Önce yazdığım bir fıkrayı sizlerle paylaşarak başlayalım….

***Temel Trabzon’a gelir. Arkadaşı Dursun’ la karşılaşır.

Dursun’ a;

Ula Dursun yarın konferansta Endüstri 4.0’ ı anlatacağım. Sende gel demiş.

Ertesi gün Dursun, Temel’ in konferansı için yola çıkar. Yolda Dursun’ a sorarlar. Dursun nereye gidiyorsun?

Dursun; Temel konferansta konuşacak, onu dinleyeceğim. Endüstri 4.0’ rı anlatacakmış. Merak ettim!

Endüstri 4 gol atmış, ama kime atmış anlamadım. Onu öğreneceğim…..

***Enflasyon Fırtınası: Türkiye’de Geçim Krizi Derinleşiyor!

****TÜRK-İŞ’in Eylül 2025 raporuna göre, dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 27.970 TL’ye, yoksulluk sınırı 91.109 TL’ye yükselerek asgari ücreti dörde katladı. Asgari ücret, açlık sınırının sadece yüzde 21 üzerinde kalarak tarihî bir farkla geride kaldı; bekâr bir çalışanın yaşama maliyeti ise 36.305 TL’ye ulaştı. TÜİK, Eylül’de aylık enflasyonu yüzde 3,23, yıllık enflasyonu yüzde 33,29 olarak açıklarken, İTO İstanbul’da aylık yüzde 3,19, yıllık yüzde 40,75 enflasyon bildirdi. ENAG’a göre ise aylık enflasyon yüzde 3,79 yıllık enflasyon yüzde 63,23. Eğitim harcamaları yüzde 24,26’lık artışla öne çıkarken, tarımın GSYH payının yüzde 5,5’e düşmesi ve su sorununun derinleşmesi, aylık yüzde 2-3’ün üzerindeki enflasyonu sıradanlaştırabilir.

Hükümetin asgari ücrete enflasyon farkı uygulamaması, dar gelirli kesimlerin yükünü ağırlaştırıyor; Ocak 2026’da planlanan yüzde 20’lik zam kayıpları karşılamayacak. TÜİK verilerine göre gıdada yüzde 4,62, eğitimde yüzde 17,90 artış yaşanırken, TÜRK-İŞ mutfak enflasyonunu yıllık yüzde 41,05 olarak hesapladı. Almanya’da yıllık enflasyon yüzde 2,4 iken Türkiye’deki tablo, tarım sektörü paydaşlarını endişelendiriyor. Artan gıda fiyatları ve ekonomik baskılar, tarım sektöründe acil önlemlerin alınmasını gerektiriyor. Enflasyonla mücadelede köklü reformlar yapılmazsa, geçim krizi daha da derinleşecek.

****Karanlık Fabrikalar ve Yapay Zeka ile Tarımın Dönüşümü

Tarım, insanlığın temel taşlarından biri olsa da, 21. yüzyılın teknolojik devrimleriyle köklü bir değişim yaşamaktadır. 2025 yılında, tamamen otomatize edilmiş, insan müdahalesi olmadan günde 24 saat, haftada 7 gün boyunca kesintisiz ve sürekli yani 7/24 çalışan "karanlık fabrikalar" ve yapay zekâ (AI) teknolojileri, tarım ve gıda sektöründe devrim yaratmaktadır.

Bu teknolojiler, hassas tarım, dikey çiftçilik ve gıda işleme gibi alanlarda verimliliği artırırken, iş gücü kaybı, biyoçeşitlilik riskleri ve veri gizliliği gibi tartışmaları da beraberinde getirmektedir.

Acaba, karanlık fabrikaların tarım sektöründeki etkilerini ve geleceğe yönelik potansiyeli nasıl olacak?

****Karanlık Fabrikalar ve Tarım

***Karanlık fabrikalar, yapay zekâ, robotik, Nesnelerin İnterneti (IoT) ve 5G teknolojileriyle işletilen, insan işçiye ihtiyaç duymayan tesislerdir. Aydınlatma ve iklimlendirme gibi insan odaklı altyapılara gerek kalmadan 7/24 üretim yapabilen bu sistemler, tarımda hassas tarım, dikey çiftçilik ve gıda paketleme gibi alanlarda kullanılmaktadır. Çin, bu alanda lider konumdadır. Pekin’deki tesisler, AI ve 5G destekli robotlarla tohum işleme ve sera otomasyonunda %25-30 verim artışı sağlamıştır. Bu sistemler, su tüketimini %90 azaltarak ve pestisit kullanımını sıfıra indirerek sürdürülebilirlik sunmaktadır. Ancak, yüksek enerji talebi ve robotik sistemlerin çevresel etkileri tartışma konusudur.

****AI ve Gıda Güvenliği

***AI teknolojileri, tarımda gıda güvenliğini güçlendirmektedir. AI robotlar, 24/7 gıda üretimiyle insan emeğini azaltmış, pestisit kullanımını %80 düşürmüştür. AI dronlar, mahsul sağlığını izleyerek su ve gübre kullanımını optimize etmiş, verimi %50 artırmıştır. Ancak, AI’nin "kara kutu" algoritmaları, tarım verilerini büyük şirketlere teslim ederek gıda egemenliğini tehdit edebilir. Küçük çiftçilerin dışlanması ve veri gizliliği endişeleri, bu teknolojilerin etik kullanımını zorunlu kılmaktadır.

