Ülkemizde mera alanlarımız 2000 yılında 14.600.000 hektar olarak belirlenmiştir. Ancak aradan 18 yıl geçmesini rağmen hiçbir şekilde güncellenmemiş 2018 yılında da TÜİK'den alınan verilere göre halen aynı rakamlar verilmektedir.

Yeni yapılan duble yollar, otoban yollar, tarım alanına açılanlar, imara açılanlar, barajlar altında kalanların ve ne kadarı mera vasfını koruyor hiç biri 18 yıldır güncellenmemiştir.

Şimdi Türkiye'nin ne kadar merası var, ne kadarı kullanılabilir ve ne kadarı ıslah edilebilir elimizde hiçbir sağlıklı rakamlar mevcut değildir.

Mera hayvancılığı, hayvancılık işletmeleri içinde en ekonomik olanıdır.

Bilindiği gibi hayvancılık işletmelerin toplam giderlerinin yüzde 70'i yem giderleridir. Kaliteli meralar da yayılan hayvanların kaliteli kaba yem ihtiyaçlarını buradan sağlarlar ve mevsim uygun olursa yılın en az 8 ayını merada otlatarak kaba yem ihtiyacını çok aza düşürür.

Meralar; eğimine, bitki örtüsüne, yağış alım miktarlarına göre otlatacak hayvanlar ve cinsine göre sınıflandırılıp yayılacak hayvanların cinsi belirlenmelidir.

Yüzde 5 eğime kadar olanlar da kültür ırkı inekler yüzde 5-10 arasında eğim olanlarda kültür ırkı besi hayvanları, yüzde 10-20 eğim arasında melez ırklar, yüzde 20-30 eğim arası yerli ırklar, yüzde 30-40 aralığında koyun kuzu ve daha yükseklerde de keçiler yayılabilir.

Otlatma yapılmadan otun büyüklüğü ve yayılacak hayvanın cinsi ve sayısı belirlenip kontrollü otlatlatma yapılmalıdır.

Genelde Anadolu meralarının (özellikle Orta ve Doğu Anadolu) büyük bir çoğunluğu koyun ve keçi otlatmasına uygundur.

Bizim kırmızı et açığımızın kapatılmasında en önemli ve ekonomik üretim şeklide mera hayvancılığıdır.

Konsantre yem hammaddelerinin büyük bir çoğunda dışarıya bağımlı olmamız nedeniyle kesif yem fiyatlarının pahalı olması hayvancılığımızı olumsuz etkilediğinden mera hayvancılığını tekrar optimum seviyelere çıkartıp yetiştiriciler ürün maliyetlerini düşürmelidirler.

Et üretimimizin artması için şehirden köylere dönüşün sağlanması amacıyla verilecek olan koyunların mera alt yapısına ve yetiştiricilerin hayvanlarını yılın 8 ayı bedava otlatarak yemden elde edilecek gelire bakılmaksızın verilmesi bana göre yapılacak büyük bir yanlıştır.

Bu verilecek koyunlar meralarda otlama yapılmaksızın yemle beslenmeye kalkılırsa yetiştiricinin zarar edeceği aşikardır. Bu koyunlardan bir yıl sonra yetiştiricinin elinde kalmayacak borçlarını ödemek için satacaktır. Ziraat Bankası'na borcunu ödeyemeyecek duruma düşecektir.

NE YAPILMALI?

Koyunlar dağıtılmadan hayvanların verileceği yerlerdeki meraların koyun otlatmaya uygun mu?

Kapasiteye göre yeterli mi?

Bu hayvanları alacak kişiler bu konuda yeterli bilgiye ve donanıma sahip mi?

Bu yetiştiriciler karakter olarak başladığı işi bitirecek insanlar mı?

Daha önceleri köylerde yaşamış hayvan otlatmayı bilen ama şehirlere taşınmış ve devletin sosyal yardımlarıyla geçinen sağlıklı genç insanlar ayda bir şekilde devletten ortalama hiçbir iş yapmaksızın 1380 TL geliri olanlar tespit edilmeli ve devletin bunlara yardım olarak verdiği 5 yılda yaklaşık 80.000 TL bir seferde koyun olarak verip devletin bakanlık yetkililerinin kontrolünde üretime çekilebilir.

