****Gastromilliyetçilik, ulusal bağlılığın duygusal gücünü yaratmak ve sürdürmek için gıda üretimi, dağıtımı ve tüketiminin kullanımını tanımlayan yeni bir kavramdır. 

****Ayrıca gastromilliyetçilik, gıda üretimi ve pazarlamasında milliyetçi duyguların kullanımını ve etkisini ele alır. Gastromilliyetçilik açısından yemek, kolektif kimliğin temel bir yönüdür. Bu itibarla, yerelleştirilmiş yemek kültürlerini milliyetçi projelerle birleştirmenin politik dinamiklerini keskin bir şekilde ortaya çıkardığı için bu kavram özellikle küresel ve ulusötesi pazarlar bağlamında faydalıdır.

****Gastromilliyetçilik veya mutfak milliyetçiliği, milliyetçiliği ve ulusal kimliği teşvik etmenin bir yolu olarak gıdanın ve tarihinin, üretiminin, kontrolünün, hazırlanmasının ve tüketiminin kullanılmasıdır.  

Avrupa'nın güneyi beyaz peynirini korumaya çalışıyor.

Fransa, İspanya ve İtalya gibi ülkeler Çin balını ve Kanada durum buğdayını yemek masalarından uzak tutmaya çalışıyorlar.

 Kıtanın yemek masalarından uzak tutmak için Avrupa'nın artan korumacılığını ele geçirmeye çalışıyor.

Süt işleme yerlerini ve spagetti üreticilerini korumak için önlemler alıyor.

***Etiketlerine yörenin adı yazılması isteniyor.

Artık tüketiciler, yalnızca yerel çiftçileri ve bölgesel kültürü desteklemek için değil, aynı zamanda karbon ayak iziyle mücadele etmek için de yiyeceklerinin nereden geldiğiyle ilgilenmeye başlıyor.

***Tüketicilerin yerli ürünleri tercih etmesi bazılarını rahatsız ediyor.

*Etiketlerde Türkiye’de veya Malatya’ da üretildi diye yazdığında ne olur?

Yazmadıklarında ürünümüzü vermesek ne yaparlar?

*Ürünlerimizi ucuza alıp paketleyerek etiketlere sadece kendi ülkelerini yazanlar ne yapacak?

AB’ nin işine gelir mi?

Kültürel istisnacılık!

Ticaret avukatları geleneksel olarak menşe etiketlemesini ülkelerin yabancı ithalatlara karşı ayrımcılık yapmasının bir yolu olarak görüyor.

Tüketicilere bilgi sağlamak meşru bir amaçtır ve menşe meşru bir bilgidir. Özellikle gıdalarının kökenini doğası gereği önemsemek gerekmez mi?

Kültürel olarak bakmak gerekirse bizim yani tüketicilerin gıdalarının kökenine karşı hassas olmamız gereklidir.

Kimse, bu pazarı olumsuz etkiler, düzenleme gerekli demesin…

***Tüketiciler, yalnızca yerel çiftçileri ve bölgesel kültürü desteklemek için değil, aynı zamanda gezegenin diğer tarafından taşınmış olabilecek gıda maddelerinin karbon ayak iziyle mücadele etmek için de yiyeceklerinin nereden geldiğiyle ilgilenmeye başlıyor.

Tüketici olarak ne yediğimizi ve nereden geldiğini bilmek istememiz gerekmez mi?

Etiketlerin "birincil bileşenlerinin" kökenini belirtmesi gerekir.

Bu özellikle ülkemize özgü olması gerekir.

Ülkemiz için en önemli etiketleme hedeflerimiz neler olmalı?

***Önceliğimiz coğrafi işaret alarak tescil edilen ürünlerimiz ile Avrupa Birliğinden de tescil edilen ürünlerimiz olmalıdır. Ayrıca coğrafi işaret alarak tescil edilen ürünlerimizin AB’den tescil edilmesi çok önemlidir. Hangi yöremizin ürünü olduğunu hem biz hem dünya bilsin….

***Bu uzun bir süreçtir. Bu süreci hızlı geçmemiz gereklidir. Örneğin, Giresun Tombul Fındığı, Türk Marka ve Patent Kurumu tarafından 2001 yılında Coğrafi işaret olarak tescil edilmiştir. AB tescil başvurusu ise 2018 yılında gerçekleştirilmişti. Tescil için yapılan başvuruya ilişkin inceleme süreçleri başarıyla tamamlanan “Giresun Tombul Fındığı" 10 Şubat 2022 tarihinde Avrupa Birliği nezdinde ilan edildi. Üç aylık ilan süresinin sonunda Giresun Tombul Fındığı, Avrupa Birliği ülkelerinin tamamında koruma altına alınmış olacak.

***Giresun Tombul Fındığının, AB tescil sürecinin tamamlanarak Antep Baklavası, Aydın İnciri, Aydın Kestanesi, Bayramiç Beyazı, Malatya Kayısısı, Milas Zeytinyağı ve Taşköprü Sarımsağı'ndan oluşan mevcut AB tescilli coğrafi işaretlerimiz arasına eklenmesiyle AB’de tescilli coğrafi işaret sayımız 8’e ulaşmış olacak.

Türk Marka ve Patent Kurumu tarafından Coğrafi işaret olarak tescil edilmiş ürünlerimizin sayısı çok düşüktür…

****Bu şekilde belirli ürünler ülkeye ait olarak o ülkenin milli kaynağı olmaktadır. (Örn, Adana Şalgamı, İzmir Kumrusu, Ankara Tava, Urfa Lebenisi, Konya Peynir Şekeri, Muğla Çam Balı, Hereke Yün El Halısı… )

Bu süreç tarım ve gastronominin milliyetçilik yanının olduğunu da göstermektedir.

