****Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, 2025-2027 yılları için tarımsal destekleme kararlarını duyurdu. Zirai don zararları için destek, hayvancılık ve bitkisel üretimde artış öngören düzenlemeler “müjde” olarak sunuldu. Ancak, bu açıklamalar çiftçimizin dertlerine çare olmaktan çok uzak. Karmaşık bürokratik süreçler, yetersiz destekler ve enflasyonun gölgesinde eriyen ödemeler, çiftçiyi hayal kırıklığına uğratıyor.

****Üstelik, Bakan Yumaklı’nın gıda fiyatlarındaki artışa ve tarımsal desteklerin yetersizliğine dair sessizliği, çiftçinin güvenini daha da sarsıyor. Bakan’ın “hayırlı olsun” temennileri, tarladaki gerçeği yansıtmıyor.

****Destekler Yetersiz, Zamanlama Sorunlu

2025 yılı için Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bütçesi 438,1 milyar TL olarak açıklandı. Bunun içinde tarımsal desteklemeler için ayrılan cari transfer ödeneği 182,8 milyar TL, doğrudan desteklemelere ayrılan pay ise 135 milyar TL. Ancak, 2026-2028 Orta Vadeli Program’a (OVP) göre, Bakanlık bütçesi 2026’da yaklaşık %37 azalacak. Tarımsal desteklerin içinde bulunduğu cari transferler 173,5 milyar TL’ye düşecek ve bu, 2025’e göre %5’lik bir azalma demek. Tarımsal desteklemeler 173,5 milyar TL’nin altında olması bekleniyor.

Daha vahimi, kanunen GSYH’nin %1’i olması gereken tarımsal destekler, yine bu oranın çok altında kalıyor.

Bakan Yumaklı, 2025’te zirai don nedeniyle zarar gören çiftçilere destek ödeneceğini belirtse de, bu ödeme diğer bitkisel ve hayvancılık desteklerini kısıtlayacak. Üstelik, bu desteklerin bazıları 2026’da, bazıları ise 2027’de ödenecek ve enflasyon farkı uygulanmayacak. Mazot, gübre ve zirai ilaç gibi girdilerdeki fiyat artışları ise enflasyonla katlanarak artıyor. Ahmet Amca’nın isyanı hâlâ geçerli: “Zamanında gelmeyen 10 para, etmez 5 para!”

****Gıda Fiyatlarındaki Artış ve Bakan’ın Sessizliği

Bakan Yumaklı’nın açıklamalarında en çok eleştirilen nokta, gıda fiyatlarındaki artışa dair tek kelime etmemesi. Çiftçi, artan üretim maliyetleriyle boğuşurken, vatandaş da marketlerde fahiş gıda fiyatlarıyla karşı karşıya. Tarım Bakanlığı, gıda enflasyonunu düşürmek için somut adımlar atmıyor. Tarımsal desteklerin yetersizliği, üretim maliyetlerini karşılamıyor ve bu durum gıda fiyatlarını doğrudan etkiliyor. Bakan, desteklerde “önemli artışlar” yapıldığını iddia etse de, 2026’da bütçenin azalacağı gerçeği ortada. Üstelik, bu desteklerin etkisini ölçen bir analiz veya şeffaf bir açıklama sunulmuyor. Çiftçi, hem tarlada hem de sofrada yalnız bırakılıyor.

Genelge ve Tebliğ: Çiftçiye Yabancı Bürokrasi

Tarım Bakanlığı’nın bütçe hazırlık süreci, 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na dayanıyor. Bütçeler üç yıllık hazırlanırken, her yıl Meclis’ten geçen Bütçe Kanunu tek yıllıktır. Bu süreçte genelge ve tebliğler kritik rol oynar:

Genelge: 15 Eylül 2025 tarihli ve 33018 sayılı Resmi Gazete 1.Mükerrer sayısında yayımlanan 2026-2028 Dönemi Yatırım Programı Hazırlıkları ile İlgili 2025/15 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi, kamuda bunun yanında tarımda yatırım projelerini de kapsıyor. Bu genelge, 06 Sermaye Giderleri ve 07 Sermaye Transferleri gibi kalemlerle ilgili. Ancak, Bakanlık bu süreçte şeffaf değil. Hâlâ 25-30 yıllık, fizibilitesi olmayan projeler yatırım programında yer alıyor. Bu projeler, başlangıç ve bitiş yılları değiştirilerek “yeni” gibi gösteriliyor, ama ekonomiye katma değer sağlamıyor.

