Konya tarım fuarı yoğunluğundan kaynaklı yaklaşık 2 aylık bir aradan sonra tekrar yazılarımla birlikteyiz.

Bu süre zarfında 08-12 Mart Konya Tarım Fuarı ve sonrasında İç Anadolu seyahatlerimi kapsayan bir takım faaliyetlerde bulundum.

Gözlem ve düşüncelerimi sizlerle paylaşmak isterim

Pandemi’den kaynaklı iki yıllık bir aradan sonra düzenlenen Konya Tarım Fuarında beklenin üzerinde bir katılımcı yoğunluğu ile karşı karşıya kalındı ancak bu seferde uzun yıllardır yaşanmayan, hatta hasret kaldığımız bir hava muhalefeti ile fuar alanına ulaşım neredeyse imkânsız hale geldi.

Kapanan köy ve komşu illerin yolları beklenen geniş katılımın önünde engel yarattı.

Kuraklık olmasında varsın öyle olsun.

Katılımcı firmaların yetkilileri ile yaptığım genel muhabbet ise, dışarıda ki soğuk havanın firmalarda daha fazla yaşandığı yönündeydi.

Pandemi’den kaynaklı tedarik zincirde ki bozulmanın etkisini toparlayamayan sektör temsileri 2021 yılı Ekimin’de uygulanan kur politikası ile de boğuşmak zorunda kalmıştı. 

Bu da gelir bu da geçer derken, Rusya-Ukrayna savaşının patlak vermesi ile enerji ve demir çelik piyasalarında yaşanan olumsuz hava da her haliyle konuşulan konulardan biriydi.

Tüm bu olumsuzluklar içinde 5 günlük fuar süresi sonunda bayilerin fiyat garantisi veremeden satış yapma gayretleri ise olayın başka bir yansımasıydı. 

İthal traktör firmalarının birçoğunda üretim ve ithalattan kaynaklı ürün yoktu.

Bu da ithal traktör bayilerinin teslim süresini olumsuz etkilediği gibi müşterilerine fiyat garantisi verememelerini sağlıyordu.

Avrupa’da ki enflasyon rakamlarının da satış maliyetlerine eklenmesi ise ithal traktör fiyatlarını oldukça yükseltmiş.

Örneğin 100HP Euro 5, kabin, klimalı bir ithal traktör 1,5 Milyon TL bandında.

Yerli traktör üreticileri ise tedarik zincirinde ki bozulmalardan kaynaklı etkilerin yanı sıra kur ve enflasyon maliyetleri ile mücadele etmeye devam ediyorlar.

Oradan da bir örnek verecek olursak 100HP Euro 3B, kabin, klimalı bir ithal traktör 600 ile 900 Bin TL bandındaydı.

Ekipman firmaları ise, demir, çelik fiyatlarında ki küresel etkilerin savrulması içinde fiyat maliyetlerini konumlandırmada ciddi problemler yaşıyorlar.

Vesselam, Konya Tarım Fuarında ne firmaların ne de bayilerin aklı fuarın heyecanı ile dolu değildi.

Çiftçi peki?

Traktör ve zirai ekipman ihtiyacı olan çiftçi ise fuarda daha ucuz olur diye, bir ay öncesinde almadığı ürünlerin fuar fiyatlarını görünce şok geçirse de geç kalınmış bir şey yok diyerek bir ay sonra da fiyatların tekrar değişeceği ön görüsü ile Ziraat Bankası kredili ihtiyaçlarını gidermeye devam etti.

Tarımla ilgili herkesin bir sözünün twiti’nin olduğu şu günlerde ise sahada yaşanan gerçeklikler ise bam başka! 

Fuar sonrasında gerçekleştirdiğim 15 günlük İç Anadolu seyahati ise sahayı daha iyi görmek ve gözlemlemek adına son derece önemliydi.

Yanlış tarım politikaları, ithalata düşkün olan eski tarım bakanından falan bahsetmeyeceğim.

Çiftçi, hububat biçim dönemine yaklaşırken dünya buğday arzının %60’ını karşılayan iki ülkenin savaşının kendi ürün fiyatlarına nasıl yansıyacağını merakla bekliyor.

Bu bekleme devam ederken gübre, ilaç özellikle mazotta istenilen KDV indirimlerinin yapılmaması ise akla asgari ücretliye yapılan %50 zammın 3 ayda eriyip buharlaşmasını getiriyor. 

Yani demem o ki, açıklanacak buğday fiyatları halay çekmeleri kapsayan sevince, coşkuya yol açsa da, çiftçi yeni ekim dönemine girdiğinde, maliyetlerde ki değişimi gördüğünde asgari ücretli ile ortak kaderi yaşayacağını anlayacak.

Kaşıkla verilen kepçeyle alınacak.

Hububat fiyatları açıklandığında, TV ekranlarına çıkarak, şöyle çok iyi fiyat, böyle çok iyi fiyat diyenler şimdiden bu yılın ekim maliyetlerini bir köşeye not etsinler. 

1 kg buğdayla şu kadar gübre bu kadar mazot hesapları çok yapılacak.

Geçen gün ekonominin gidişatı ile ilgili düşüncelerini aktaran en son ki Ekonomi bakanının, kuru sabit hale getirdik, faizi durdurduk sıra şimdi enflasyonla mücadele sözlerini okuyunca 13.09.2021 tarihli Daha Adil Bir Dünya Mümkün başlıklı yazıma tekrar bir göz atmak istedim.

O tarihlerde:

Faiz %19

1 Dolar 8 TL

1 Euro 10 TL’ymiş.

Bu günkü oranları sizler zaten biliyorsunuz, o yüzden yazmayacağım. 

Demem o ki şahlanan halay ekonomisi ile şimdilik üretime devam ediyoruz!