TÜİK verilerine göre Türkiye genelinde satışı gerçekleşen ilk beş aylık traktör satış rakamları yayınlandı.

Genel toplam satışta 19.507 adet satış gerçekleşmişken geçen yılın verisine göre sektör -%30,5 düşüş yaşamış.

Konya tarım fuarı etkisi ve sezon başlangıcı olarak görülen 2024 yılının Mart ayına göre sektör -%43,6 yine aynı şekilde Mayıs verilerine göre -%31,2 kayıpla kapatmış.

2024 yılı kıyaslamalı aylık veriler şöyle.

Traktör-9

Geçen yılın toplamına baktığımızda %30,5 düşüş sektör için çokta hayra alamet değil.

19.507 adetlik traktör satışını da iyi irdelemek gerekir!

Toplam adetin içinde bayiler hedef primlerini yakalamak kaç adet traktörü plakaya çevirdi?

Bu satışların kaç adeti, borcu ötelemek ve vadeyi uzatmak için yapılan işlem olan sektörde buna 'takla' denilen sistemin dışında nihai gerçek kullanıcıya satıldı?

Bayilerin daralan piyasada zor dönemler geçirdiği ortada.

Benim piyasa analizlerime göre 2025 yılı genel satış oranının yaklaşık %20-25 pirim desteğini hak etmek için yapılan 'satışlar'.

Bu yılı 40-45 Bin ile kapatması muhtemel pazarı bu açıdan değerlendirecek olursak satışların yaklaşık 12.000-13.000 hedef pirim desteğini hak etmek için yapılan satışlar olarak değerlendirilebilir.

Sorunu gidermeyen sorunu çözmeyen bu satış baskısı bu şekliyle devam edecek olursa 2026 yılına devredilmiş 15.000 adet olacak gibi görünüyor.

Bayilerin 2024 yılından devraldığı stok yükünü artık siz düşünün.

Marka bazlı satışlara da değinecek olursak durum şöyle.

Traktör Istatistik-1

Türk traktör pazarını ekonomik kaygılarla değerlendirildiğimiz gibi Stage-5 geçiş sürecinde ki handikaplarıyla da doğru değerlendirmek lazım.

Yerli traktör üreticisi firmalar teknik anlamda Stage-5 sürecine tam anlamıyla geçiş yapamadıkları gibi servislerde bu adaptasyonu henüz sağlayamadı.

Adblue sistemli Stage-5 motora sahip bir traktörü satın alıp 150 Bin TL harcayarak adblue sistemini iptal ettirmek neden?

Bu kendi başına derin ve kapsamlı bir sorun alanı oluşturmaya devam ediyor.

Halen yerli traktör üreticilerinin stokunda binlerce Stage-3 motor var.

Bu gümrük birliği üyeliğimiz yok mu? İşte hep o sürecin iş bilmemezliğini, ceremesini çekiyoruz.

Neyse konumuza dönersek;

Pazar traktör seçimlerini halen 2024 model Stage-3 yönünde kullanıyor!

2.400 TL liste fiyatı olan Stage-3, 100 HP Kabin-Klimalı yerli bir traktör fiyatını, piyasada ki satış kaygısı ve takas alınan traktörün satış sürecinde ki geri dönüş belirsizliğini de denkleme dahil ettiğimizde aynı traktörü piyasada ki x bir bayiden takassız 1.800 TL’ye kadar satın alabiliyorsunuz.

Perakende fiyatlama konusunda derin bir uçurum var.

İthal markalarda ise durum daha vahim bir seviyede.

Yüksek HP’li aynı marka ve özellikte traktörü 2 Milyon daha aşağıya almanız mümkün.

Hele ki sarı sayfalarda 'yatarım amacıyla' alınmış daha sıfır saatte bir traktör bulursanız markanın temsilciğini yapan bayinin vay haline.

Kur baskısı ile rekabetçi rüzgarlar son iki yıldır ithal traktör markalarından yana esmekteydi. Katkı paylı özel bankalar aracılığıyla yapılan satış dönemlerinin bitmesi ile Stage-5 motorlu traktörleri de cazip kılan koşullar ortadan kalktı.

Durum böyle olunca, İthal marka temsilciği yapan bayiler tüm risklere rağmen kendi finansman koşulları ile satış yapmaya çalışıyor.

Daralan iç piyasa etkisi, yüksek faizli banka kredi koşullarında ki değişim, kuraklık, çiftçinin ürünün para etmemesi ve mevduat faizlerine verilen yüksek faiz kar oranları bu sene tüm sektörlerde işleri zorlaştıran en önemli etkenler gibi görünüyor.

Ekonomik belirsizlik ve adı konamamış kriz, şirketlerin sürdürülebilirliği noktasında çok büyük sorunlar yaratacak gibi görünüyor. Yerli bir traktör üreticisi 550 kişiyi işten çıkartma kararı almak durumunda kalıyor.

Ve daha nice firma küçülme kararı alarak işçi çıkartmalara devam ediyor.

Bu çok yönlü krizden çıkış, firmaların kampanyaları ile de aşılacak gibi görünmüyor.

Çünkü sorunun asıl kaynağı traktör fiyatlarından kaynaklanmıyor.

Kazanmayan, mahsulü para etmeyen, iklimsel mücadeleler ile uğraşan çiftçimiz kendi canının derdine düşmüş durumda.

Üretmek için, toprağını ekmek için borçlanarak üretimden yana olan çiftçimizin çoğunluğu borçlu ve vahşi faiz döngüsü çiftçimizi değirmen taşı gibi öğütüyor.

Çiftçi, borç batağında %60 yıllık faiz ile yaşam mücadelesi vermekte!

Bu kısır döngü içinde herkes mutlu olmak istiyorsa önce insanımızın yüzü, üretimin yüzü gülmeli.

Bunun başka yolu yok.