****Önce tarımda kullanılan yanlış söylemler var. Onları düzeltelim.
*En büyük denetçi tüketicinin kendisidir, deniyor. Ülkemizde neden bunu göremiyoruz? Denetimden arzulanan başarı neden gelmiyor? Neler yediğimizi görüyoruz. Ayrıca birde merdiven altı üretim yerleri var. Halkın sağlığını dikkate almazlar. Merdiven altı üretim, genellikle kayıt dışı, denetimsiz ve yasadışı şekilde yapılan üretimi ifade eder. Bu üretim yerleri Tarım ve Orman Bakanlığında kayıtlı olmadıklarından adresleri bilinmemektedir. Böylece denetlenme şansıda yoktur.
*Burada hangi tüketicidir denetçidir diye soralım? Gelir ve eğitim düzeyi yüksek bilinçli tüketici olması gerekir. Tüketicilerimizin eğitim ve özellikle gelir düzeyi bellidir. Halkımızın kaliteli, sağlıklı, dengeli ve yeterince beslenmesi gereklidir. Kaliteli ve sağlıklı ürünlerin fiyatları yüksektir. Bunu alabilmesi içi gelir düzeyinin yüksek olması gerekir. Ülkemizde tüketicinin gelir ve eğitim düzeyi nasıldır? Bu sorunların çok hızlı çözülmesi gerekir.
*Gıda işletmelerinde uygulamaya aldığımız karekod sistemi denilmektedir. Uygulamada bir şey olmadığı gibi Tarım ve Orman Bakanlığının Bakanlıkça belirlenen bilgilere doğrudan ulaşması bugün için sağlanamıyor.
*Karekod uygulamasına geçiş için öncelikle, Bakanlığın tarafından uygulamaya ilişkin usul ve esasların resmi internet sitesinde duyurulması ve duyurulmasından itibaren altmış gün içerisinde uygulamanın gerekliliklerini yerine getirmesi gerekiyor.
**Geçen yıl Ocak Ayında yazdığım yazıda dünyada zeytin üretiminde girdi fiyatlarının artması nedeniyle maliyetlerin yüksek olacağını belirtmiştim. Zeytinde rekoltenin yüksek beklendiği ancak zeytin fiyatlarında beklenen artış olmazsa hem zeytin üreticisinin hem de zeytinyağı sanayicilerini zor günler beklediği yazmıştım. Önlem alınmadı. Beklendiği gibi zeytincilikte işçilik gibi girdi fiyatları yüksek oldu. Ürün boldu. Fiyatlar düşüktü. İşçiye para veremeyen üretici dip zeytini toplayamadı. Zeytinyağı sektörü zor durumda kaldı.
****Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’yı yine uyarıyorum. Aynı sorun buğdayda görülebilir. Buğday taban fiyatı için şimdiden çalışmalar yapınız. Çiftçi verilen fiyattan memnun kalmayabilir. Çiftçilerin bağlı olduğu kuruluşlar bu durumu gördükleri halde sesleri çıkmıyor. Acaba çıkaramıyorlar mı? Yoksa koltuğu ve saltanatımı seviyorlar? Ne yazık ki buğday çiftçisi yine yalnız..
*Bu nedenle aşağıdaki buğday raporu dikkate alınsın. Çiftçimize maliyetinin üzerinde bir taban fiyat verilsin. Enflasyon oranı da unutulmasın…
****Buğday üretimi yeni rekora ulaştı!
ABD Tarım Bakanlığı (USDA), aylık raporunu açıkladı. Bu yıl için küresel tahmini açıkladı.
Bu rapor, 2025 mahsulü için küresel arz ve talep tahminlerini öngören yılın ilk raporudur. Dünya Tarımsal Arz ve Talep Tahminleri olarak bilinen rapor, aylık olarak yayınlanır ve çeşitli emtialar için küresel bilançonun bir göstergesini sunar.
2025 yılında rekor küresel buğday üretimi bekleniyor.
Dünya Piyasaları ve Ticaret raporunda açıklanan verilere göre, USDA 2025-26 yıllarında küresel buğday üretiminin bir önceki yıla göre 8,8 milyon ton artışla 808,5 milyon tona ulaşacağını tahmin ediyor.
*Dünya buğday stokları 266,7 milyon ton olarak görülüyor. Bu stokların yarısının yaklaşık yüzde %53’ü Çin ve Hindistan tarafından tutulduğu ifade ediliyor.
