Geçen hafta, ‘Yemin billah ederim ki ithalat çalışmamız yok’ başlıklı yazımız üzerine Et ve Süt Kurumunun vekil Genel Müdürü Mustafa Kayhan Twitter’dan DM’den mesaj gönderdi. Yazımıza cevap niteliği taşıdığı için Kayhan’ın mesajını buradan paylaşarak, cevap vermeye çalışacağım. (Diyeceksiniz, bu konunun başlıkla ne alakası var! Sabredip okuyabilirseniz yazımızın başlıkla nasıl bir alakası olduğunu görebilirsiniz...)

Normalde, yazımıza karşı bir cevap verilecekse bunun yolu DM’den mesaj göndermek değil kurum adına açıklama yapmaktır. Ancak bürokrat arkadaşların çalışma biçimi değişmiş olmalı ki, kendilerini anlatmak için kurum adına yapamadıkları açıklamayı DM üzerinden mesaj göndererek halletmeye çalışıyorlar!

Vekil Genel Müdür mesajında; günlük konuşmalarında bile hiç yeminli konuşmadığını, buna da hiç ihtiyaç duymadığını belirtmiş! Öncelikle bu ifadenin bize ait olmadığını, Konya Kırmızı Et Üreticileri Birliği Başkanı Nazif Karabulut ile yaptıkları görüşmeden bize aktarılan bir cümle olduğunu kendisi de biliyor. Bunun için bir düzeltme yapmak istiyorsa bu mesajı Nazif beye göndermesi gerekiyor bunu belirtmiş olalım.

Gelelim Kayhan’ın mesajına: “Merhaba, günlük konuşmalarımda bile hiç yeminli konuşmam ve Allah’a şükür hiç ihtiyacım da olmadı. Piyasalarla ilgili tahmin raporları hazırlamak veya risk analizlerinde bulunmak bu kurumum asli görevidir. Arz ve talebin dengeli olduğu durumlarda bile bunların yapılması gerektiğine inanıyorum. Gelişmiş ülkelerde bu çalışmaların haber değeri yoktur. Son derece rutin işlerdir. Bir üründe arz açığı varsa en rasyonel yöntem piyasaya ikame yapılmasıdır. Altı çizilmesi gereken husus şudur: yapılan ikamenin dengeli olması ve üreticinin ürün maliyetinin ve gelirinin dikkate alınması yani bir denge mekanizması sağlanmasıdır. Bu konudaki hassasiyetimiz herkes tarafından bilinmektedir. Asıl haber değeri kanımca sosyal medya platformlarında yalan fiyat paylaşımları ile besicide beklenti oluşturan ve arzı kısarak fiyat dalgalanmalarına neden olanların ne yapmak istediğidir. İyi çalışmalar”

Kayhan mesajında bir şeyler söylemek istemiş ama içine düştükleri çaresizlikten olsa gerek konuları bir birine katarak bir cevap vermeye çalışmış.

Öncelikle bizim yazımızda vurgulamaya çalıştığımız kasaplık hayvan ithalatı çalışmasının kamuoyundan neden saklandığı konusu olmasına rağmen, nedense bu konuya net bir ifade ile cevap verememiş.

Yaptıkları ithalat çalışmasını, ‘tahmin raporu hazırlamak ve risk analizinde bulunmak’ şeklinde değerlendirerek geçiştirmeye çalışmış! Bununla da yetinmeyip bu çalışmaların gelişmiş ülkelerde haber değerinin bile bulunmadığını belirterek, bizim gazeteciliğimizi sorgulamış!

Helal olsun!

Kayhan’ın özgüveni tavan yapmış durumda!

Ama aşırı özgüven aslında bir öz güven eksikliğidir. Ülke, hayvancılıkta dön dolaş ithalata mahkûm bırakılıyor, ama nedense bu öz güveni tavan yapmış (!) yöneticiler ise hep kusursuz!

Madem bir ithalat çalışması yapmadınız, yaptığınız tahmin raporu hazırlamak ve risk analizinde bulunmaksa, bizim haberimize karşılık Tarım Bakanlığı ve ESK olarak, ‘gündemimizde ne kasaplık hayvan ithalatı var ne de böyle bir çalışma yapmıyoruz’ diyerek kamuoyuna iki satır bir açıklama yapmadınız?

