Seçimlerden sonra piyasaları soğutma politikası tüm kararlılığı ile sürdürülmeye devam ediyor.

Pandemiden sonra, özellikle son iki yıl tüm sektörler gibi tarımın mekanizasyon ayağında da muhteşem bir sadet dönemi yaşadı.

Yüksek enflasyon karşında çiftçi parasının erimesini traktör, biçerdöver, pulluk, balya makinesi vs. yenileyeceği ne varsa yenilemek suretiyle durdurmaya çalıştı.

Son iki senedir enflasyonist kaygılarla bozulan arz ve talep dengesinin sonun yakın olduğunu obez piyasanın kendi gerçekliğine döneceğini sektör paydaşları ile hep konuştuk.

Öyle ki, 2000 – 3000 adet satan traktör firmaları şubat mart aylarında yaptıkları bayi toplantılarında bayilerin 7000-8000 adet ön görüleri ile karşılaştı.

Çiftçi bu dönemde marka bağımlılığını bıraktığı için, hangi bayinin önünde hangi marka traktör varsa fiyatını önemsemeksizin traktörünü aldı ya da sıraya yazıldı.

Süreç içerinde traktör üretiminde yetersiz kalan tüm markalar kayıp yaşarken, en önemli kayıpları bayileri yaşamak durumunda kaldı. 

Su akarken testiyi doldurmama durumu ise bayilerin firmalar üzerinde ki baskıyı artırmasına daha çok sebep oldu.

Bayilerin eylem planına göre hareket eden traktör üreticileri ya da temsilcileri 2022 ve 2023 yılları içinde üretimlerini artırma kararı alarak bayilerin taleplerine göre bir politika izlemeye karar verdiler.

Herkes kendi gerçekliğini unutmuşçasına, testisini doldurma mücadelesi ile hareket etmeye devam etme kararı almıştı.

50 adet satabilecek bir altyapıya sahip olan bir bayi artık 200 traktör satabilmenin planlaması ile hareket etmeye başlamıştı.

Gelgelelim hesaba katmadıkları bir durum vardı, o da genel seçimler. 

İlk turu 14 Mayıs ikinci turu ise 28 Mayısta gerçekleşen genel seçimler sonrası kim kazanırsa kazansın ekonomik dengelerin değişeceği aşikâr bir şekilde ortadaydı.

Neyse öyle böyle derken değişen bakanlar kurulu, değişen ekonomi kurmayları bam başka bir ekonomik şahlanış planını devreye soktular.

Faiz sebep enflasyon sonuç dönemi artık bitmiş, ayetlerle desteklenmeye çalışılan faizsiz ekonomik model dönemi de artık son bulmuştu.

Artık hepimiz Ortodoks para politikalarına tekrar alışmak durumundaydık. 

İktidara göre kredi bolluğu dönemi bitmiş, tüketim çılgınlığına bir çeki düzen verme zamanı gelmişti!

Ziraat Bankası önce ikinci el traktör kredilerine dur dedi.

Takasa verdiği ikinci el traktör ile öz kaynak bedelini ödeyen çiftçinin takasını artık bayiler alamamaya başladı. Aldıkları takas traktörleri finansman ayağı olmadan nakde çeviremeyen bayiler takas fiyatlarını sabit tutarak takasları zorlaştırmaya başladı.

Oysa son iki sene neredeyse sıfır traktör satışlarının tamamına yakını takassız yapılmaya başlanmıştı.

Köylü sahibinden com gibi internet ortamlarında kendi traktörünü istediği paraya satabilmeyi öğrenmişti.

Öyle ki sermayelerini birleştiren köylüler galericiliğe bile başlar olmuştu.

İkinci el traktörlerde yaş ve model gözetmeksizin krediler kesilince sıfır traktör satışları komple durdurma noktasına gelse de bu durum temel olarak ikinci el traktör alım satımı yapan sektör temsilcilerini olumsuz bir şekilde etkiledi.

Sıfır traktör satan bayiler için olumsuzlar çok geçmeden arka arkaya geldi.

Çiftçi sattığı buğday paralarını alamadığı gibi geçen seneden kalan stokta ki buğdaylarını da satamadı. Bir süre sonra TMO’da alımı kesince hububat çiftçinin elinde kaldı ve piyasada ciddi bir tedirginlik hüküm sürmeye başladı.

Rusya - Ukrayna buğday antlaşması falan derken sesiz sedasız bir şekilde ziraat bankası yılda bir ödenen beş yıl vadeli sıfır traktör kredilerinde ki vadeyi 3 yıla çekti.

Buna ek olarak sübvansiyonlu kredilerde kullandırılan 1 Milyon üst limiti de 500-600 bin seviyelerine çekti.

Bu tür finansal gelişmeler ile traktör sektörü keskin bir durağanlığa girerken bayilerin önünde ki traktör stokları da her geçen gün artmaya başladı. 

Artık suların yükselmesi ile birlikte balıkların karıncaları yeme dönemi başlıyordu!

Finansal ve ticari öngörü eksikliğine sahip firmaların zor bir dönem yaşayacakları artık bir gerçek. 

Kendi gerçekliğine dönen sektör traktöre sıra yazmak deyiminden, eskiden uygulanan pazarlama faaliyetlerinden biri olan köy köy çalışmalarına geri dönecek gibi görünüyor.