*Avustralya'nın 3,1 milyon tonluk düşüşle 31 milyon tona ulaşması bekleniyor. Ancak bu hala Avustralya'nın kuraklık yaşamamasına bağlıdır. Avustralya ve diğer ihracatçılardaki düşüş AB tarafından telafi ediliyor. Avrupa Birliği'nde üretimde büyük bir artış görüldü ve 136 milyon tona ulaştı. Avustralya'da buğday ekimi Nisan ayında başlar ve Haziran ayına kadar devam eder. Hasat Ekim ayında başlar ve Şubat 2026'da tamamlanır.
*En büyük ithalatçıların Mısır, Endonezya, Cezayir ve Türkiye olacağı öngörülüyor. 2024/2025 sezonu için 3.5 milyon ton olan Türkiye’nin ithalatının, 2025/2026 sezonunda 7.5 milyon tona çıkması bekleniyor.
*Dünya buğday ihracatının 214,2 milyon ton olarak gerçekleşmesi ve bunun rekor seviyede üçüncü seviyeye ulaşması bekleniyor.
*Rusya, geçen yıl 43,5 milyon ton olan mahsul ihracatını 45 milyon tona çıkararak dünyanın en büyük ihracatçısı konumunu koruyacak.
*Kanada, Avustralya, ABD, Ukrayna, Arjantin ve Kazakistan diğer büyük ihracatçılar arasında yer alıyor.
*Kanada'nın üretiminin geçen yıla göre yüzde 3, beş yıllık ortalamaya göre ise yüzde 12 artışla 36 milyon ton olması öngörülüyor. Kanada, Rusya ve AB'nin ardından dünyanın üçüncü büyük buğday ihracatçısı konumundadır.
*Kanada'nın tüm buğday ihracatının 27 milyon ton seviyesinde sabit kalması öngörülüyor.
*Mısır'ın 13 milyon tonluk ithalatla dünyanın en büyük ithalatçısı olması bekleniyor.
*Bu koşullarda kim buğday fiyatlarının artacağını düşünebilir?
USDA, Endonezya'nın 2025-26 ithalatının bir önceki yıla göre 500.000 ton artarak 12 milyon ton olacağını, Güney Kore ve Vietnam'ın ise sırasıyla 4,5 milyon ton ve 5,4 milyon ton artarak 100.000 ton olacağını öngörüyor.
*Japonya'nın buğday ithalatının 5,45 milyon ton seviyesinde sabit kalacağı, Filipinler'in ithalatının 200 bin ton artarak 7,4 milyon tona çıkacağı, Tayland'ın ithalatının ise 100 bin ton düşerek 4 milyon tona gerileyeceği öngörülüyor.
*Avrupa Birliği, Hindistan, Birleşik Krallık, Çin, Arjantin, Rusya ve Kanada'da ise USDA daha yüksek üretim rakamları öngörüyor. Bu şaşırtıcı değil, çünkü Avrupa ve Rusya'da kötü hasatlar yaşandı. Bu durum özellikle Avrupa Birliği için geçerlidir. Burada 2024 yılında buğday üretimi 122 milyon tonda kaldı. ABD Tarım Bakanlığı, Avrupa Birliği'nin geçen yıla göre yüzde 11 artışla ve beş yıllık ortalamanın yüzde üç üzerinde, 136 milyon ton ürün üretmesini bekliyor. Bu rakam, beş yıllık ortalamanın yüzde 3 üzerindedir.
*Hindistan'ın 117 milyon ton ile son yılların en büyük mahsulünü üretmesi bekleniyor. Stokların, iyileşen hasat ve Hindistan Hükümeti'nin uzatılmış ihracat yasağıyla toparlanmaya devam etmesi bekleniyor.
*Buğday fiyatları son 5 yılın en düşük fiyatlarıdır.
*Fiyatların yükselmesi beklenmiyor.
*USDA'nın uzun vadeli görünümünde Çin'in dünyanın en büyük buğday üreticisi olarak kesin olarak öne çıkması bekleniyor. Son yıllarda AB ile bazı tartışmalar yaşansa da, ABD Tarım Bakanlığı şimdilik Çin'in yıllık olarak AB'den biraz daha fazla buğday ürettiğini varsayıyor. 2025-2026 sezonunda Çin'in üretiminin 2 milyon ton artışla 142 milyon tona ulaşması bekleniyor.
*Çinliler daha fazla buğday tüketiyor. İki üretim bloğu arasındaki en büyük fark, Çin'in AB'den yaklaşık 1 milyar daha fazla tüketiciye sahip olmasıdır. Dolayısıyla Çin'deki insan tüketimi AB ülkelerinin neredeyse iki katı kadardır. Öte yandan burada hayvan yeminde buğday satışı Çin'e göre yüzde 40 daha fazladır. Çin, toplamda AB'den üçte birinden fazla buğday tüketiyor.
