Yem maliyetini azaltarak süt fiyatından kaynaklanan zararlar telafi edilebilir. Malumunuz son günlerin en can sıkıcı konularından birisi de süt fiyatlarının düşüklüğü.

Yetiştirici ürettiği sütü istediği fiyata satamıyor, masraflarını karşılamakta zorlanıyor. Firmalar her gün kuruş kuruş süt fiyatını daha da aşağı çekmenin peşinde.

Fakat unutulmaması gereken bir kural var: Hayvancılık büyük ve birbiriyle ilişkili bir sektör, birinin canı yandığında bugün olmasa da ileride diğerinin de mutlaka canı yanacak.

Bir bilim insanı olarak ticari konularda öneri vermem elbette doğru olmaz. Fakat besleme konusunda bir uzman olarak süt fiyatının düştüğü durumlarda yem masraflarının azaltılmasına yönelik besleme stratejileri konusunda birkaç önerim olacak.

Zira işletme masraflarının büyük bölümünü yem maliyeti oluşturuyor. Yetiştiricilerimize az da olsa nefes aldırabilecek yeni düzenlemelerin birkaçı şunlar olabilir:

***

Her bir hayvan için günlük yedirdiğiniz toplam kaba ve konsantre yemlerin karışım miktarını tahmini olarak hesaplayınız.

Eğer silaj gibi sulu kaba yemleri günlük 15 kg ve üzerinde yediriyorsanız veya yem karışımını avucunuzda sıktığınızda şekli yavaşça dağılacak şekilde sulandırıyorsanız bu miktarı 0.6 ile çarpınız.

Sulu kaba yemleri günlük 5-15 kg arasında yediriyorsanız 0.75 ile çarpınız.

Eğer karışımınız kuru kaba ve konsantre yemlerden oluşuyorsa 0.9 ile çarpınız.

Elde ettiğiniz bu değer kaba ve konsantre yem karışımınızın kuru madde olarak yaklaşık miktarını verecektir.

İneğin ya da bulunduğu grubun süt verim ortalamasını bulduğunuz kuru madde tüketim miktarına böldüğünüzde 1.5 değeri ve üzeri ise mükemmel ve ekonomik bir besleme yapıyorsunuz demektir. Bu durumda herhangi bir değişime gerek yok demektir.

Eğer sonuç 1.3 ve aşağısında ise süt verimine göre hayvanlarınız fazla yem tüketiyor veya sağlık durumlarında bir problem var demektir. Bu sizin yem masraflarınızın gereksiz yere fazla olduğunu, hayvanlarınızın rasyonlarını değiştirerek daha ekonomik bir besleme yapabileceğinizi göstermektedir.

***

Türkiye şartlarında birçok işletmede hayvanlar verimlerine göre aşırı beslenmektedirler. Yetiştiricilerin gözünde hayvanın görüntüsü önemlidir. Kemik çıkıntıları görünmeyen, dolgun ve semirtilmiş hayvanın sağlığının ve veriminin de iyi olacağını düşünülmektedir.

Oysa en iyi inek kemik çıkıntıları hafif belirgin, dolgun ve yağlı olmayan inektir.

İşletme sahiplerinde bu hayvanların verimlerinin düşük olacağı ve hastalanmaya yatkın olacağı şeklinde yanlış bir inanış vardır.

Eğer işletmenizde yağlı ve dolgun görünümlü hayvan sayısı fazla ise hayvanlarınız ihtiyaçtan fazla yem ile beslenmektedirler.

Bu durumda size yem miktarını düşürmenizi önerebilirim. Yem miktarını azalttığınızda veriminizin düşmediğini aksine hayvanların daha sağlıklı olduğunu ve üreme performanslarının da arttığını fark edeceksiniz.

Biliyorum, bu cümleleri okuyan birçok yetiştirici “acaba doğrumu" şeklinde kendine soru soruyor. Süt fiyatlarının düşüklüğü yağlı hayvanları kazanmak için bir fırsat olsun. Hiç merak etmeyin, hem yemden hem de hayvan sağlığı harcamalarından kar edeceksiniz.

***

Bilindiği gibi İç Anadolu Bölgesi özellikle Konya ve Konya'nın Karapınar ve Ereğli gibi ilçeleri son yıllarda müthiş bir süt ineği işletmesi yatırımına sahne oluyor. Kurulan çok sayıda işletme süt üretiminin Türkiye liderliğini de bu bölgeye çekmiş durumda.

Bu bölgede ve Türkiye'nin değişik yerlerinde gezerek ve görerek yakından incelediğim özellikle orta derecede büyüklüğe sahip birçok işletmede hayvanlara grup beslemesi yapılmadığına şahit olmaktayım.

Hatta kuruya ayrılan hayvanlar hem gereksiz hem de hayvan sağlığına zararlı olduğu halde sağmallar ile bir grupta aynı yemi yemektedirler.

İşletmelerde ayrı bölmeler oluşturmanın çok zor olduğu aşikar. Ya da grup sayısı arttıkça besleme yapmak daha zahmetli olabilir.

Ama yüksek verim ile düşük verimli ineklere yedirmeniz gereken yem miktarları arasında dağlar kadar fark var. Yedirdiğiniz bütün yem maddelerinin tam kuru olduğunu farz edersek, yaklaşık 30-40 kg süt veren bir ineğe 20-25 kg arası yem yedirilirken, 10 kg civarında süt veren bir hayvanın bunun yarısı kadar yem yemesi gerekir.

