****Tarım ve gıdada enflasyon nedenini ekonomi ve ekonomik politikalarla açıklamayı sevmiyoruz.

****Tarımsal girdilerle ilgili enflasyonu yansıtmak için türetilen terim olan agflasyon rakamı yüksektir. Çiftçilik maliyetindeki daralma devam ediyor.

****Bununla birlikte sorunlar çoktur. Tarımsal girdilerdeki agflasyon ile tarımsal çıktılara ilişkin enflasyon arası açılıyor. Uçuruma gidiyor.

Bir yandan girdi maliyetleri diğer yandan çıktı fiyatları arasındaki fark genişlemeye devam ettiğinden, bu durum çiftçiler için zorlu bir döneme işaret ediyor.

****Genel ekonomik enflasyon zirve yapmış gibi görünse ve bazı yorumcular enflasyon oranının 2023'te önemli ölçüde düşeceğini tahmin etse de, gıda fiyatları yükselmeye devam ediyor.

****Ekonomik zorluklar artarken, kaynaklar azalırken, başka konular hemen öne çıkarılıyor. Propaganda yapılmaya çalışılıyor. Ekonomideki çözülemeyen sorunların nedenlerini başka yerlerde neden aranıyor? Sorun ve çözümün tek kaynağı ekonomik politikalardır.

****Agflasyon, hem gıda hem de biyoyakıt olarak kullanılan ürünlere yönelik artan talep nedeniyle gıda fiyatlarının diğer mal ve hizmetlerin fiyatlarından daha hızlı artması olgusunu tanımlar.

****Agflasyon, tarım ve enflasyon kelimelerinin bir birleşimidir.

Ülkemizde fiyatlardaki genel artış veya tarım dışı sektördeki fiyatlardaki artışla karşılaştırıldığında, gıda ve endüstriyel tarım ürünleri fiyatlarında ileri düzeyde bir artışın ekonomik bir olgusudur.

****Agflasyon yüksek olduğunda, gıda ve tarım ürünleri için daha fazla hane geliri gerekir.

Genel enflasyon oranları, küresel ekonomilerin gücünü analiz etmek için yaygın olarak kullanılır. Enflasyon için tarım önemli bir sektördür. Enflasyonun fiyat oranlarında eğilimleri belirler.

****Agflasyon, talebin arzı giderek aşması ve fiyatı "şişirilmiş" seviyelere yükseltmesi nedeniyle oluşur. 

**Talep yönlü enflasyon, ekonomik büyümeyi teşvik etmek için talebi canlandıran para ve maliye politikalarından kaynaklanır.

**Maliyet enflasyonu, fiyatları artıran arz kıtlığından kaynaklanır. Agflasyon, bu tür enflasyona bir örnektir. Belki de hasadı etkileyen kötü hava koşulları nedeniyle mahsul kıtlığı nedeniyle tarımsal ürünlerin maliyetleri arttıkça, gıda fiyatları yükselir.

***Agflasyonun, genel enflasyon üzerine etkisi vardır.

-       Mısır fiyatları yükseldiğinde, yem için daha ucuz buğday kullanılır.

-       Buğday fiyatları arttığında pirinç daha fazla kullanılır.

-       Kırmızı et fiyatları yükseldiğinde beyaz ete talep artar.

Buğdayda, pirinçte ve kırmızı ette fiyatlar düşer mi? Yükselir mi?

Diğer ürünlere kayan gıdayla ilgili talep, genel gıda fiyatlarını mutlaka düşürmez. Daha ucuz olabilecek ikame ürünlere yönelik ek ihtiyaç, hâlâ yukarı yönlü fiyat baskısı yaratır.

Ekonomistler, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) gibi raporları kullanarak fiyatları ölçerek genel enflasyonu değerlendirse de, enflasyonun etkisi çeşitli küresel pazarlarda belirli mallara göre farklılık gösterir. Toplam yaşam maliyetinin yüzdesi olarak kişi başına düşen gıda maliyeti, gelişmiş ülkelerde, dünyanın daha az gelişmiş bölgelerine göre daha düşüktür.

****Tüketiciler yıkımın acısını hissediyor.

Agflasyonun etkisi, Fiyat Endeksinde örneğin TÜFE’ de açık görülür. Gıda fiyatlarındaki artış ortalama enflasyona göre daha fazladır. Enflasyon düşerken gıda fiyatları artabilir. Enerji fiyatları düşerken gıda fiyatları artar.

Genel enflasyon oranları, küresel ekonomilerin sağlamlığını analiz etmek için yaygın olarak kullanılsa da, tarımın süregelen önemi, fiyat eğilimlerini ölçmenin ve büyüyen bir dünyayı besleme yeteneğinin önemli bir yönüdür.

****Agflasyon kısaca tarımsal emtia fiyat artışıdır.

Fiyat seviyelerinin de bir değişiklik olduğunu hepimiz görüp yaşarız.  Bunun en büyük nedeni, özellikle uluslararası navlun oranları, gübre ve petrol fiyatına daha duyarlı olan girdilerdeki maliyet artışıdır. Daha geniş bir bakış açısıyla, tarımsal emtia fiyatları hala enflasyondan daha az büyümeye sahiptir.

Agflasyon konusunda gerçekte ne yapabiliriz?

Yükselen enflasyonun ortasında yaşam krizinin mevcut maliyetinin hepimiz farkındamıyız? 

Rusya'nın Ukrayna'yı işgali ve Covid-19 salgınının sonuçları, fiyatların yükselmesine ve enflasyonun zincirleme yükselmesine katkıda bulundu. 

