Şehirlerimizdeki göz alıcı parklar ve yemyeşil çim alanları, çoğu zaman pahalı bir bedelle sunuluyor: su kaynaklarının boşa akması ve doğal peyzajın bozulması.
Türkiye’de belediyelerin peyzaj sulamasında kullandığı geleneksel “vahşi sulama” yöntemleri, suyun rüzgar ve buharlaşmayla kaybolmasına yol açıyor. ABD’de yapılan araştırmalara göre, dış mekan sulamalarında kullanılan suyun %50’si boşa gidiyor; Türkiye’deki tablo da benzer.
Yolsuzluk İddiaları ve Halkın Kaynakları
Son dönemde, birçok belediyede yaşanan yolsuzluk iddiaları, peyzaj ve su yönetiminde de kendini gösteriyor. CHP’li bazı büyükşehir belediyelerinde yapılan araştırmalar, milyonlarca liranın “görünür ama verimsiz yeşil alan projelerine” harcandığını ortaya koyuyor.
Bazı park projelerinde kuraklığa dayanıklı bitkiler yerine yoğun sulama gerektiren bitkiler tercih ediliyor, verimsiz sulama sistemleri halkın vergilerinin boşa gitmesine yol açıyor, betonlaşmış parklar ise doğal ekosistemi bozuyor ve su döngüsünü engelliyor.
Bu tablo, belediyeciliğin “hizmet” yerine kısa vadeli rant ve gösteriş odaklı yürütüldüğünü gözler önüne seriyor.
Dünyadan Başarılı Örnekler
Yurtdışındaki şehirler, belediyeciliğin doğaya saygılı ve sürdürülebilir olabileceğini gösteriyor. Barcelona, park ve yeşil alan tasarımlarında yağmur suyu toplama sistemlerini ve kuraklığa dayanıklı bitkileri kullanarak dış mekan sulamasında tasarruf sağlıyor.
Singapur, geri dönüştürülmüş suyu şehir peyzajında kullanarak içme suyu kaynaklarını koruyor. Los Angeles ise akıllı sulama sistemleri ve bölgesel peyzaj planlamasıyla dış mekan su kullanımını optimize ediyor. Bu örnekler, su israfının önlenebileceğini ve tabiatın dokusunun korunabileceğini açıkça ortaya koyuyor.
Türkiye’de Güncel Durum
Türkiye’de bazı CHP’li büyükşehir belediyeleri de projelerinde estetik ve gösteriş odaklı hareket ederek su israfına yol açıyor. Büyük park projelerinde damla sulama sistemleri yerine geleneksel sulama yöntemleri tercih ediliyor, kuru peyzaj ve yağmur suyu hasadı gibi sürdürülebilir yöntemler yeterince uygulanmıyor. Bazı projelerde altyapı eksiklikleri ve plansız tasarımlar doğal peyzajın bozulmasına neden olurken, halkın vergilerinin boşa gitmesine ve doğal kaynakların tükenmesine yol açıyor.
Doğaya Saygılı Belediyecilik
Halkın gözüne hoş görünen bir park yaratmak için suyun ve doğanın feda edilmesine artık izin verilmemeli. Belediyeler, yolsuzluk iddialarının gölgesinde doğaya saygılı bir hizmet anlayışını benimsemeli. Kuraklığa dayanıklı bitkilerin tercih edilmesi, çim alanlarının azaltılması, damla sulama ve akıllı sulama sistemlerinin kullanımı, yağmur suyunun hasat edilmesi ve geri dönüştürülmüş suyun peyzajda değerlendirilmesi, parkların betonlaşmadan korunması ve doğal su döngüsünün desteklenmesi, hem ekonomik hem de ekolojik fayda sağlayarak su israfını önler ve şehrin estetiğini korur.
Hizmet, Rantın Yerine Geçmeli
Belediyeciliğin temel amacı, halkın yaşam kalitesini artırmaktır. Su kaynakları ve doğal peyzaj, sadece estetik değil, yaşamın kendisi için de hayati önemdedir. Dünya örneklerinin gösterdiği gibi, doğru yönetimle hem su israfı önlenebilir hem de şehirler estetik açıdan zenginleştirilebilir. Halkın vergileri ve doğal kaynaklar, rant projelerine değil, sürdürülebilir ve doğaya saygılı hizmete harcanmalı. Aksi takdirde, parklarımız yeşil kalabilir; ancak gerçek hizmet ve sürdürülebilirlik hayal olur.