Başlık sizi şaşırtabilir çünkü bugüne kadar haberlerimizde, yazılarımızda; ‘Türkiye’nin en önemli çiftçi kuruluşu’ ifadesini kullanırken, şimdi ne oldu da böyle bir başlık attık?

Hatta Genel Müdür değişince ‘sizin de mi’ görüşünüz değişti de diyebilirsiniz.

Şimdi sizi 2018 yılına götüreceğim.

1 Ağustos 2018’de ‘Çiftçiye Kanunsuz Faiz’ başlıklı manşet haberimizle, kamuoyu bir tarafa Tarım Kredi’den kredi kullanan ortaklarının bile haberdar olmadığı bir faiz uygulamasını ortaya çıkarmıştık.

Çiftçi ortaklardan normal şartlarda alınan faizin yanı sıra bir de ‘Kaynak Kullanım Ücreti’ adı altında ikinci bir faiz daha alındığını hem çiftçiler hem de kamuoyu Milli Gazete sayesinde öğrenmişti.

O dönem Tarım Kredi Kooperatiflerindeki arkadaşlarımız, ‘Kaynak Kullanım Ücreti’ adı altında alınan ikinci bir faiz kaleminin gerekçesini; ‘Ziraat Bankası’ndan sağlanan finansmanın ticari faiz oranıyla kullandırıldığı için özellikle indirimli tarımsal kredilerde mecburen böyle bir kredilendirmenin yapıldığını, aksi takdirde Tarım Kredi’nin diyelim ki yüzde 20 faiz ile sağladığı finansmanı yüzde 10 faiz ile çiftçiye kullandırmasının mümkün olmadığı’ şeklinde açıklamışlardı.

Bu savunma içerik olarak haklı görülebilir ama çiftçinin, kamuoyunun ve siyasetin bu uygulamadan haberinin olmaması düşündürücüdür.

Diğer yandan Ziraat Bankası da o dönem gazeteye gönderdiği açıklamada, Bankanın çiftçiye kullandırdığı indirimli tarımsal kredilerdeki faiz oranı ile Tarım Kredi Kooperatiflerine finansman sağlanmasının mümkün olmadığı belirtilmişti.

Bunun gerekçesi de Tarım Kredi Kooperatiflerinin bünyesinde bulunan iştirakler gösterilerek, “Tarım Kredi Kooperatifleri bünyesinde pek çok sanayi kuruluşunu barındırmakta olup tarımsal üreticilere hizmet vermekle birlikte tarımsal üretici ya da çiftçi değildir” denilmişti.

Yani, bankanın Tarım Kredi Kooperatiflerine kullandırdığı finansmanın sadece çiftçilere kullandırılmadığını, bu finansmanın aynı zamanda iştiraklere de aktarıldığı için indirimli tarımsal kredilerin faiz oranıyla finansman sağlamanın mümkün olmadığı kaydedilmişti.

Ziraat Bankası da bu savunmasında haklıydı.

Aslında yaptığımız bu haberle Türkiye’de çiftçinin girdi maliyetlerinin bizzat çiftçi örgütleri tarafından nasıl yükseltildiğini de öğrenmiş olduk.

Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından kurulan iştiraklerin çiftçiye nasıl bir fayda sağladığına dair elde somut bir veri bulunmuyor.

Ancak net olan bir şey var ki; bu iştiraklerden dolayı Tarım Kredi ortakları, Ziraat Bankası’ndan kredi kullanan çiftçiye göre krediyi daha yüksek faizden kullanmak zorunda kalıyor.

Gelinen noktada, eşinin üstündeki binayı bile kurdurulan paravan şirketler üstünden Tarım Kredi’ye kiraya veren Poyraz’ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatı ile bir gece darbesiyle görevden alınarak yerine Ziraat Bankası eski Genel Müdürü Hüseyin Aydın’ın getirilmesi, tam nokta atışı bir atama oldu.

Öyle ki, ‘Tarım Kredi Kooperatiflerinin çiftçi kuruluşu mu değil mi’ tartışmasında Hüseyin Aydın’dan daha isabetli bir isim atanamazdı.

Çünkü Tarım Kredi Kooperatiflerinde yaşanan sorunu en iyi kendisi biliyor.

Tarım Kredi Kooperatiflerinin gerçekten bir çiftçi kuruluşu olabilmesi için öncelikle çiftçinin kredi maliyetini yükselten iştiraklerle Merkez Birliğinin arasına sağlam bir duvar örülmesi gerekiyor.

Madem bu iştirakler bu kadar önemli ise çiftçi için sağlanan finansmandan değil kendi imkânları ile ayakta durmaları gerekiyor.

Hem de bu yolla çiftçinin kaynakları da amiyane tabirle hovardaca kullanılmamış olur.

İşte bunun için Hüseyin Aydın’a önemli bir görev düşüyor.

Gerçekten, sorunu da en iyi bilen birisi olarak Tarım Kredi Kooperatiflerinde çiftçiye kullandırılması gereken finansmanla iştirakler arasına sağlam bir duvar örerek, çiftçinin kaynaklarının iştiraklerde hovardaca kullanılmasının önüne geçerse hem çiftçi kazanır hem de Türkiye. Kendisi de Tarım Kredi tarihine büyük bir iz bırakır. Çiftçinin de bedduasını değil duasını alır.

Bu dileğimizle kendisine yeni görevinde başarılar diliyoruz.