Bu şekilde tescil süreci izleyerek kurumlar ve yöreler kendi ürünlerine milli kaynak olarak sahip çıkmaktadır. Bu bir yandan da özellikle gıda maddeleri ve tarım ürünleri konusunda gastronomik açıdan "zenginlikler" anlamına gelmektedir.

Tek pazar sıkıntıları olacak deniyor. İç Pazar istenmelidir. Serbest rekabet ve gerçekten tamamlanmış bir iç pazar olmalıdır. Çünkü rekabetin bir parçası, tüketicilerin tüm bilgileri masada tutarak karar verebilmeleri gerektiği olmalıdır.

Uluslararası ticaret hukuku fikrinin tamamı, hükümetlerin tüketicilerin kendileri için seçim yapmasına izin vermesi gerektiğidir. Buda tüketicilerin ne satın aldıklarını bilmelerine bağlıdır. Düzenleme gerekiyorsa bu görevi ilgili otorite yerine getirmelidir.

*Menşe etiketlemesi önemlidir. 

*Böylece gıda kaynağı şeffaflığı da bilinir.

Hepsinin arkasında basit bir kural vardır: Bir gıda üreticisi, örneğin bir ürüne “Türk Yoğurdu” adını vererek, gıdanın menşeini bir etikete koymaya karar verirse, ancak bu ürünün ana bileşeni farklı bir yerden geliyorsa, açıkça belirtilmelidir (örneğin: “Romanya'dan sütlü bir Türk yoğurdu”). 

*** Gıda Güvenliği, Gıda Güvvencesi, Gıda Egemenliği, Güvenilir Gıda ve Gıda Güvenilirliği nedir?

***Gıda Güvenliği, tüm hane halkı üyelerinin fiziksel ve ekonomik olarak yeterli gıdaya ulaşması ve bu ulaşmada hane halkının bir risk taşımaması”  olarak  tanımlanmaktadır.

***Gıda güvencesi, insanların sürdürülebilir, güvenilir, uygun fiyatta, kaliteli, sağlıklı beslenme alışkanlığını geliştirecek besinleri satın alma ve tüketme hakkına sahip olduğu anlamına gelir.

***Gıda Egemenliği; İnsanların kendi gıda sistemlerini tanımlama hakkı olarak tanımlanmaktadır.

***Güvenilir Gıda; Her türlü bozulma ve çeşitli hastalıklara yol açan etkenlerden arındırılmış, tüketime uygun, sağlık açısından bir sakınca oluşturmayan ve besin değerini kaybetmemiş gıda maddeleridir.

***Gıda Güvenilirliği, Gıdalarda olabilecek fiziksel, kimyasal, biyolojik ve her türlü zararların bertaraf edilmesi için alınan tedbirler bütünüdür.

Bugün biraz gıda güvenliğinden bahsedeceğim. 

****Neden gıda güvenliği konusunda acil eylem çağrısında bulunuyorlar?

Dünya, artan krizlerle sarsılıyor. Ukrayna'daki savaşın etkileri, şu anda üçüncü yılına giren devam eden COVID-19 pandemisine katkıda bulunurken, iklim değişikliği ve artan kırılganlık ve çatışmalar dünyanın dört bir yanındaki insanlara kalıcı zararlar veriyor. 

**Temel ihtiyaç maddelerinin keskin biçimde yüksek fiyatları ve arz kıtlığı, dünya çapında haneler üzerindeki baskıyı artırıyor ve milyonlarca insanı daha yoksulluğa itiyor. 

Tehdit, gıda ithalatından büyük bir tüketim payına sahip en yoksul ülkeler için en yüksek düzeydedir. Ancak kırılganlık, dünyadaki yoksulların çoğunluğuna ev sahipliği yapan orta gelirli ülkelerde hızla artmaktadır. Dünya Bankası tahminleri, gıda fiyatlarındaki her bir yüzde puanlık artış için dünya çapında 10 milyon insanın aşırı yoksulluğa sürüklendiği konusunda uyarıyor.

****Gıda fiyatlarındaki artış, azotlu gübrenin önemli bir bileşeni olan doğal gazın maliyetindeki çarpıcı artışla daha da kötüleşiyor. 

Artan gübre fiyatları ve küresel arzdaki önemli kesintiler, büyük ölçüde gübre ithalatına bağımlı olan büyük üreticiler ve ihracatçılar da dahil olmak üzere çoğu ülkede gıda üretimi için önemli etkilere sahiptir. Gıda fiyatlarındaki artış ve arz şokları, özellikle zaten kırılgan olan veya çatışmalardan etkilenenler başta olmak üzere, etkilenen birçok ülkede sosyal gerilimleri körükleyebilir.

*Gelir düzeyi düşük yoksul halkımızı, acil gıda tedariki, finansal destek, artan tarımsal üretim ve açık ticaret gibi koordineli eylemler yoluyla desteklemeliyiz.

Bunun yanı sıra etkilenen yerel tarımsal üretimi ve tedariki artırmak için politikamızı ve finansal desteğimizi hızla hızlandırmak gereklidir.

*Gıda güvenlik açıklarını izlememiz ve o yönlerimizi güçlendirmemiz gereklidir.

Bu kesime hibeler verilebilinir. Acil finansman ihtiyaçları desteklenebilir.

Gıda güvencesi olmayanlara koordineli bir şekilde hızlı bir şekilde destek sağlamak kritik önem taşıyor. 

Bu konular çok önemli ve çok duyarlı olmak zorundayız. Önemli olan “Halk Sağlığıdır”…

****Herkesin “Ramazan Bayramlarını” şimdiden kutluyorum.. Nice sağlıklı, mutlu, huzurlu, sorunların çözüldüğü barış dolu bayramlara…