Sabahın köründe bağa giden üretici, traktörün deposuna mazot koymak için istasyona uğruyor. Pompadaki rakamı görünce eli ayağı titriyor. Akşam olunca dönüp eve geldiğinde çocuğunun okul masrafı aklına düşüyor. İşte Manisalı çiftçinin günü böyle başlıyor, böyle bitiyor.

Ama o alın teriyle büyüttüğü üzüm, tüccarın iki dudağının arasında eriyip gidiyor.

TARİŞ 120 TL DEDİ, TÜCCAR 95’E İNDİRDİ!

Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle soğuk vuran bağlar için dönüm başına 5.000 TL destek açıklanıyor. Kağıt üzerinde güzel, kulağa hoş geliyor. Ama Manisalı üreticiye soralım: 5.000 TL ile mazot mu alınır, gübre mi, ilaç mı? Yoksa sadece günü kurtaracak bir avunç para mı?

Asıl mesele üzüm fiyatlarıdır. TARİŞ, 9 numara üzüm için fiyatı 120 TL olarak açıkladı. Ama ne oldu? Tüccar bir gecede fiyatı 105 TL’ye, bazı yerlerde 95 TL’ye düşürdü. Yani devletin açıkladığı fiyatı hiçe saydı.

Üstelik üzüm borsası var bu şehirde. Fiyat tabelası var, açıklanan rakamlar var. Ama hangi tüccar bu fiyatlara uyuyor? Borsa başka söylüyor, tüccar başka uyguluyor. O zaman bu borsanın adı var, kendi yok!

TÜCCARLARIN KEYFİ UYGULAMALARI DOĞRU MU?

Tüccarlar, üreticinin açıklanan fiyatı görmezden gelerek kendi kafalarına göre fiyat belirliyor. Borsa ve devlet kurumlarının belirlediği fiyat, onların umurunda değil. İstediği kadar alım yapıyor, istediği kadar bekliyor, istediği kadar indiriyor.

Peki bu nasıl cüret?

Bir devlet kuruluşu fiyat açıklıyor, üretici de buna güvenerek ürününü yetiştiriyor. Ama tüccar, alım yaparken tek başına hakimiyet kuruyor ve üreticiyi çaresiz bırakıyor. Bu keyfi uygulama sadece çiftçiyi mağdur etmiyor, aynı zamanda adalet duygusunu da hiçe sayıyor.

DEVLET HER ŞEYE ZAM YAPIYOR, ÇİFTÇİNİN ÜRÜNÜNE YOK!!

Burada en büyük adaletsizlik şudur: Devlet kendi sunduğu hiçbir hizmeti ertesi yıl aynı fiyata bırakmıyor. Elektrik, doğalgaz, su, ÖTV, harçlar… Hepsi zamlanıyor.

Ama iş çiftçinin ürününe gelince fiyat yerinde sayıyor, hatta düşüyor!

Bu nasıl adalet? Devlet kendi gelirini artırırken çiftçinin alın teri neden değersizleştiriliyor? Üreticiye “senin emeğin bu kadar” demek hangi vicdana sığar?

NEREDE MANİSA'NIN VEKİLLERİ, SİYASİLERİ, ODALARI

Buradan soruyorum:

Tarım Bakanlığı, siz kimin hakkını savunmak için oradasınız? Çiftçinin mi, tüccarın mı?

Manisa Ziraat Odası Başkanı, üyelerinizin hakkı için ne yapıyorsunuz? Çiftçi 95 TL’ye üzüm satarken neden susuyorsunuz?

Manisa Ticaret Borsası, fiyat açıklamaktan öte ne yapıyorsunuz? Denetiminiz nerede?

Manisalı milletvekilleri, AK Parti’sinden CHP’sine, MHP’sinden İYİ Parti’sine kadar… Seçim zamanı bağlarda fotoğraf çektirmeyi biliyorsunuz. Peki bugün üreticinin yanında neden yoksunuz?

ÜRETİCİYİ KORUMAK DEVLETİN GÖREVİDİR

Geçen yıl üzüm 100 TL’ydi. Bu yıl maliyetler katlanmışken üzüm nasıl olur da 95 TL’ye düşer? Hangi vicdan, hangi ekonomi bunu kabul eder? Bu tablo, tüccarın cebini doldururken üreticinin kanını kurutuyor.

Devletin görevi tüccarı değil, üreticiyi korumaktır:

TARİŞ’in açıkladığı fiyat taban fiyat ilan edilmeli.

Bu fiyatın altında üzüm alımı kesinlikle yasaklanmalı.

Tüccarın “ben bilirim, benim dediğim olur” anlayışına son verilmelidir.

Tüm üreticiler şunu diyebilmeli, "insafına kaldığımız tüccarlar varsa, bizim de arkamızda duran devletimiz var."