****Neden bitkilere altın denir?
Bitkinin çok değerli görülmesi,
Birçok yere ihraç edilmesi,
Demir, potasyum ve K vitamini gibi vitamin ve mineraller açısından zengin, besleyici olmaları,
İyi bir diyet lifi ve antioksidan kaynağı olması,
Enerji üretimi, farmasötik ürünler, su arıtma cihazları ve filtreler, yenilikçi endüstriyel ve inşaat uygulamaları,
Bitki takviyeli plastik araba parçaları yapılması,
Biyoyakıt ürettikleri için,
Dünyanın en pahalı baharatları,
Hem daha uzun yaşamakta hem de hastalıkları iyileştirebilirler,
Bu nedenlerden bazı bitkilere altın deniyor.
****Bu bitkilere örnek verelim;
Çaya yeşil altın,
Ispanağa yeşil altın,
Bambuya yeşil altın,
Kaktüse yeşil altın,
Safrana kırmızı altın,
Ayrıca kırsalda birçok yabani bitkiye altın denir.
****Şimdi Yeşil Altın Zeytin!
****Sağlık Düşünüldüğünde Zeytinyağı O Kadar Pahalı Değil!
Zeytinyağı artık pahalı mı? Bu ona nasıl baktığınıza bağlıdır.
Fiyatları bir iki yıl önceki fiyatla karşılaştırırsanız evet pahalıdır.
Porsiyon başına fiyatı, diğer satın alımlarla karşılaştırıldığında maliyeti ve sızma zeytinyağının yemeğinizin lezzetine ve sağlık yararlarına olan katkısını göz önünde bulundurursanız, hayır pahalı değildir.
Akdeniz diyetinin temel taşıdır.
Dünyanın en çok zeytinyağı üreten ve tüketen ülkesi olan İspanya'da ortalama bir kişi yılda 12 litre yani ayda 1 litre zeytinyağı tüketiyor. Eylül ayı raf fiyatı litre başına yaklaşık 10 avro, bu da günde yaklaşık 32 sente denk geliyor. Peki nasıl lüks bir ürün olabilir?
Bizde ise yıllık tükettiğimiz zeytinyağı kişi başına yaklaşık iki kilogramdır. Çok düşüktür. Günde yaklaşık 6 gramdır. Günlük maliyeti ise kilogramını 300 TL düşünsek bile 1 lira 80 kuruştur.
Zeytinyağı lüks bir ürün değildir. Sağlık değeri yüksek olduğu kanıtlanmış bir üründür. İnsanların belası olan bir dizi ciddi hastalıkta (kalp hastalığı, kanser, diyabet vb.) faydalı rolü, geçerli bilimsel araştırmalarla ortaya konmuştur. Bu elbette günlük diyetteki ana yağ olduğunda gerçekleşir. Yani sağlıklı rolü nedeniyle onu seçenler için hiç de pahalı değil!
Sürekli tüketimde günlük maliyeti bir fincan kahvenin en fazla 1/5’i kadardır!
Bir paket sigaranın maliyetinin çok altındadır.
Bütçeniz ne olursa olsun, içinde sızma zeytinyağına yer ayırmanızda fayda var diyemiyorum. Bunun nedeni, ülkemizdeki pahalılık, enflasyon, alım gücümüzün düşük olması sağlıklı, kaliteli, dengeli ve yeterince beslenmemizi önlüyor.
Ekonomi programını hazırlamayan, enflasyona, pahalılığa neden olmayan halkımız sağlıklı, dengeli, kaliteli yeterince beslenemiyor. Bu konuda bir bedel ödemek zorunda kalıyor.
****Zeytinyağı üretimi, girdi fiyatlarının artması, enflasyon, kuraklık ve iklim değişikliği nedeniyle üç yıl öncesine göre kilogram başına %100’den çok daha fazla maliyetli hale geldi. İşçi maliyetleri çok arttı. İşçi bulmakta zorlaştı.
Her yıl üretim maliyeti artıyor. Ayrıca zeytin üretiminin düşük olduğu yıllarda bu büyük bir sorun olmaya devam ediyor.
Zeytincilikte maliyetlerin artışı budama, gübreleme, toprak bakımı, ilaçlama, gerekirse sulama ve hasatı zorlaştırıyor.
