Dün, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımızı coşkuyla, ilk günkü heyecanla, kutladık. Bu coşkuyu hep birlikte yaşadık. 19 Mayıs 1919, “Ya istiklal ya ölüm!” düşüncesiyle yürütülen Türk Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcı olarak tarihe geçmiştir.

Atatürk'ün Sözlerini hatırlayalım…

Genç fikirli demek, doğruyu gören ve anlayan gerçek fikirli demektir.

Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu kâfidir.

Atatürk'ün Tarımla İlgili Sözlerini unutmayalım.

 Burada bir çiftlik kuracağım. Bu çiftlikte hayvanlar yetiştireceğim. Bir küçük ormanın kenarında tarım endüstrimize ait bacalar tütecek.

Kılınç ve saban; bu iki fatihten birincisi, ikincisine daima yenildi.

Köylülerin gözleriyle görebilecekleri, çalışmaları için örnek tutacakları, verimli, modern, uygulamalı tarım merkezleri kurmak gereklidir.

Bende çiftçi olduğumdan biliyorum. Makinesiz tarım olmaz.

Türkiye’nin gerçek sahibi ve efendisi, gerçek üretici olan köylüdür.

Milletimiz çiftçidir. Milletin çiftçilikteki çalışma imkânlarını, asri ve iktisadi tedbirlerle en yüksek seviyeye çıkarmalıyız.

Eğer milletimizin büyük çoğunluğu çiftçi olmasaydı, biz bugün dünya üzerinde olmayacaktık.

Milli ekonominin temeli tarımdır.

****Dünya Arı Günü

****Her yıl 20 Mayısta Dünya Arı Günü kutlanır.

Arılar dünyamızda en çalışkan canlılardan biridir. Yüzyıllardır insanlara, bitkilere ve çevreye fayda sağlamışlardır. 

Polenleri bir çiçekten diğerine taşırlar. Döllenmeye neden olurlar. Arılar ve diğer tozlayıcılar bol miktarda meyve, kabuklu yemiş ve tohum üretimi sağlarlar. Aynı zamanda daha çeşitli ve daha kaliteli, gıda güvenliğine ve beslenmeye katkıda bulunurlar.

Tozlaşmanın genel olarak çevre üzerinde olumlu bir etkisi vardır. Canlı ekosistemlerin korunmasına yardımcı olur. İnsan refahı ve geçim kaynakları için kritik olan çok çeşitli bitkiler için tozlayıcı gerekir. 

****Bunları biliyor muyuz?

20.000'den fazla arı türü de dahil olmak üzere tozlayıcı türlerin büyük çoğunluğu yabanidir. 

Tozlayıcılar, dünyanın toplam mahsul üretiminin %35'ine katkıda bulunur. Dünya çapında önde gelen 115 gıda mahsulünün 87'sini tozlaşma ile döllenmesine yardımcı olur.

İnsan kullanımı için meyve ve tohum üreten dünyadaki mahsullerin %75'e yakını, en azından kısmen, tozlayıcılara bağlıdır. 

Birçok alanda arılar, tozlayıcılar ve diğer birçok böcek bolluk ve çeşitlilik açısından azalmaktadır. 

Gıda güvenliğimiz, beslenmemiz ve çevremizin sağlığı arılara ve tozlayıcılara bağlıdır. 

Arılar ve tozlayıcılar için herkes bir fark yaratabilir. 

Arılar ve diğer tozlayıcılar, ekosistemlerin sağlığı ve gıda güvenliği için esastır. 

Biyoçeşitliliğin korunmasına ve besleyici gıda üretiminin sağlanmasına yardımcı olurlar. 

Yoğun monokültür üretimi ve pestisitlerin uygunsuz kullanımı, gıda ve yuvalama alanlarına erişimlerini azaltarak, onları zararlı kimyasallara maruz bırakarak ve bağışıklık sistemlerini zayıflatarak tozlayıcılar için ciddi tehditler oluşturur. 

***2023 Dünya Arı Günü, “Tozlayıcı dostu tarımsal üretim yapan arı” teması altında, tozlayıcı dostu tarımsal üretimi desteklemek için küresel eylem çağrısında bulunuyor. Özellikle bilime dayalı tarımsal üretim uygulamaları yoluyla arıları ve diğer tozlayıcıları korumanın önemini vurguluyor. 

