Önümüz kış...

Havalar soğumaya toprağa karlar düşmeye başladı. Soğan ve Patates lobisininde hareketlenmesi yakındır!

Durum vaziyet böyle iken devletimiz geçen yıl aldığı olağan üstü önlemler ile bu sene vatandaşlarının ucuz patates ve soğan almasını sağlayacaktır diye düşünüyorum.

Peki, bu patates ve soğanı eken satan ya da stok yapan stokçuları 'terörist' olarak suçlayıp yargıladığımız günlerde ne gibi önlemler alarak fiyatları düşürdük?

Elbette yat sahibi olan çiftçimize mazotu 1,5 TL’ye vererek!

Gübreyi geçen sene 1.250 TL alan çiftçimizi desteklemek için gübreye yaklaşık %80 zam yaparak!

Daha ucuza üretsin diye ilaca %70 oranında zam yaparak!

Belli ki bu destekler yetmeyince elektriğe yıl için 6 defa zam yaparak desteklemeyi artırdık!

Elbette bu desteklemeler içinde artan işçilik kalemleri, tohum maliyetleri vs yok!

Şimdi ekip üretenin zaten halinden anlayan yok. Üretenin ürettiğini alıp satan 'lobiciler' için ise durum belirsiz. Bakalım bu sene ne ile itham edilecekler.

En basiti şu paraya alıp üzerine şu kadar kar ve gider maliyeti ekleyerek fırsatçılık yaptıkları yönünde. Ancak topraktan soframıza gelen ürünlerinde nakliye, depolama ve vergilendirme sistemleri artış gösterdiği için aslında herkes bu kısır döngü içinde haklılık payına sahip oluyor.

Kalıcı çözümler üreterek sorunlarının önüne geçme bilincimiz o denli geliştiği için elbette patates ve soğan lobisi için ürettiğimiz çözüm gayet açık ve net.

Kapıda seçimler olur mu olmaz mı bilmem ama tanzim çadır kuracak güç ve iradeyi barındırdığımız sürece çözümlerimizde hep popülist kalarak devam edecek.

Ülkemizde hane halkı ekonomik darlığı şu demirbaş ürünlerle ilişkilendirerek anlamlandırır:

Elbette büyük şehirlerde bu kalemler farklılık gösterebilir doğalgaz gibi.

Tekrar haber bültenlerinde filanca depo basıldı bilmem kaç ton patates yakalandı, bir soğan lobisi daha çökertildi gibi haberler için medyamızın tüm gücüyle hazır olduğunu sanırım hepimiz biliyoruz.

Tüm bunlara rağmen ekonomi bakanımızın da dediği gibi Allahtan hane halkının geliri son 17 senede uygulanan ekonomik politikalarla üç kat arttı.

Geliri artmayan hane halkı varsa bunlar bu ülkede yaşamıyordur kesinlikle.

Uzun lafın kısası ne terazi aynı ne de ağırlık değişmeyen tek şey ise tartının başında ki zihniyet.

CEVAP HAKKI:

Efendiler yarın aşar vergisi ilan edeceğiz konulu yazıma katılan olduğu gibi elbette eleştirel yaklaşanlarda oldu. Konu siyasal bir değerlendirme içinde görünse de aslında tartışmaya yer vermemek adına siyasal söylemlerden uzak durmaya çalıştığım bir yazıydı.

Yazıma verilen cevaplardan biride cumhuriyet dönemi ve ikinci dünya savaşı sırasında toplanan ŞAHNA vergisiydi. Buna cevabı ismet Paşa’nın kendi sözleriyle verecek olursak. İkinci Dünya Savaşı’nın etkisiyle alındığı apaçık ortada olan bir verginin adıdır şahna vergisi.

İsmet Paşa Bursa’da yapmış olduğu bir miting sırasında “Bizi aç bıraktın” diye kendisine bağıran gence “Evet, doğru sizi aç bıraktım ama (ülkeyi savaşa sokmayarak) sizi babasız bırakmadım” demiştir.

Tüm bunların ışığı altında o yıllarda sanayisi olmayan bir ülkenin vergi toplaya bileceği tek çareydi halk.

Hatta Osmanlı döneminden beri uygulanan ve Fatih kanunnamesinde üç koyundan bir akçe şeklinde yerini bulan daha sonraki zamanlarda iki koyundan bir akçe şeklinde yükseltilen Ağnam Vergisi (Koyun Vergisi) de İsmet paşa döneminde tavizsiz bir şekilde uygulanmış ve 1962 yılında kaldırılmıştır.

Zamanın ruhuna ve dönemin konjonktürü içinde konuları ele aldığınızda bazı şeyleri anlamlandıra biliyorsunuz.

Tabi yerli tohum ekiminin yasak olduğunu, şeker fabrikalarının neden satıldığını küresel sermayeye fındığımızın neden peşkeş çekildiğini, canlı ve karkas et ithalatı neden yapıldığını zamanın ruhu içinde anlayamıyorum.