Kısaca, pazardaki zeytinyağı fiyatları yükselmiş olsa bile, yüksek maliyet artışı ve düşük hasattan kaynaklanan maliyet artışını telafi etmiyor.
İhracat yasağı bu sorunları ne kadar çözer?
****İhracat yasağına rağmen yüksek fiyatlarla yeni zeytinyağı üretim başlıyor
Zeytine artık yeşil altın diyebiliriz. Zeytin ve zeytin ürünlerinin özellikle sızma zeytinyağının fiyatının nerede duracağını kimse kestiremiyor.
Zeytinyağı ihracatının durdurulması fiyat artışını bu kadar durdurabiliyor. Yoksa fiyat artışı daha da güçlü olabilirdi.
İklim değişikliği zeytinde hasadı ortalama bir ay geriye attı. Bu dikkatlice izlenmeli ve iklim değişikliğinin bizi yönetmesine asla izin verilmemelidir.
****Küresel pirinç pazarları ‘yapay’ kıtlığın ortasında krizde!
Küresel pirinç kıtlığı neden ‘yapay’ olabilir?
Pirinç, küresel nüfusun yarısından fazlası için hayati bir temel gıda maddesidir. Dünya, 20 yılın en önemli kıtlığına hazırlanıyor.
Hindistan’ın pirince yönelik ihracat yasağı, küresel pirinç pazarlarına da yansıyor. Gelişmekte olan ülkelerin pirinci karşılayamaması veya pirince erişememesi durumunda gıda güvenliğini tehdit ediyor.
Kıtlık var mı?
Şu anda tek kıtlık, Hindistan’ın Afrika ve Güneydoğu Asya’daki birçok ülkeye gönderdikleri sade, beyaz, uzun taneli, düşük kaliteli pirinci olacaktır. Yasaklar en çok bu ülkeleri etkiliyor.
İlk olarak Hindistan, Eylül 2022′de kırık pirinç ihracatını yasakladı ve bazı pirinç çeşitlerinin ihracatına %20 vergi getirdi.
Daha sonra Temmuz 2023′te Hindistan sade, beyaz, uzun taneli pirincinin ihracatını yasakladı.
Hindistan gıda güvensizliğinden önemli ölçüde muzdarip bir ülkedir. Bu nedenle pirinç gibi temel gıdaların ülke içinde uygun şekilde bulunmasını sağlamak konusunda haklılar.
Bunun bir değiş tokuşu var mı?
Hindistan’ın pirinç ihracatı pazarın %40′ını oluşturuyor, dolayısıyla herhangi bir ihracat yasağı küresel fiyatları hızla etkiliyor.
Uluslararası Gıda Politikası Araştırma Enstitüsü’ne göre pirinç fiyatları %15 ila %20 oranında artarak neredeyse 12 yılın en yüksek seviyesine ulaştı.
Hindistan yerel pazarlarında yeterli pirinci güvence altına almaya çalışıyor, böylece fiyatlar tüketiciler için düşüyor.
Sorunun bir kısmı, diğer tarımsal ürünlerle karşılaştırıldığında enerji ve gübre için aynı artan girdi maliyetleri ile karşı karşıya olmasına rağmen, pirincin piyasa fiyatlarının nispeten sabit kalmasıydı.
ABD’li pirinç çiftçileri de aynı istikrarsız pirinç fiyatlarıyla karşı karşıya kalıyor.
Çiftçilerinin yabancı hükümetle rekabet edemeyeceklerinin farkındalar.
ABD pirinç çiftlikleri, küresel pirinç fiyatlarının artan girdi maliyetleriyle uyumsuzluğu nedeniyle kârlı kalma mücadelesi veriyor. Kongre 250 milyon dolarlık ek finansmanı kabul etti.
Bu desteklemelerin sadece bu çiftçilerin uçurumdan düşmesini engellemek için var. Çünkü bu büyük bir felaket olacağını biliyorlar.
****Rusya'nın tahıl hasadı rekor üstüne rekor kırıyor, küresel tahıl piyasasını zor durumda bırakıyor
Rusya Tarım Bakanlığı, Ekim ayının sonunda ülkenin 2023 tahıl hasadına ilişkin tahminini 93 milyon tonu buğday dahil olmak üzere 140 milyon tona çıkardı. En iyi ikinci hasada doğru yol alıyorlar.