Bu durumda fazla süt veren hayvanlara pahalı olan kaliteli fabrika yemleri ve katkılar ile besleme yapılırken düşük verimli olanlar için ucuz kaba yem ağırlıklı besleme yapılması önerilebilir.

Oysa birçok işletmede hayvanların hepsi bir grupta tutularak aynı miktarda yemi yemekte, fiyatı yüksek fabrika yemleri ve katkılar verim farkı olmaksızın bütün hayvanlara yedirilmektedir.

Verim dönemine bakmaksızın hayvanlarınızın hepsine pahalı yemler yedirirseniz zarar edersiniz. Böyle yapıda bir işletmeniz varsa, maliyetleri düşürmek için acilen gruplar halinde beslemeye geçebilir, düşük verimli hayvanlar için pahalı yem kaynaklarından vazgeçebilirsiniz.

***

Eğer yeterli miktarda ve kalitede mısır silajınız varsa bunu enerji veren konsantre yemlerin bir bölümü yerine kullanabilirsiniz. Rasyonda 20 kg düzeyine kadar mısır silajını rahatça kullanabilirsiniz.

Mısır silajı ucuz bir kaynak olduğu için besleme maliyetinizi düşürecektir.

***

Paketlenmiş veya iyi yapılmış küf içermeyen silajı olmak şartıyla şeker pancarı posası rasyonu ucuzlatan bir kaynak olabilir.

Birçok yerde bu ucuz kaynak ile ilgili yanlış bilgiler söz konusudur. Hayvanların fosfor ve vitamin ihtiyaçlarını karşılamak, süt yağı düzeyini kontrol altında tutmak şartıyla rasyonda 15 kg'a kadar kullanabilirsiniz.

Süt fiyatlarının düştüğü dönemlerde saman kullanımı artmaktadır. Samanın lifli maddesi kolay sindirilemediği için işkembede sindirim için hazır enerji kaynağı vermekte zorlanabilir.

Bu durumda yem tüketimi azalabilir. Şeker pancarı posası lifli maddesi saman ile fabrika yemi arasında bir parçalanma özelliğine sahiptir. Bu nedenle işkembe ortamını düzeltebilir ve hayvana enerji sağlayarak ekonomik besleme gerçekleştirebilir.

***

Kaliteli yonca iyi bir protein ve lifli madde kaynağıdır. Özellikle ikinci biçim ve yaprak oranı yüksek olan kuru yonca yüksek verimli hayvanlar için ayrılabilir. Bu yonca konsantre yemlerin bir miktarının yerine kullanılarak yem masrafları azaltılabilir.

Son yıllarda korunmuş veya by-pass yağların kullanımı hızlı bir şekilde artmıştır. Verim düzeyine ve dönemine bakılmaksızın neredeyse bütün ineklerin rasyonlarına enerji vermek amacıyla katılmaktadır.

Bu yağların enerjileri mısır ve arpa gibi rasyonenerji kaynaklarının yaklaşık iki katı olmasına rağmen fiyatları bunlardan kat kat fazladır.

Bu yağlar özellikle 19 proteinli veya üzeri yemlere fabrikalar tarafından katılmaktadır. Gezdiğim ve incelediğim birçok işletmede fabrika yemleri dışında da hayvan başına önemli miktarlarda rasyona ilave olarak katıldığını tespit ettim.

Korunmuş yağları üreterek süt ineklerine yedirilmesi üzerine Türkiye'de ilk doktora çalışmasını yaptım. Daha sonrada yağlarla ilgili araştırmalarım oldu. Korunmuş yağ kullanımı 30 kg ve üzerinde süt veren hayvanlarda etkilidir.

Bundan daha düşük süt veren hayvanlarda ise sadece üreme problemleri gözlenmesi durumunda doğumdan yaklaşık 2 ay sonra kullanılmaya başlanmasını tavsiye edebilirim.

Yeni görüşe göre ineklerde doğum sonrası dönemde yağ yerine tane yemlere dayalı enerji beslemesi hem masrafları azaltmakta hem de hayvanları daha sağlıklı kılmaktadır.

***

Rasyonda maliyeti düşürebilecek bir diğer önemli hususta kullanılan katkılardır. Örneğin hayvanın verimine veya sağlık durumuna bakılmaksızın yoğun organik mineral beslemesi yapılmaktadır.

Belki hayvan ihtiyaçlarını inorganik kaynaklardan da sağlayabilecekken çoğu işletme eksiklik olma veya daha fazla verim alma ihtimaline karşı pahalı organik mineral kaynaklarını tercih edebilmektedir.

Kendi görüşüm Türkiye şartlarında çoğu hayvanın özellikle düşük verimli olanların bu kaynaklara ihtiyacı olmadığı yönündedir.

Süt fiyatlarındaki düşüşün bu işle uğraşanları umutsuzluğa sevk ettiği tartışılmaz bir durumdur. Ekonomik besleme ve karlılık için en önemli unsur hayvanın yediği yemin iyi dengelenmesi ve ucuza mal edilmesidir.

Bunun için hayvanımızı ve işletmemizin yapısını iyi bilmemiz gerekmektedir. Süt fiyatları arzu edilen seviyeye gelinceye kadar maliyeti daha düşük alternatif besleme yöntemlerini göz ardı etmemeliyiz.