Ülkemiz son 40 yılda sürekli kötü yönetimle maalesef tarım ve hayvancılıkta en kötü günlerini yaşıyor. Özellikle de son 24 yılda maalesef en kötü günlerini yaşamaktadır.

70’li yıllarda hayvan ihraç eden ülke konumundayken maalesef yurt dışından hayvan ve hayvansal ürünler ithal eden ülke durumuna düştük.

Avrupa’nın ve Güney Amerika’nın en çok hayvan ihraç ettiği ülke durumundayız.

Avrupa’dan belli zamanlarda kırmızı et ithal etmekteyiz.

Et ithalatının bir kısmını doğrudan bizim kasaplarımız tarafından İslami usullere uygun şekilde kesim yapılarak alıyoruz bir kısmını da dondurulmuş et şeklinde et sanayiinde kullanılmak üzere alıyoruz.

Özellikle son yıllarda hayvancılık ve tarım konularında çok yetersiz kaldık.

Sebebi ise İlgili bakanlığımızın sorunlarını zamanında göremeyip, çok basit tedbirlerle sorunu çözmek yerine derin yaralar açılınca ithalat gibi geleceğimizi yok eden çözüm yollarını tercih etmişiz.

Süt inekçiliği zarar ederken ve damızlık hayvanlarımız yetiştiricilerin çaresizliği nedeniyle kesime gitmiştir.

Belki de çok basit ve zamanında alacağımız tedbirlerle halletmemiz gereken sorunları sırf Tarım bakanlığının bürokratlarının yetersizliği yüzünden büyük yaralar açılıp kapanması ancak ithalatla olabilecek çözüm yollarına yöneltmiştir.

Hayvanlarımız kesilip süt açığı oluşunca damızlık gebe düve ithal edip dolarla hayvan alıyoruz.

Hatta yetiştiricileri teşvik etmek için zaman zaman %40’lara varan destekleri Devlet vermek zorunda kalıyor.

İneklerin kesime gitmesi sadece süt açığı oluşturmayıp doğacak olan erkek hayvan sayısında azalma oluyor ve beslenecek dana ithal etmek de zorunda kalıyoruz.

Marketlerde kıymanın kilosu 300 liraya dayandı. 1 litre tam yağlı kutu süt 25 liradır.

Besicinin gerçek sorunu nedir devlet bunun neresinde olmalıdır?

Ne kadar hayvanımız var ihtiyacımız nedir?

Hangi mevsimde nasıl bir açık oluşur?

Maalesef üst düzey bürokratların hiç haberi yok.

Ben sürekli sahada olduğum için ve sorunları zamanında gördüğüm için randevu talep ediyorum çok yoğun oldukları mazeretiyle kabul etmiyorlar.

Kabul eden bürokratlara baktığınızda da hepsi her şeyi biliyor ve bizlere ders veriyorlar.

Koyun yetiştiricinin sorunları neler devlet bunun neresinde olmalıdır?

Sorunlarının yanıtını bilip çok basit yapılabilecek desteklerle sorun çözülecekken öyle bir hale geliyor ki yetiştiriciler iflas etmiş hayvanlarını satmış ama borçlarını ödeyemiyor ve devlete çok büyük yük oluyor.

Tarım bakanlığı üst düzey bürokratları zaten Allaha emanet, birinin kayın biraderi aynı zamanda birinin kardeşi veya birilerinin hemşerisi olmak O vatandaşı her dönemde üst bürokrat yaparsa ve karar merciinde bulundurursa ki öyle oluyor Bakanlık yetiştiricilerin sorunlarına ancak bu kadar çözüm bulur.

Ve maalesef devleti tarım ve hayvancılıkta hep geri bırakır.

16 yıl ülke hayvancılığına hiçbir olumlu katkısı olmayan birinin halen tarım bakanlığında üst düzey bürokraside kendine yer buluyorsa ülke kimlere emanet.

16 yıl en üst düzeyde bakanlıkta görev yap senin zamanında ülke ithal cenneti haline gelsin ve tekrar sıkılmadan yeni görevler al.

Bürokratlar Bakanlıkta masa başında sahadan bir haber, danışmanlar masa başında aynı şekilde hayvancılık nereye gidiyor haber yok.

Danışman dediğin sahada direk yetiştiricinin yanında olmalı ve sorunları objektif şekilde ilgili üst yerlere rapor etmeli zamanında çok basit tedbilerle sorunlar çözülmelidir.