Arılar önemli tozlayıcılardır. Bal yaparlar. Ses çıkarırlar. Pikniklerde bize katılmayı severler.

Ama aynı zamanda bize ilaç sağlarlar. Gezegenimizi güzel ve sağlıklı tutmaya yardımcı olurlar.

Neden Dünya Arı Günü?

Her yıl Dünya Arı Günü'nü kutlayarak, arıların ve diğer tozlayıcıların insanları ve gezegeni sağlıklı tutmada oynadıkları temel rol ve bugün karşılaştıkları birçok zorluk hakkında farkındalık yaratabiliriz. BM Genel Kurulu'nun 20 Mayıs'ı Dünya Arı Günü ilan etmesine yol açan Apimondoa'nın desteğiyle Slovenya Hükümeti'nin çabaları sayesinde 2018'den beri bu günü kutluyoruz. 

Bu tören için tarih, modern arıcılığın öncüsü Anton Janša'nın doğduğu gün olarak seçilmiştir. Janša, arıcılığın köklü bir geleneğe sahip önemli bir tarımsal faaliyet olduğu Slovenya'da arıcı bir aileden geliyordu. 

Dünya Arı Gününe nasıl geldik?

20 Mayıs 1734 – Breznica, Slovenya Uzun bir arıcı soyundan gelen Anton Janša, modern arıcılığın öncüsü oldu. Arılar, köyde toplanıp çiftçilik ve arıcılık uygulamalarını tartışan komşu çiftçilerle sık sık konuşulan bir konuydu.

1766- Anton, Avrupa'daki ilk arıcılık okuluna kaydoldu.

1769- Janša tam gün arıcı olarak çalıştı.

1771- Almanca Arıcılık Tartışması kitabı yayınlandı.

2016- FAO Avrupa Bölgesel Konferansında, Slovenya Cumhuriyeti, Uluslararası Arıcılar Birliği Federasyonu Apimondoa'nın desteğiyle Dünya Arı Günü'nün her yıl 20 Mayıs'ta kutlanmasını önerdi.

2017- Dünya Arı Günü Önerisi, FAO Konferansı 40. Oturumunda değerlendirilmek üzere sunuldu.

2017- BM Genel Kurulu oybirliğiyle 20 Mayıs'ı Dünya Arı Günü olarak ilan etti.

20 Mayıs 2018- Dünya Arı Günü'nün İlk Kutlaması.

***Arıcıkta sorunlarımız var. Öncelikle arı ile balı birleştirmeliyiz.

Tarımsal Üretici Birlikler Kanunu ile 2004 yılından beri arı ile bal, kırmızı et ile hayvancılık birbirinden ayrıldı. İki ayrı birlik oldu. Bu konuda sorunlar çözülmeli ve arı ile bal birleşmelidir. Kovan başına bal verimi artırılmalıdır. İhracat sorunları çözülmeli daha fazla yurtdışına bal satmalıyız. Arıcılara akıllı tarımsal destek vermeli ve daha fazla destekleme bütçesi ayrılmalıdır. Akıllı arıcılığa geçilmelidir. Yapay zeka gibi teknolojilerden daha fazla yaralanılmalıdır. Arıcılıkta, “Arı 4.0” yakalanmalıdır. Tarım ve Orman Bakanlığı sadece düzenleme ve denetleme görevini yerine getirmeli diğer tüm görevler arıcılara verilmelidir. 

****Ülkemizde arıcılığa büyük hizmetler veren ve Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliğinin Yönetim Kurulu Başkanlığını da yapan Ziraat Yüksek Mühendisi Rahmetli Bahri Yılmaz’ı saygı ile anıyorum.

***Son söz; arı sadece bal değil, tüm canlıların yaşam kaynağıdır. Arılar ve tüm tozlayıcılar konusunda duyarlı ve hassas olalım.

****Dünyada tarım, enflasyonun neden olduğu satın alma gücü aşınmasına ilişkin tartışmaların merkezinde yer alıyor. Gıda fiyatları bizde düşmüyor. Ancak dünya fiyatlarının düşmesi ve düşmeyi hızlandırmak için tarım sektörü üzerinde baskı artırılıyor. Üretimde yaşanan maliyet artışı unutturulmak isteniyor. Enflasyonun nedeni çiftçi hiçbir zaman olmamıştır. Fedakârlık çiftçiden beklenmemelidir. Ayrıca ithalata dayalı politika tarımda çözüm olmamıştır.