Tarım Bakanlığının ekilmeyen tarım arazisi çelişkisi! başlıklı 25 Aralık’taki yazımızda; Tarım ve Orman Bakanlığının üst üste iki yıl ekilmeyen tarım arazilerinin üretime kazandırılması için yaptığı çalışmadaki çelişkiye dikkat çekmek için nadasa bırakılan tarım arazilerine verilen mazot desteğine işaret etmiştik.   

Bakanlık çok basit bir çalışma ile nadasa bırakılan 31 milyon dekar tarım arazisini üretime kazandırabilecekken bunu yapmayıp, üstelik çiftçi arazisini nadasa bıraktığı için ödüllendirilirken, diğer taraftan Meclis’ten kanun çıkartarak çiftçinin 2 yıl ekmediği tarım arazilerinin kiralama yöntemi ile üretime kazandırılacağını iddia etmesi, tarım politikalarında yaşanan çelişkiyi ortaya koymuştu.

Bizim bu yazımıza bazı eleştiriler de gelmedi değil.

Nadas olmadan kıraç arazilerden hiç verim alınamayacağı, nadas uygulamasının yeterli miktarda yağış almayan kıraç arazilerde toprağın su tutmasının sağlanarak sonraki yıl ürün almak için yapıldığı belirtilerek bizi eleştirenler olmuştu.

Bu eleştirilere katılmakla birlikte aslında doğru bir planlama/yönlendirme ve doğru tohum kullanımı ile nadasa bırakılan tarım arazileri pekâlâ üretime kazandırılabilir.

Burada bunun detayına girmeyeceğim, zaten bizim bu uyarımızda ne kadar haklı olduğumuzu da önceki gün Resmi Gazete’de yayımlanan ‘Tarım Arazilerinin Kullanımının Etkinleştirilmesinin Desteklenmesine yönelik Cumhurbaşkanlığı kararı da göstermiş oldu.

'Söz konusu karara göre, boş bırakılan, atıl durumda bulunan veya nadasa bırakılan araziler, uygun münavebe planı ve ekim yöntemleri kullanmak suretiyle tarımsal üretime kazandırılacak.'

Bunun için de çiftçiye yüzde 75 hibe desteği verilecek.

Aslında Resmi Gazete’de yayımlanan kararın, 25 Aralık’taki yazımızın ardından yayınlanması bizim ne kadar haklı olduğumuzu gösterirken, buradan kendimize de çok rahat bir pay çıkarabiliriz. Ancak biz işin orasında değiliz.

Bizim için asıl önemli olan, tarım politikalarındaki politikasızlığın net bir şekilde ortaya çıkmış olması. Bir yanlıştan dönülmüş olsa da yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararı ile 81 ilde teşkilatı bulunan devasa bir örgütlenme ağı olan Tarım ve Orman Bakanlığının tarım gibi stratejik bir alanda sağlıklı bir politika ortaya koyamadığı net bir şekilde ispat edilmiş oldu.

Düşünün, nadasa bırakılan kıraç araziler doğru tohum ve doğru bir planlama/yönlendirme ile üretime kazandırılabilme imkanı varken, bu yapılmayarak bir de arazisini nadasa bırakan çiftçiye destek vererek ödüllendiriliyor! 

Tarımdaki politikasızlıklardan birincisi bu...

İkincisi, nadasa bırakılan tarım arazileri için çiftçiye iki destek birden mi verilecek?

Yani çiftçi hem arazisini nadasa bıraktığı için dekara 38 lira mazot desteği ardından bu araziyi üretime kazandırdığı için bir de yüzde 75 hibe desteği mi verilecek?

Yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararında bununla ilgili hiçbir bilgi yer almıyor!

Böylesine önemli bir konuda bile yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararının, gelişi güzel hazırlandığı her halinde belli oluyor.

Gelelim bu konuda asıl politikasızlığa…

Atıl tarım arazilerinin üretime kazandırılmasına yönelik yüzde 75 hibe destekli politika Bekir Pakdemirli döneminde başladı ve yanlış hatırlamıyorsam, üçüncü yılına girdi.

Pekâlâ, bu kadar reklamı yapılan bir konuda Tarım ve Orman Bakanlığı verilen yüzde 75 hibe desteği ile atıl tarım arazilerinin ne kadarının üretime kazandırıldığına yönelik neden hiçbir şekilde veri yayınlamıyor?

Örneğin geçtiğimiz yıl 5-10-20 yıldır ekilmeyen ancak verilen hibe desteği ile üretime kazandırılan arazi miktarı ne kadar?

Hangi ilde ne kadar tohum desteğinin verildiği ve bu tohumların hangi arazilerde ekildiğine dair bütün bu veriler, Tarım ve Orman Bakanlığının sisteminde mevcut!

O zaman bu bilgiler kamuoyu ile niye paylaşılmıyor?

Tarım Bakanlığı açıklasın da 'atılan taş kurbağa ürkütmüş mü' biz de görelim!

Sahadan aldığımız bilgilere çiftçilere verilen yüzde 75 tohum hibe desteğinde birçok suiistimal yaşanırken, asıl sorun verilen bu hibe desteğinin hiçbir şekilde takibi yapılmıyor.

Yani ekilmeyen tarım arazilerinin üretime kazandırılması için verilen hibe desteğinin çoğu mevcut ekilen arazilere gidiyor.

Evet yanlış okumadınız... 

Bu iddiamın arkasındayım... 

Burada şunu belirtmem gerekiyor; çiftçinin zaten ekeceği araziye yüzde 75 hibe desteğinin verilmesine karşı değilim. Çiftçiye ne kadar destek verilse azdır.

Ancak ekilmeyen tarım arazilerinin üretime kazandırılacağı gerekçesiyle verildiği iddia edilen hibe desteğinin ekilen tarım arazilerinde kullanılması, bununla ilgili hiçbir takibin yapılmaması, verinin yayınlanmaması başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere siyaset, kamu bürokrasisi ve bir bütün olarak ülke kamuoyu yanıltmış olmuyor mu?

Bu bir politikasızlık değil midir? 

Bugün hayvancılıkta ve bitkisel üretimde birçok üründe yaşadığımız sorunların temelinde de asıl bu politikasızlık yatmıyor mu?

Buradan sayın Tarım Bakanı Kirişçi'ye soralım; geçen yıl verilen yüzde 75 hibe desteğinin ne kadarı ekilmeyen tarım arazilerinde kullanılmıştır ve üretime kazandırılan arazi miktarı ne kadardır? 

Bakalım; bu veri kamuoyu ile paylaşılacak mı, paylaşılmayacak mı? 

Buna göre, sayın Kirişçi'nin de ekilmeyen tarım arazilerinin üretime kazandırılması konusunda ne kadar samimi olduğunu da öğrenmiş olacağız...