsiz kredi???

*Hacizlerin kapıya dayanması, iflaslar, çiftçinin borç batağında olmasına çözüm sunulmadı…

****Girdi Maliyetleri ve Enflasyon

*Mazot, gübre, yem, zirai ilaç fiyatlarında uçuş devam edecek,

*Girdi maliyetlerinin desteklerle karşılanamaması, çiftçinin cebinden kalan büyük fark sadece konuşuldu.…

****Genç Nüfusun Tarımı Terk Etmesi

*Çiftçi yaş ortalaması 2025’te 58-60’a yükselmesi,

*Köyde genç kalmaması, gençlerin asgari ücretle şehirde çalışmayı tercih etmesi,

*Genç girişimci hibelerine ulaşan sayı çok düşük (2.700-2.900 kişi). Bunun nedeni şartların çok ağır olmasıdır.…

Tüm bunlar başarı olabilir mi?

****Planlı Üretim Modelinin Başarısızlığı

*“Üretim planlaması”nın bürokratik dayatmaya dönüşmesi,

*Su kısıtlı havzalarda mısırın destek dışı bırakılması ile ithal mısır bağımlılığı artması,

*Çiftçiyle birlikte değil, masa başında yapılan planlama…

*Sadece Ek/Ekme ve Üret/Üretme Planlı Üretim Modeli…

****İthalat Bağımlılığı ve Dış Ticaret Gerçeği

*2024’te 32,6 milyar dolar ihracat, ama 26-27 milyar dolar ithalat ve gerçek fark sadece 5-6 milyar dolar,

*Bu farkın büyük kısmı fındık, kayısı, incir gibi geleneksel ve emek yoğun ürünlerden gelmesi,

*Stratejik ürünlerde (buğday, mısır, soya, ayçiçeği, pamuk, kırmızı et) hâlâ yüksek ithalat devam etmesi,

*2025 buğday ithalatı 11 milyon ton, et ve canlı hayvan ithalatı yaklaşık 1,5 milyar dolar olması,

Gerçekleri unutuldu..

****Verimlilik ve Katma Değer Sorunu

Ülkemizin;

*Tarımsal hasıladaki sıralama artışının büyük ölçüde arazi miktarı ve nüfus artışından gelmesi,

*Dekar başına verimlilikte dünya ve Avrupa ortalamasının çok altında kalınması,

----Buğday: Türkiye 290 kg/da, dünya 380, Fransa 720 kg/da

----Süt: Türkiye 3.300 litre/inek, Hollanda 9.500 litre/inek

*Hamaliye tarımı yapılıp katma değer üretilememesi ile baş başa kalıyor.…

****Su Politikaları ve Sulama Altyapısındaki Başarısızlık

**“Suyu merkeze alan üretim” söylemine rağmen:

*Konya Ovası’nda yeraltı suyu 120 m’ye düşmesi, 3.000 den fazla obruk oluşması,

*Harran’da tuzluluk artışı,

*GAP sulama projeleri %65’te kalması, kapalı sistem %38 olması,

*6 yıldır yeterli ilerleme sağlanamaması,

Sonucunu değiştirmiyor.

****Hayvancılık ve Yem Sorunu

*Kendi yemini ve silajını üretememe bunun sonucunda yemciye bağımlılık yaşanması,

*Şap hastalığı sonrası 9 ay hayvan hareket kısıtlaması sonucunda besilik dana fiyatı %120 artması, et 700 TL/kg çıkması,

*Aşıda ikinci doz gecikmesi, tazminatların geç ödenmesi,

Devam ediyor.

****TARSİM ve Sigorta Sistemi Sorunları

*Hasar tespit komisyonlarında şikâyetlerin çokluğu,

*Köy bazlı kuraklık verim sigortasının hâlâ sadece 5 ilde pilot olması, ülke geneline 2028’de yayılacak olması,

Sistemde sorun olduğunu gösteriyor.

****Bakanlığın Kurumsal Sorunları

*Karar alma süreçlerinin şeffaf, katılımcı, hesap verebilir ve liyakat esaslı olmaması,

*Kişilere göre yönetim, her gelen bakanla politika değişmesi,

*2011’den beri genel tarım sayımı yapılmaması, en önemlisi doğru ve güvenilir veri eksikliği,

*Tarımsal Ar-Ge’nin yetersizliği, tohum-su-toprak-teknolojide dışa bağımlılık artışı,

*Çiftçi odaları, birlik ve kooperatiflerin zayıf olması, çiftçinin sesinin duyulmaması,

Yapısal reformların ne kadar gerekli olduğunu gösteriyor.