Tarım bu baskılardan çok etkilendi. Agflasyon, gıda fiyatları ve buna bağlı satın alma alışkanlıkları üzerinde dalgalanma etkisi yarattı. Tarımsal üretim maliyetinde çok fazla artışa neden oldu.

Gelişmiş ülkelerin parası değer kaybediyor. Gelişmiş ülkelerde, Merkez Bankası, faiz oranlarını yükselterek değerinin daha fazla düşmesini önlemeye ve enflasyonu kontrol etmeye çalışıyor. Olanların çoğu, herhangi bir bireyin etki ve kontrolünün dışındadır. Ancak agflasyon şokunun etkisini hafifletmeye yardımcı olacak taktikler vardır. Çabanın kontrol edilebilir olanı ise kontrol etmeye odaklanmasını gerektirir.

***Neleri kontrol edebiliriz?

İş performansı

Sermaye artırımı

Satın Alma Politikası

***Neler kontrolümüzün dışındadır?

Hava durumu

Market fiyatları

Girdi maliyeti enflasyonu

Faiz oranları

****Çiftçiler için yüksek enflasyon oranı yalnızca daha yüksek fiyatlar değil, aynı zamanda patlayan maliyetler anlamına gelir. Yüksek tarım fiyatlarının uzun vadede artan maliyetleri karşılayıp karşılamayacağı belirsizdir.

****Şimdiye kadar, tarım sektörü rekor yüksek enflasyonu iyi atlattı. Yüksek maliyetlere rağmen, bazı tarımsal işletmeler iki yakasını bir araya getirmeyi başardı. Mevcut emtia kıtlığından faydalandı. Çünkü fiyatlar da yüksekti. Ancak ekonomistler bunun yakında değişebileceğinden korkuyor.

****Tarım inanılmaz derecede dirençli…

Ukrayna'daki savaştan kaynaklanan süregelen belirsizliğe rağmen, tarım ekonomisinin bir bütün olarak "inanılmaz derecede dirençli" olduğunu gözlemleniyor.

****Ancak şu ana kadar enflasyonun tekrar düşüş patikasına girdiğine dair bir işaret yok. Baz etkisi ile kendimizi kandırmayalım. Nihayetinde, enflasyon seviyesini kalıcı olarak düşürmek için tüketiciler ve şirketler harcamaları kısmaya istekli olmalı veya bunu yapabilmelidirler.

Ancak bu, merkez bankaları fiyat istikrarı görevlerinin yerine getirildiğine inanana kadar faizi indirimi değil artırımlarının muhtemelen devam edeceği anlamına geliyor. Ne yazık ki, en geç 2023'ün ilk yarısına kadar çiftçiler ve şirketler için dolaylı zarar olasılığını önemli ölçüde artırıyor.

Tarımsal üretim ve ulaşım sorunları en çok Karadeniz'de yaşanıyor. Ancak son zamanlarda Avrupa, Asya ve Amerika'da yaşanan kuraklık da tahıl tedarikini ve lojistiği olumsuz etkiledi. Kuzey Amerika ve Batı Avrupa nehirlerindeki düşük su seviyeleri, tarımsal ürün ve girdilerin mevcudiyeti konusundaki endişeleri daha da artmıştır.

****Başka seçenek yok! Sadece devam et!

Tarımda, emtia fiyatlarının çoğu tarihsel olarak enflasyona göre düşmüştür. Bu nedenle mahsul verimindeki ve verimlilikteki artışlar, reel fiyatlardaki düşüşün dengelenmesine yardımcı oldu. Ekonomideki enflasyonist baskıların tarımsal emtia fiyatlarını daha da yükseltebileceği bekleniyor.

Bununla birlikte, yüksek emtia fiyatları, borçlanma maliyeti de dahil olmak üzere tarımsal girdilere olan talebi de artırmaktadır. 

Tarihsel veriler, enflasyonun arazi gibi tarımsal varlıkların değerini artırma eğiliminde olduğunu, ancak ihracatı etkileyebileceğini gösteriyor.

****Etkilerin çoğu, ekonomideki ve para politikasındaki enflasyonun ciddiyetine ve süresine bağlıdır. Ayrıca sonuç, kişinin bir tarım arazisi yatırımcısı, kalıcı toprak sahibi veya arazi kiracısı olmasına bağlı olarak değişebilir. Dış sermayeye ve uluslararası piyasalara ne kadar bağımlı olduğunuz da çok önemlidir.

****Enflasyon çok fazla fiyat belirsizliği yaratıyor. Muhtemelen en zarar verici şey, uzun vadeli faiz oranlarını yükseltmesidir. Bu, çiftçinin, çiftliği genişletmek veya çiftliğe yeniden yatırım yapmak için borçlanma maliyetlerini artırır. Bu aynı zamanda 1970'lerde ve 1980'lerde çiftçiler için en büyük enflasyon sorunuydu.

****Çiftçi Ahmet Amcanın, birçok çiftçinin sahip olabileceği enflasyon endişelerine bir yanıtı var; çiftçinin rekor enflasyona rağmen yaptığı tek şey işe devam etmesidir.  Ne yazık, işe devam etmekten başka çaresi yoktur. Çiftçinin dostu kalmadı. Tarımın ayakları yere basmayan politikalar ile nereye geldiğini yaşayarak görüyoruz. Aslında bunu, çiftçinin sivil toplum kuruluşları ve politikacılarda görüyor ve biliyorlar. Ancak koltuk çok tatlı.. Koltuğu ve saltanatı bırakmamak tek istekleri olmuş. Çözümsüzlük politikaları olmuş. Doğru sözlerine cevap vermek mümkün mü?

Doğrucu Davutların, Çiftçi Ahmet Amcaların daha fazla yönetimlerde yer almasından başka çare var mı?