Tebliğ: Aynı tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2026-2028 Dönemi Bütçe Çağrısı ve Eki Bütçe Hazırlama Rehberi, 01 Personel Giderleri, 02 Sosyal Güvenlik Kurumlarına Devlet Primi Giderleri, 03 Mal Alım ve Hizmet Giderleri ve 05 Cari Transferler gibi kalemleri içeriyor. Tarımsal desteklemeler, bu tebliğin 05 Cari Transferler kısmında yer alıyor. Ancak, OVP’de bu kalemlerin alt detayları belirsiz. Çiftçi, desteklerin ne zaman ve nasıl ödeneceğini anlamakta zorlanıyor.

Bu kararlar, genelge ve tebliğler, bürokratların bütçe süreçlerini takip etmesi için rehber olsa da, çiftçiye ulaşan bilgi karmaşık ve yetersiz. Bakanlık, bu süreçleri çiftçiye anlaşılır bir şekilde aktarmıyor.

Ayrıca bunları Bakanlıklarda okuyan, okuduğunu anlayan, yorum yapabilen ve paylaşanların sayısı da her gün azalıyor. Özellikle üst düzey bürokratların çoğu bunları ANGARYA İŞLERDEN görür. Kamuda bu nedenle de sorunlar bitmiyor….

Çiftçi Ne İstiyor?

Çiftçimiz, kağıt üzerindeki müjdelerden çok, sahada çözüm bekliyor. Mazot, gübre ve ilaç fiyatlarının kontrol altına alınması, destek ödemelerinin zamanında yapılması ve enflasyona karşı korunması şart. Gıda fiyatlarındaki artışa karşı etkili politikalar üretilmeli, çiftçinin üretim maliyeti düşürülmeli. Çiftçi, kararların, uygulama rehberlerinin, genelge ve tebliğlerin bürokratik dilinden uzak, anlaşılır bir destek sistemi istiyor. Ancak Bakan Yumaklı’nın açıklamaları, bu beklentilerden uzak. Tarım Bakanlığı, çiftçiyi yalnız bırakırsa, tarım sektörü ve gıda güvenliği daha büyük bir çıkmaza sürüklenecek.

Sonuç: Çiftçi Tarlada, Vatandaş Sofrada Yalnız

Bakan Yumaklı’nın “müjdeleri”, ne tarımsal destekleme kararlarının, genelge ve tebliğlerin karmaşasını çözebiliyor ne de çiftçinin derdine derman oluyor. Yetersiz ve geç ödenen destekler, enflasyonun gölgesinde eriyor. Gıda fiyatlarındaki artışa karşı sessiz kalan Bakanlık, çiftçiyi ve vatandaşı hayal kırıklığına uğratıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı, bütçe süreçlerini şeffaf yönetmeli, karar, genelge ve tebliğleri çiftçiye anlaşılır hale getirmeli ve gıda enflasyonuna karşı somut adımlar atmalı. Aksi takdirde, çiftçimiz tarlada, vatandaşımız sofrada yalnız kalmaya devam edecek.

Not: Tarımsal desteklemelerle ilgili daha fazla bilgi için Resmi Gazete ve Tarımdan Haber sitesini inceleyebilirsiniz. Ancak, bu düzenlemedeki karmaşık dilin çiftçiye hitap etmekten uzak olduğunu unutmayın. Çiftçinin derdi, tarlada çözülür!