****Sonuç ve Çözüm Önerileri

*Tarım, parlayan yıldız değil. Üstelik yoğun bakımda… Tarımın yoğun bakımda kalmaması için gerçek reformlar şart….

*Öneriler:

--Çiftçi borçlarının faizlerinin silinip uzun vadeli yapılandırılması,

--Desteklerin maliyetin en az %60-70’ini karşılayacak seviyeye çıkarılması,

--Üretim planlamasının çiftçilerle birlikte yeniden düzenlenmesi,

--Tarım Kanunu 21/e maddesinin (milli gelirin %1’i) uygulanması,

--Önce temel sorunlar çözülsün, sonra “yapay zekâ, dijital harita” gibi projeler konuşulsun,

****Bakanın, köylere gidip çiftçinin gözünün içine bakması gerektiğinin önemi ortaya çıktı. Zaten ak koyun kara koyun geçit başında yani köyde, tarlada, sahada ve pazarda belli olur. Kimin ne yaptığı, kimin hangi konularda başarılı olduğu ortaya çıkar.

******Buradan bir ülke sevdalısı tarımcı olarak sesleniyorum. Belki sesimi duyan olur.

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, komisyon toplantısından renkli grafikler ve “Avrupa birinciyiz” tezahüratlarıyla ayrılırken, köyde traktörüne haciz konulan çiftçi Turan Amca, 700 liraya et alamayan emekli Ayşe Teyze, 60 liraya domates alamayan asgari ücretli Sercan Ağabey aynı gerçeklerle baş başa kalıyor. Gerçekleri göremeyenlere bir kez daha hatırlatayım. Ülkemiz tarımı acil müdahale bekleyen yoğun bakım hastasıdır. 23 yıldır aynı iktidar, aynı bakanlık, aynı söylem…. Ama borçlar katlanıyor. Gençler kaçıyor. İthalat lobisi zenginleşiyor. Toprak susuzluktan çatlıyor. Bu tablo ne yapay zekâ haritası ne de milyonlarca dönüm sözde sözleşmeli üretim sözleri ile örtülmüyor. Bilim ışığında gerçek yapısal reformlar gelmedikçe, ne 168 milyarlık destek sözleri, ne de 2026 bütçesi çiftçimizin gözyaşını silemeyecektir. Sadece ülkemizin tarımını daha derin bir uykuya yatıracaktır.

****Cumhurbaşkanlığına bağlı Tarım ve Gıda Politikaları Kurulu neden sessiz kalıyor? Bu kurula 28 Mart 2025 tarihinden bugüne kadar ödenen tüm bütçe ( Verilen ücretler, personel giderleri, yolluklar, kurulların giderleri…) açıklanabilirmi?

Bu kurulun yetki ve görevlerini bir kez daha hatırlayalım.

1- Gıda sağlığı ve güvenliği konusunda araştırmalar yapmak, risk analizi yaparak gıda sağlığının korunması için politika önerileri geliştirmek,

2- Bitkisel ve hayvansal ürün arzının, ürün kalitesinin artırılmasına yönelik politika önerileri geliştirmek,

3- Su kaynaklarının etkin kullanılması, su israfının önlenmesine yönelik araştırmalar yaparak politika önerilerinde bulunmak,

4- Gıdayla ilgili olarak üretim ve tüketim alışkanlıklarım iyileştirmek için araştırmalar yapmak,

5- Tarım ve hayvancılıkta yerli gen kaynaklarımızın korunması, ıslahı ve çeşitlendirilmesi için araştırmalar yapmak ve politika önerileri oluşturmak, destekleme politikaları geliştirmek,

6- Biyogüvenlik alanında politika ve stratejilerin geliştirilmesini, uygulamanın izlenmesini sağlamak.

****Tarım ve Orman Bakanlığının bütçe taslağı teklifi Aralık Ayında Mecliste görüşülecek. Bu zihniyetle, Mecliste bir şey değişir mi? Yoksa, bu bütçe ve sorunlarla 2026 yılına girilir mi?