****Ne demişler; Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.
****Geçen yıl Ocak Ayında yazdığım yazıda dünyada zeytin üretiminde girdi fiyatlarının artması nedeniyle maliyetlerin yüksek olacağını belirtmiştim. Zeytinde rekoltenin yüksek beklendiği ancak zeytin fiyatlarında beklenen artış olmazsa hem zeytin üreticisinin hem de zeytinyağı sanayicilerini zor günler beklediği yazmıştım.
****İspanya’da tüm zeytin paydaşlarının beraber konuşup, birlikte karar aldıklarını en önemlisi daha ürün yokken yılın planlamasını yaptıklarını yazarak ilgili tüm kuruluşları uyarmıştım.
****Zeytin üreticimiz ve zeytinyağı sektörünün yaşadığı sorunları görüyoruz. Neden İspanya’da olduğu gibi önlemler alınmadı?
Üstelik ülkemizde enflasyon, gıda enflasyonu, hayat pahalılığı ve yoksulluğun artması nedeniyle zeytinyağı geçen seneye göre ucuz olmasına rağmen talepte beklenen artış olmuyor.
Zeytin üreticimizin ve zeytinyağı sektörün işi zor görülüyor.
****Bugünde 2025 yılı hakkında zeytincilik ile genel bilgiler vereceğim. İlgili otorite kıssadan hisse alır mı?
****ABD tarifeleri: 3.547 İspanyol şirketini etkileyebilir. Asıl kurban zeytinyağı olacak. Bu ülkemizi nasıl etkileyecek?
Gestha'da gruplanan Gümrük Teknisyenleri, Trump Yönetimi'nin 2 Nisan itibarıyla ABD'nin diğer ülkelerden ithal ettiği tarım, hayvancılık ve balıkçılık ürünlerine yönelik açıkladığı tarifelerin İspanya'da sınırlı bir etki yaratacağını, ancak zeytinyağı ve şarap gibi bazı ürünlerde daha fazla etkili olacağını değerlendirdikleri bir açıklama yayınladı.
Endişe duyulan, ABD gümrük vergisinin zeytinyağı üreticilerine etkisidir. Bu ürünün küresel ihracatının yüzde 13,4'ünü etkileyecek.
Hükümetten, Kanada, Meksika ve Çin gibi diğer ülkelerin ABD ithalatına karşı uyguladığı veya duyurduğu tarife karşı önlemleri ile açılan iş fırsatından diğer İspanyol ihracatçı şirketlerin de yararlanmaları yönünde rehberlik etmeleri çağrısında bulunuyorlar.
Örneğin, İspanya’nın, ABD’ye ihracat edemeyeceği zeytinyağı piyasayı nasıl etkileyecek? Pazarda tekrar fiyat düşüşü yaşanır mı?
****Yenilik, sürdürülebilirlik ve rekabetçilik!
Zeytinyağı sektörü 2025 yılında karşı karşıya kaldığı zorluklar;
Piyasa oynaklığı,
Uluslararası rekabet,
Giderek daha talepkâr hale gelen tüketicilere uyum sağlama zorunluluğu…
Rekabet gücünü sağlamanın anahtarı yenilikçilik ve sürdürülebilirliktir.
****Fiyat dalgalanmaları ve farklılaşma!
Zeytinyağının fiyatı büyük dalgalanmalar yaşadı. Bu yıl bir önceki yıla göre daha ucuz başladı. Bu durum tüketiciye fayda sağlarken, kârlılığı korumak için kar marjlarını ayarlamak zorunda olan üreticiler için bir zorluk teşkil etmeye başladı.
Bu amaçla kaliteye bağlılık, menşei belirleme, organik üretim ve sürdürülebilirlik sertifikaları gibi stratejiler, birinci sınıf ürünler satan pazarlarda daha yüksek fiyatların oluşmasına yardımcı olacaktır.
****Üretimde inovasyon!
Sektörün verimliliğini ve sürdürülebilirliğini artırmak için teknolojinin benimsenmesi büyük önem taşıyor. Gelişmeler şunları içerir:
-Hassas tarım: Sulama, gübreleme ve zararlı kontrolünü optimize etmek için sensörlerin, insansız hava araçlarının ve uydu görüntülerinin kullanımı,
-Soğuk sıkım: Yağın özelliklerini koruyan ve besin değerini artıran teknik,
-Kalite kontrol sistemleri: Uluslararası pazarlarda zorlu standartları garanti altına alır.
Ayrıca, zeytinliklerin, özellikle budamada mekanizasyonu, çit yetiştiriciliğinin verimliliğini artırmada önemli bir zorluk olmaya devam etmektedir.
Hasatta mekanizasyon konusu çözüldü. Ancak 2025 yılı hedefi budamada mekanizasyon sağlanması olacak.