Mera yapıları uygun değilse ve mera vasfını yitirdiyse öncelikle mera ıslah programlarına geçilip ıslahtan sonra da hayvanlar dağıtılmalıdır.

Islah çalışmalarında aşağıdaki gibi davranılmalıdır.

Düşük kalitelideki verimsiz meraların veya mera vasfını yitirmiş meraların verimlerini yükseltmek, bu meralardan en yüksek verimi elde etmek ve elde edilen otun kalitesini yükseltmek için yapılan işlemlerin hepsine çayır ve mera ıslahı denir.

Çayır ve meralar, aşırı otlatma ve kapasitenin üstünde hayvan otlatılmasının yanında yanlış hayvanlar tarafından (koyun yerine sığır gibi), olması gereken kalite derecesinden uzaklaşarak daha düşük kaliteli meralarda dönüşmüşlerdir. Mera miktarı, 70,75 yıl öncesine göre yüzde 70 azalmış, verimleri de önemli ölçüde düşmüştür.


Düşük kalitelideki bu verimsiz meraların verimlerini yükseltmek, bu meralardan en yüksek verimi elde etmek ve elde edilen otun kalitesini artırmak için yapılan işlemlerin hepsine mera ıslahı denir. Yapılan ıslah çalışmalarında birinci amaç, çayır meralarda üretilen otun miktarını ve kalitesini artırmak, ikinci ise üretilen bu ottan hayvanların en iyi şekilde faydalanmasını sağlamaktır.

Bir meranın ıslahında yukarıda belirtilen uygulamaların hepsi birden olabileceği gibi, bazen bir kısmını uygulamak da yeterli olabilir. Hangi uygulamaların yapılacağı, meranın durumuna göre belirlenir.

Örneğin, kalitesi bozulmamış bir mera için otlatmanın düzenlenmesi ve uygun bir gübrelemenin yapılması meranın ıslahı için yeterli gelirken, mera vasfını hemen hemen kaybetmiş düşük kaliteli bir meranın iyileştirilmesi için bütün ıslah yöntemleri uygulansa bile istenen sonuç alınmayabilir.

Meralardan en iyi şekilde yararlanmada, meraların ıslah edilmesi önemli olduğu kadar meraların doğru yönetilmesi yani doğru otlatılması da önemlidir. Doğru otlatma, merada üretilen otun özelliğine uygun, meranın besleyebileceği kadar hayvan sayısıyla bir otlatma planına göre, meranın uygun zamanda otlatılmasıdır.

Çayır ve meranın ot üretimi artar. Çayır ve merada üretilen otun kalitesi yükselir. Hayvansal üretim miktarı artar, üretim maliyeti düşer. Çayır ve meralarda hayvanların sevk ve idaresi kolaylaşır. Çayır ve meralarda bulunan zehirli otlardan kaynaklanan hayvan zehirlenmeleri azalır. İyi meralarda toprak erozyonu daha az olur, yağmur suları toprak tarafından daha çok emilir.

Bir meranın ıslahına karar vermeden ve ıslah çalışmasına başlamadan önce dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. Bunların önemli olanları şu şekilde sıralanabilir.

1) Yapılacak ıslah çalışmasını ekonomik olmasına dikkat edilmeli, elde edilecek kazanç, yapılan masraftan fazlaysa ıslah çalışmasına başlanmalıdır.

2) Hayvanların beslenme ihtiyacını karşılayacak yem ve ot ihtiyacı önceden tespit edilerek, çayır ve meraların otlatmaya kapatıldığı dönemde, kullanıma hazır olmalıdır.

3) Zehirli bitkilerle mücadele etmek için en uygun zaman seçilmeli.

4) Islah için mera seçilirken, toprak yapısına, arazinin eğimine, bölgenin iklim koşullarına vb. bakılmalı ve yüksek verim potansiyeli olan alanlar öncelikli olarak tercih edilmelidir.

Not: Referans olarak Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Bilimsel dergilerinden de faydalanılmıştır.