Bu ne demek?
Tahıl ihracatında hâkimiyet kurarak tahıl fiyatlarını belirliyor. Bu fiyatlara sadece birkaç ülke buna ayak uydurabiliyor. Bu, en önemli temel gıda olan ekmeğin ham maddesi ile ilgilidir.
Artık Rusya dünya pazarına hakim gözüküyor.
Ayrıca Ukrayna, daha büyük bir hasada rağmen buğdayını dünya pazarında zar zor satabiliyor.
Rusya buğdayının en büyük ithalatçıları Mısır ve Türkiye'dir. Bu iki ülke Rusya'nın buğday ihracatının yaklaşık yüzde 40'ını gerçekleştiriyor. Mısır, tahılının yüzde 80'ini Rusya ve Ukrayna'dan ithal ediyor.
Analistler, Türkiye'nin Rus buğdayını Orta Doğu, Afrika ve Asya'ya ihraç etmek üzere una dönüştürdüğünü söylüyor. İran ve Suriye de Rus buğdayının büyük alıcıları arasında yer alıyor.
Afrika'nın en önemli tedarikçisidir.
Ekmek tüketiminin büyük olduğu ülkeler en çok Rus buğdayına bağımlıdır. Bazen Pakistan veya Sri Lanka kadar doğudadırlar.
Ticaret yolları artık "coğrafi mantık " izlemiyordu. Örneğin Fas ve Cezayir, geleneksel tedarikçileri Fransa yerine Rus buğdayını satın alabilmek için ithalat kurallarını değiştirdiler.
Buğday, Afrika'nın çoğu bölgesinde temel gıda maddesi değildir. Ancak birçok ülkede, özellikle de ekmek kıtlığının hızla ayaklanmalara yol açabileceği şehir merkezlerinde önemli bir ek kalori kaynağıdır. Afrika'ya ihracat çok büyük değil ama önemsiz de değildir. 2022-2023'te 3,9 milyon tonla Rus buğdayı, Sahra altı Afrika'daki buğday ithalatının yaklaşık yüzde 20'sini oluşturdu.
****Ülkemizde buğday üretiminde görülen tüm sorunlar çok dikkatlice çözülmelidir. Gerekli destekleme yapılmalıdır.
Tarımda kaliteli ve standart ürün üreten, ihracata hâkim olan ülkeler fiyatı belirliyorlar. Böylece tekelleşme hızla artmaktadır.
O nedenle her yazımızda tarımda, buğdayda, zeytinde, politikaların ne kadar önemli olduğunu anlatmaya çalışıyoruz.
Tek yapılan düzgün iş her hafta sonu Tarım ve Orman Bakanının düzenli tarımsal destekleme ödeme miktarını açıklamasıdır. Nedense bu açıklanan desteklemelerle ilgili hangi yılın olduğu, etki analizleri açıklanmaz. Desteklemenin açıklandığı ve desteklemenin çiftçinin hesabına yattığı tarihler arasında pahalılık, enflasyon, girdi fiyatlarının ve dövizin artması, paramızın değer kaybetmesi konuşulmaz.
Aradaki fark ödenmez. Artık böyle gelmiş, böyle gitmesin.. Akıllı tarımsal destekleme ve akıllı daha fazla bütçe programına göre tarımsal desteklemenin verildiği günler gelsin… Kim veya kimler engel oluyor? Ama bunun bedelini çiftçimiz ve milletimiz ödüyor. Her acı reçeteden ülkemizde çok kazananlar kadar payını alıyor.
****Önümüzdeki günlerde bu konuları daha sık konuşacağız. Tarıma bütüncül bakmak zorundayız. Bütüncül bir yaklaşım içinde bakılması en iyi analiz imkânını verir. Ancak tüm paydaşların hep beraber bakması, ortak birlikte karar vermesi önemlidir. Bu paydaşlarında hem mektepli hem alaylı, konusunun uzmanı olması gereklidir. Çakma paydaşların ülke tarımına, ekonomisine verdiği zarar ortadadır.