2025 Yılında başlıca sorunlar!
1-İklim değişikliği: Kuraklık, sıcak hava dalgaları ve fırtınalar üretimi etkiliyor. Daha dayanıklı çeşitlerin geliştirilmesi ve sulama sistemlerinin optimize edilmesi gerekiyor.
2-Zararlılar ve hastalıklar: Zeytin sineği ve zeytin yaprak lekesi, verticillium solgunluğu gibi hastalıklar sektörü etkilemeye devam ediyor. Sürdürülebilir kontrol yöntemlerine yatırım yapılması gerekiyor. Entegre Mücadele ön plana çıkıyor.
3-Uluslararası rekabet: Tunus, Fas, Portekiz gibi ülkeler daha ucuz yağlar sunarak üretimlerini artırıyorlar. Rekabet gücünü korumanın anahtarı kaliteyle farklılaşmaktadır.
4-Nesil değişimi: Sektörde genç nüfusun azlığı ve kırsaldan göç, çiftliklerin devamlılığını tehdit ediyor. Teknolojinin ve teşvik politikalarının dahil edilmesi bu eğilimin tersine çevrilmesine yardımcı olabilir.
Geleceğin temel direği sürdürülebilirlik!
Bu yıl tüketici daha fazla şeffaflık ve çevresel taahhüt talep ediyor. Bu talepleri karşılamak için sektör aşağıdaki gibi sürdürülebilir uygulamaları teşvik ediyor:
● Organik üretim: Sentetik pestisit ve gübrelerin ortadan kaldırılması,
● Verimli su yönetimi: Su tüketimini optimize etmeye yönelik damla sulama ve teknolojilerinin kullanımı,
● Yan ürünlerin değerlendirilmesi: Alperujo gibi atıklar biyoyakıt ve organik gübre olarak kullanılabilir.
Geleceğe yönelik görünüm!
Sektör, zorluklara rağmen daha verimli ve sürdürülebilir modeller benimsenmesi halinde fırsatlar barındırıyor. Zeytinyağının küresel pazarda güçlenmesinin anahtarı kalite, sağlık ve sürdürülebilirlik odaklı farklılaşma olacak.
Bu yeni senaryoya uyum sağlamayı başaran üreticiler, konumlarını güçlendirebilecek ve sektörün gelecekte büyümesini sağlayabilecekler.
****Ülkemizde durum nasıl?
Dünyada bu gelişmeler ülkemiz içinde geçerlidir.
Türkiye, mevcut kampanyada yaklaşık 450.000 tonluk bir üretimle dünyanın 2. büyük zeytinyağı üreticisi oldu.
Zeytin üreticimiz rekor hasada rağmen zeytin fiyatlarının artan maliyetleri karşılamadığı söylüyorlar. Yakıt, gübre, zirai ilaç ve işçilik maliyetler çok arttı. Zeytinyağı fabrikaları zeytin fiyatları düşük tutuyorlar. Onlarında maliyetleri yüksek.. Ambalaj, işçilik, elektrik gibi girdilerde artış ta çok yüksek..
Hükümetin zeytinyağı politikası belirsiz..
Zeytinyağı fiyatlarının en 180-200 olması gerektiği belirtiliyor.
Zeytin fiyatları geçen yıl 270-290 TL iken bu 130-150 TL’dir.
****Dünya genelinde durum nasıl?
Dünya genelinde, özellikle Akdeniz ülkelerinde zeytinyağı üretiminde iki yıldır yaşanan önemli kesintilerin ardından, 2024/25 sezonunda üretim ve pazarlama düzeyinde ortaya çıkan beklentiler oldukça olumlu sinyaller veriyor. Avrupa Komisyonu'nun hazırladığı son rapora göre, mevcut kampanyada zeytinyağının mevcut hacimlerinde, topluluk pazarına kıyasla %30 ile %36 arasında, AB dışına kıyasla ise %36 arasında artışlar görülüyor.
Avrupa Birliği'nde Ocak ayı sonuna kadar yaklaşık 2,0 milyon tonluk bir üretim gerçekleştir. Topluluk çerçevesi dışında ise 1,40 milyon tonluk bir üretim gerçekleştirdi. Bu üretimin ne kadarı önümüzdeki aylarda pazara sunulacak?
İspanya, bir önceki kampanyanın aynı dönemine kıyasla %51'lik bir artışı temsil eden 1.290 tonluk geçici hacimle dünya lideridir. Ancak zeytinciliğe yatırım yapan Türkiye’de, üretim artışı dikkati çekiyor.
Kuraklıktan etkilenen ve üretimleri önemli ölçüde azalan sadece iki ülke var: Fas ve İtalya.
