Dünya nüfusunun, istatistikçilerin artış hızını hesaplayarak 2025 yılında yaklaşık 8 milyarı bulacağı öngörülmektedir. Bundan çıkan anlama göre dünya nüfusu 2016 yılında 6 milyar iken 9 yılda yüzde 25 daha artacak demektir.

Yani dünyada gıda ihtiyacı da yüzde 25 artması demektir. Mevcut şartlarda nüfusun bu şekilde artması sonucu 2050 yılındaki gıda ihtiyacını düşünmek bile korkutucu. Olayın birde diğer boyutu da tarım alanlarının korunmayıp gerek sanayi için fabrikaların, gerekse yerleşim alanlarına fütursuzca açılmasıdır.

Dünya nüfusunun hızlı bir şekilde artması, insanların yaşam kalitesinin düşmemesi için bilim adamları ve yatırımcıların kurduğu ar-ge birimlerinde her alanda ciddi araştırmalar yapıp bunları insanlığın daha rahat yaşaması için hizmete sunmaktadır.

Bunlara örnekler; cep telefonlarının gelişmesi, internetdeki hızlı gelişim, ulaşımın uçaklarla ve hızlı trenlerle çok kolay olması, araçların daha hızlı, güvenilir ve konforlarının artması, medyada ki hızlı gelişmelere bağlı olarak hızlı haber alma, enerjiden tasarruf sağlama adına yapılardaki değişimler vs. sayılabilir.

İnsanın en temel ihtiyacı gıdadır. Gıda ile ilgili meslek kuruluşları ve bilim insanlarına burada daha da fazla iş düşmektedir. Ziraat mühendisleri birim alandan daha çok nasıl verim alınır ve alınan verimin içeriğindeki besin maddeleri nasıl artırılabilir gibi kriterlerle uğraşırken aynı zamanda bunları en ekonomik nasıl yapılabilir sorularına da cevap aramaktadırlar.

Dünyada ki su problemleri de üst seviyelere çıkmıştır. Bilim adamları suyun en az ve rantabl nasıl kullanılabilir ile ilgili çalışmalarını yapmaktadırlar. Kısacası tarım alanlarından en yüksek verim alınmalıdır ve bütün çalışmaların temeli budur.

Biz hayvan beslemeciler, bundan 20 yıl sonra bugünkü rahat hayvan besleme proğramlarını yapamayacağız gibi görünüyor. Hayvanların tükettikleri yemlerin büyük bir kısmı insan gıdası olarak kullanılan yem hammaddeleridir. Buğday, mısır, arpa vs. gibi hammaddeler doğrudan insanların da gıdasıdır.

Dünya nüfusu bu hızla artışa devam ederse hayvanlara bu gıdaları yedirtmemiz ve yerini alabilecek alternatif yem kaynakları için bilimsel çalışmalar hızla sürmektedir. Hayvanların yaratılıştaki gayesi ve beslenmesine de yani evciltilmeden önceki haline dönülecek ve oradan baz alınıp beslenecektir.

Sığır, koyun ve keçi gibi mideleri 4 gözlü ve geviş getiren hayvanları Cenab-ı Allah yaratırken, doğada çokça bulunan ve diğer hayvanların ve insanın sindiremeyeceği selülozdan enerji ve protein tabiatında olmayan azotlu bileşiklerden protein sentezleme gibi çok üstün vasıflarla yaratmıştır.

İnsanlar bilimin de ışığında insan gıdası olarak da kullanılan gıdalarla da hayvanları besleyip yüksek verim (süt, et ve yapağı) almışlardır. Ama bundan sonraki yıllarda dünya nüfusunun çok hızlı artışına bağlı olarak böyle bir lüksümüz kalmayacağa benziyor. Çünkü bu gıdalar ancak insanları doyuracak.

Son yıllarda yapılan enzim çalışmaları ile geviş getiren hayvanların da sindiremediği bitkilerin lignin kısmının da sindirilmeye başlaması ile hayvanlara yedirilen kaba yemlerin tamamı sindirilerek yaşama payı ve verim payı enerji ihtiyacının çok büyük bir bölümü karşılanacaktır.

Belki de hızar tozlarının enzimle muamelesi ile 30 lt üzeri süt sağımında yeterli enerji sağlanacaktır. İşkembede bulunan bakteriler genelde basit proteinleri sentezler, daha kompleks yapılı amino asit sentezleyebilmeleri için bakterilere kükürt başta olmak üzere diğer gerekli molekülleri desentezlettirilerek protein kalitesi artırılacak.

Bu hayvanlar yüksek verim için ihtiyaç duydukları besin maddelerini yaradılışına uygun olarak daha fazla bilimsel çalışmalarla insan gıdası olarak tüketilemeyen gıdalarla karşılayacaklar. Bilim, son günlerde bu konularda ciddi yol almıştır.

Sonuç olarak tarıma dayalı endüstri atıkları ve insanların yemeklerinden artan gıdalar (meyve sebze posaları, gübre fabrikası atıkları v.s) usulüne uygun işlendikten sonra daha fazla hayvan beslemede kullanılacak.

Bilimsel çalışmalar bitkilerin tamamını (ligninaz enzimiyle) sindirterek enerji açığının büyük kısmını kapatacak lignine bağlı bulunan sindirilemeyen proteinlerde, sindirilebilir şekle dönüşecektir. Ayrıca, sanayi atıklarıyla doğaya salınan azotlu bileşiklerden de proteinleri oluşturan amino asitler sentezlenecek ve yüksek verim için gerekli besin maddeleri sağlanmış olacaktır.