*USDA, Rusya'da buğday üretiminin bu yıl 2,4 milyon ton artarak 83 milyon tona çıkacağını öngörüyor. Bu, o ülkedeki hasadın 2022 ve 2023 yılındaki yaklaşık 92 milyon tonluk hasattan çok daha düşük kalacağı anlamına geliyor. Dolayısıyla Rusya'dan yapılan ihracat, artık neredeyse sona eren sezona kıyasla bir miktar toparlanabilir. Ancak 2023-2024 yıllarında 45 milyon ton civarında gerçekleşecek ihracat, 55,5 milyon tona yaklaşamayacak.
*Ukrayna'daki üretimin geçici olarak 23 milyon ton olduğu tahmin ediliyor. Bu, geçen yıla göre bir miktar daha az. Ancak bu ülkeden yapılan ihracatın 16,5 milyon ton ile biraz daha yüksek olacağı tahmin ediliyor.
*Dünya için stok kullanım oranı düz gidiyor.
*İlk 8 ihracatçının stok/kullanım oranı arttı.
*Stok-kullanım oranı, herhangi bir yılda tahıl arzının ne kadar sıkışık veya bol olduğunu anlamak için kullanışlı bir yoldur. İki önemli rakamı karşılaştırır. Sezon sonunda ne kadar tahılın kalması bekleniyor ve yıl boyunca ne kadarının yerel tüketim veya ihracat yoluyla kullanılması bekleniyor. Bu sayı genellikle yüzde olarak gösterilir ve çiftçiler, tahıl tüccarları ve gıda şirketleri gibi tarımda çalışan kişilerin arz ve talebin ne kadar dengeli olduğunu ölçmelerine yardımcı olur.
*Stok-kullanım oranı düşük olduğunda, mevcut tahılın çoğunun tüketildiği ve geriye pek bir şey kalmadığı anlamına gelir. Bu durum, özellikle kötü hava koşulları veya gelecek sezon daha az hasat riski varsa piyasayı gerginleştirebilir. Bu durumlarda, tahıl fiyatları genellikle alıcılar hala yapabilirken tedariki güvence altına almak istedikleri için yükselir. Öte yandan, yüksek stok-kullanım oranı, kullanılan miktara kıyasla bol miktarda tahılın depolandığı anlamına gelir. Bu, alıcılar için daha az acil ise ve tedarikin güvenli olduğunu bilmenin daha fazla rahatlığı olduğu için fiyatların sabit kalmasına veya hatta aşağı çekilmesine yardımcı olabilir.
*Arz baskısının çok faydalı bir göstergesi olduğu için analistler, politika yapıcılar ve tahıl tedarik zincirinde yer alan herkes stok-kullanım oranını yakından izliyor. Tahıl piyasalarının muhtemelen sakin mi yoksa dalgalı mı olacağını hızlıca anlamanın en iyi yollarından biridir.
*Buğdayın stok-kullanım oranı genel olarak %33'te kaldı. Bu oldukça sağlıklı bir seviyedir. Buğdayın büyük ihracatçılarının stok-kullanım oranı ise %16,6'ya yükseldiği için çiftçiler için daha endişe verici, bu oran hala sıkı olsa da alıcıların küresel olarak yeterli arz olduğuna inanmasını sağlayacak.
*Üretimde önemli bir aksama olmadan kuzey yarımküre hasadına yaklaştıkça bu tahmin daha da kesinleşecek.
****Brezilya'nın büyük bir soya fasulyesi üreticisi olan Rio Grande do Sul eyaletindeki benzeri görülmemiş seller, ürünlere ve altyapıya büyük zarar verdi. Küresel tahıl pazarı üzerindeki etkisi önemli olabilir.
*Rio Grande do Sul sel felaketi yalnızca Brezilya ekonomisine derin bir darbe vurmakla kalmıyor. Aynı zamanda küresel tahıl piyasaları için de bir şok. Mahsul kaybı, özellikle soya fasulyesi, yalnızca fiyatları yükseltmekle kalmayacak, aynı zamanda bir dizi domino etkisi de yaratacak. Tedarik kesintilerinden artan gıda fiyatlarına kadar, dünyanın dört bir yanındaki insanlar bu doğal felaketin sonuçlarını hissedecek.
Bu, küresel tarım sisteminin iklim değişikliği ve doğal felaketler karşısındaki kırılganlığını hatırlatıyor....