Bu kampanyada Türkiye zeytin sektörü, bir önceki kampanyaya göre yüzde 109 artışla toplam 450 bin ton zeytin hasadı gerçekleştirdi. Bu miktarla Türkiye, zeytinyağı üretiminde dünyada ikinci sırada yer alırken, üçüncü sırada 340 bin tonla Tunus yer alıyor ve kullanılabilir yağ miktarında yüzde 55 artış sağlanıyor. Yunanistan 250 bin tonla %43 artış, İtalya ise 240 bin tonla %27 hacim kaybıyla takip ediyor.
En olumlu gerçek ise, mevcut kampanyada kuraklıktan etkilenen ve üretimlerinde önemli düşüş görülen sadece iki ülke olmasıdır: Yüzde 15'lik bir düşüşle sadece 90.000 tonluk üretim yapan Fas ve yukarıda adı geçen İtalya’dır.
Tüketim ve Fiyatlar
Bundan sonra dikkat edilmesi gereken hususlardan biri de dünya piyasalarındaki tüketim çok artacak. Bu nedenle fiyatlarda çok etkilenecektir.
Avrupa Komisyonu'ndan gelen ilk tahminler şimdilik, bu kampanyada dünya tüketiminin 2.967 bin tona ulaşabileceğini, önceki kampanyada ise 2.883 bin ton olduğunu, bunun 1.640 bin tonunun Topluluk içinde kalacağını ve kalanının üçüncü ülkelere gideceğini gösteriyor.
Topluluk raporunda son olarak İspanya ve Yunanistan gibi ülkelerde menşe fiyatlarının sırasıyla %51 ve %47 oranında aşağı yönlü ayarlamalar yapılarak 4,40 avro/kg ve 4,68 avro/kg seviyelerine ulaştığı vurgulanıyor. Öte yandan, fiyatları 9,44 avro/kg seviyesinde dengelemeyi başaran İtalyan operatörlerin kararlılığı dikkat çekiyor.
****Sonuç olarak;
****Tarım ve Orman Bakanlığını uyaralım. Tarım ürünleri piyasasındaki gelişmeler ve ABD’nin bu tarifeleri bazı ülkelerin tarımsal ürünlerini olumsuz etkilerden, bazı ülkeler için fırsat yaratabilir. Bu konu ile paydaşlarla beraber görüşülüp, birlikte kararlar alınmalı hazırlıklı olunmalı, bu durumlar fırsata çevrilmelidir.
Kısa ve uzun vadeli stratejiler ne olmalıdır?
*Ülkemiz üretimi güçlendirecek stratejik araçları da garanti altına almak üzere tasarlanmış yapılandırılmış bir yol haritamız olmalıdır.
*Zeytinyağı sektörünün karşı karşıya olduğu gerçek zorluk, kaliteyi asla feda etmeden üretimi artırmaktır.
*Özellikle sızma zeytinyağının, ekonomik ve kültürel değerini güçlendirmeli, üreticilere ve tedarik zincirine adil bir fiyat garanti etmek çok önemlidir.
*Gücümüzün kaliteden gelmesi ve bu alanda rakipsiz olmalıyız.
*Hükümetin, zeytinyağı sektörünün daha fazla canlandırılması konusunda kararlı olmalıdır.
*Hükümet tarafından sağlanan tarımsal destekler; zeytin entegre mücadelesine, hastalık, zararlılar ile mücadeleye, yağ fabrikalarının modernizasyonu için inovasyona ve ülkemiz ürününün kalitesinin değerinin artırılmasına kadar uzanmalıdır.
*Kaliteli bir ürün için adil fiyatın tanınması, zeytin yetiştiricilerimizi ve tedarik zincirinin tüm bileşenlerini yeterli şekilde desteklemenin bir zorunluluk olduğu unutulmamalıdır.
*Ülkemiz yağının en yüksek kalitede bir yağ olduğu mesajını yaymak, sektörü daha da canlandırmak ve karmaşık bir uluslararası pazarın zorluklarıyla yüzleşmesine eşlik etmek için ilk temel adım olmalıdır. Bu konu aynı zamanda fırsatlarla doludur.
****Şimdi soralım; Bu sorunları tarımda genel olarak neden yaşıyoruz? Biraz araştırmak, biraz okumak, biraz paylaşmak ve ona göre pozisyon almak bu kadar zor mu? Çözümsüzlük havuzundan nasıl çıkılacak?
*Koltukta biraz daha kalmak için yapılan şovlar, harcanan enerji ve zaman ne çiftçimizin sorununu çözüyor ne de ekonomimize bir katma değer sağlıyor.
Tarihte her zaman çiftçiler hancı, hükümetler, bakanlar, bürokratlar, sivil toplum kuruluşlarının başkanları her zaman yolcu olmuşlardır.
****Ne demişlerdi; Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.