2022 yılını kapatırken asgari ücretli maaşlarına yönelik kıran kırana geçen mücadeleyi hepimiz izliyoruz.

İşveren ve çalışanları temsil eden sendikalar, bir işçinin alması gereken asgari ücret ne kadar olmalı çalışmalarını yapan heyetler falan filan acayip bir pazarlık dönüyor.

Aylar süren görüşmeler ile kurullar heyetler, %65’ni asgari ücretli çalışandan oluşan ülkenin durumunu değerlendirip son sözü Cumhurbaşkanına bırakacak.

Ülkenin %100’nü etkileyen Ayçiçek, hububat, fındık, et ve süt gibi ürünlerin fiyatları açıklanırken üreteni enflasyon karşında kollayan kurulların toplanıp çatır çatır üreten çiftçiyi savunduklarını hiç ama hiç görmedim.

Reklam mı, algıyı yönetmek m, piar çalışması mı?

İşte onun en şatafatlısı bizde var!

Tarım ve Orman Şuraları gibi.

17 Temmuz 2019'da tanıtım toplantısı yapılan ve 5 yıllık planla 25 yıla ışık tutması planlanan Tarım Orman Şurası gibi şuralarımız da oldu bizim.

5 yıllık planla 25 yıla ışık tutması planlanan şuranın sonuç bildirgesini de Cumhurbaşkanımız açıklamıştı.

5 yıllık planla 25 yıla ışık falan tutacak, ne kadar afili ve slogan vari bir cümle.

Işığın sonunda zeytinlik arazilerin maden sahası ilan edilmesi için madencilik sektörüne kolaylık tanıyan anayasa teklifi ile karşı karşıya bırakıldık.

Buğdaya ovvv süper fiyat verdiler diyenler, arazilerini tekrar ekmek için hazırlıklara başladıklarında enflasyon karşısında kazançlarının nasıl eridiğini gördüler.

Bugün kalkıp ta kimse çiftçinin enflasyon ile mücadelesinde nasıl ayakta durduğunu sorgulamıyor.

TL ile kazanıp döviz kuru maliyeti ile üretim yapan çiftçinin parası pul oldu!

Açlık sınırının 7.785 TL olduğu ülkemde asgari ücretli 2.285 TL açlık sınırından daha az maaş alıyor.

Refaha kavuşmak için 9-10 Bin TL alması da en doğal hakları ancak aynı durum ülkeyi besleyen 2,5 milyon çiftçinin korunup kollanmasına gelince kadercilik anlayışı ile karşı karşıya bırakılıyoruz.

Asgari ücretlinin vergi diliminde düzenleme yapıla biliniyorken, çiftçinin KDV oranlamasına neden düzenleme yapılamıyor?

Kullandığı mazotta neden düzenleme yapılmıyor?

Bununla ilgili cevapları duyar gibiyim.

Aşağı yukarı cevaplar şuna yakın:

“Neo klasik ekonomi düşüncesi ile ekim yapan çiftçinin epistemolojik bir kopuşu temsil eden bir kesim olduğunu düşündüğümüzde, heterodoks yaklaşım ve maliyetler ile üretim yapmak günümüzde oldukça zor. Ön plana çıkan tarımsal ekonomi ve nöro hayvancılık daha fazla önem kazandığı için hepimiz aynı gemideyiz”