****Sürdürülebilirlik ve İklim Çözümleri

***İklim değişikliği, 2050’ye kadar mahsul verimini %20-25 düşürebilir. AI tabanlı karanlık fabrikalar, hassas tarımla bu kaybı dengeleyebilir. AI sensörleri, su kullanımını %30 azaltarak bitki stresini izler. Nükleer küçük modüler reaktörler (SMR), karanlık fabrikaların enerji ihtiyacını karşılayarak "teknolojik sermaye tarımı" yaratabilir. Ancak, robotik sistemlerin üretimi ve e-atık, çevresel sürdürülebilirlik için risk oluşturmaktadır. Yenilenebilir enerji entegrasyonu, bu sorunları hafifletebilir.

****Dikey Tarım ve Robotik

***Dikey tarım, karanlık fabrika modelleriyle birleşerek kentsel gıda üretimini %70 artırabilir, arazi ihtiyacını %60 azaltabilir. Hong Kong’daki robo-çiftlikler, AI ile 12 döngü/yıl üretim ve %90 su tasarrufu sunmaktadır. AI, bitki hastalıklarını %85 doğrulukla öngörebilir. Ancak, veri gizliliği ve küçük çiftçilerin dışlanması, bu sistemlerin yaygınlaşmasını zorlaştırmaktadır.

****Ülkelere Göre Uygulamalar

***ABD: AI, dikey tarımı geliştirerek arazi kullanımını %60 azaltmış, ancak iş kayıpları %50’ye ulaşabilir. Çin’in tarım arazisi alımları gıda güvenliğini tehdit etmektedir.

***Avustralya: AI robot tarımı, su kullanımını %40 azaltmış, ancak yabancı arazi kontrolü endişe yaratmaktadır.

***Çin: 2027’ye kadar 20 karanlık fabrika ile gıda ihracatı %30 artabilir, ancak çevresel atık yönetimi eleştirilmektedir.

***Rusya: Karanlık fabrika testleri erken aşamada olup altyapı eksiklikleri engel teşkil etmektedir.

***Almanya: AI robotlar, sera otomasyonunda %85 enerji verimliliği sağlamış, ancak küçük çiftçilerin dışlanması risk oluşturmaktadır.

****Avantajlar ve Riskler

***Karanlık fabrikalar, tarımda verimliliği %50-80 artırabilir, su kullanımını %90 azaltabilir ve gıda arzını stabilize edebilir. Ancak, iş gücü kaybı, biyoçeşitlilik riskleri, veri gizliliği ve yüksek maliyetler önemli zorluklardır. Siber güvenlik tehditleri de üretimi durdurabilir.

****Çözüm Önerileri

Tarımcı olarak, aşağıdaki stratejiler önerilmektedir:

***Küçük Çiftçi Desteği: AI teknolojileri, küçük çiftçilere blockchain tabanlı finanslarla entegre edilmelidir.

***Biyoçeşitlilik Koruma: Yerel tohum çeşitlerini koruyan AI sistemleri geliştirilmelidir.

***Veri Şeffaflığı: Çiftçilerin veri sahipliği hakları korunmalıdır.

***Eğitim: Çiftçilere robotik ve AI yönetimi eğitimi verilmelidir.

***Sürdürülebilir Enerji: Yenilenebilir enerji kaynakları kullanılmalıdır.

****Sonuç olarak karanlık fabrikalar ve AI, tarımı dönüştürerek verimlilik ve sürdürülebilirlik sağlamaktadır. Ancak, etik ve kapsayıcı uygulamalar olmadan işsizlik ve gıda egemenliği riskleri artabilir. Ziraat mühendisleri, teknolojinin faydalarını maksimize ederken riskleri en aza indirecek stratejiler geliştirmelidir. Gelecekte, %75 makine tabanlı üretim beklenirken, etik AI ve küçük çiftçi entegrasyonu tarımın sürdürülebilir geleceği için kritik olacaktır.

****Teknoloji çok hızlı ilerliyor. Ancak karmaşıklık derecesi artıyor. Bunlar bizde olmaz, diye düşünmeyelim.

Bundan 20-25 yıl önce sizlere;

Hepimizin cebinde ufak bir makine (cep telefonu) olacak,

Buradan canlı görüşeceğiz,

Tüm bilgilere kısa sürede ulaşacağız,

İntenetten bize gelen mektupları okuyacağız, deseydim. Yine bizde bunlar olmaz derdik.

Ama şimdi hepimizin cebinde bir cep telefonu var değil mi?

Sorun bu pazarda, tüketici olarak yerimizi alıyoruz. Önemli olan üretici olarak yer almak olmalıdır. Onunda tek yolu, kaliteli, standart, maliyeti düşük üretimden yani teknolojiden geçiyor. Acaba her hafta açıklanan desteklemeler bizi ne kadar bunlara yaklaştırıyor?