Yapamazdınız, çünkü saçma sapan politikalarınız yüzünden süt üreticini, besiciyi öldürdünüz ortalıkta kesecek hayvan kalmadı, besilik hayvan ithalatının da sorunu çözmeyeceği için hem kasaplık hem de karkas et ithalatını açmak zorunda olduğunuzu çok iyi biliyordunuz.

Geldiğimiz noktada zaten bunu gösteriyor.

Ama size göre bunların hiçbir haber değeri yok!

Biz sadece abartıyoruz! Öyle mi?

Diğer yandan vekil Genel Müdür, arz açığı varsa bunun yerine ikame yapılabileceğinden bahsetmiş.

Pekala, bu arz açığının sorumlusu kim?

Besici 120 liraya melettiği hayvanını zararına 95 liradan kestirirken, aklınız neredeydi?

Üreticinin zarar ettiği yerde üretimin sürdürülemeyeceğini bilmeyecek kadar ufkunuz mu daraldı da ESK olarak buna müdahale etmediniz?

İşin daha vahimi, Tarım Bakanı Kirişçi, ülkede hayvan bolluğundan bahsederken ESK’nın vekil Genel Müdürünün ithalatı meşrulaştırmak için arz açığı savunmasında bulunması manidar değil mi?

Benim bu mesajda dikkatimi çeken asıl konu ise, Türkiye’de hayvancılıkta aslında hiçbir sıkıntı yok (!) her şey güllük gülistanlık (!) ama ‘sosyal medya platformlarında yalan fiyat paylaşımı yapanlar var ya’ işte bu ‘hainler!’, ‘alçaklar!’ yüzünden besicilerde farklı beklentiler oluşturularak et fiyatları da bunların yüzünden yükseliyor!

Dedim ya özgüven tavan yapmış!

Dön dolaş hep aynı hikâye!

Ya arkadaş, bir kere böyle bir gerekçe ile kendi acziyetinizi ortaya koyuyorsunuz bunun bile farkında değilsiniz!

85 milyonluk bir ülkenin hayvancılık sektörü, birkaç sosyal medya hesabından yapılan yalan paylaşımlarla yönlendirilebiliyorsa o zaman konuşacak neyimiz kalmış, biz çoktan bitmişiz!

Böyle saçma sapan bir gerekçe olabilir mi?

Madem kendi beceriksizliğinizi örtecekseniz hiç olmazsa şöyle ayağı yere basan bir şeyler söyleyin de inanalım!

Artık kimse bunları yemiyor, haberiniz olsun!  

Vekil Genel Müdüre sormak gerekiyor, madem yalan fiyat paylaşımları ile besicide beklenti oluşturuyorsa siz neden 1 kg karkas etin üretim maliyetini açıklayarak hayvancılık sektörü üzerinde oynanan oyunu bozmuyorsunuz?

Hâlbuki et maliyetini bulmak için sırf bunun için komisyon bile kurdunuz!

Kurduğunuz komisyon ne iş yapıyor?

Kaç hafta geçti hala 1 kg etin üretim maliyetini açıklayamadınız.

Etin maliyet hesabı kamuoyundan neden saklanıyor?

Çünkü gerçek verilere dayalı yapılan bir maliyet hesabını açıkladığınızda, ithalata zemin oluşturmaya çalıştığınız et fiyatlarında öyle abarttığınız gibi bir spekülasyonun olmadığı ortaya çıkacak değil mi?

Sonuç olarak, maliyet hesabını gizleyeceksiniz, ithalat çalışmasını gizleyeceksiniz, hatta ithalatın hangi firmalara nasıl verildiğini gizleyeceksiniz, kasaplık hayvan ithalatı yetmiyormuş gibi kemiksiz et ithalatı için yaptığınız çalışmayı da gizleyeceksiniz, hiçbir konuda şeffaf olmayacaksınız ama koltuğunuzu korumak için ahkâm keseceksiniz!

Ama boşuna uğraşmayın derim…

Çünkü Kirişçi, ‘her işte başarılıyız (!) ama bir ette başarılı değiliz’ diyerek yerinize çoktan isim arayamaya başlamış, haberiniz olsun!