Üç Soru Üç Cevap

20-25 Yıllık Projelerle, Tarımda Sorun Çözülür mü?

2023 Yılı ve “Öngörülemezlik Yılı” Olabilir mi?

Tarımda, Z Kuşağı ne düşünüyor?

****2023 Yılı Yatırım Programının Kabulü ve Uygulaması yayınlandı.

****Ocak Ayının ilk gününde yazdığım yazıda, “Bütçe Kanunu” ile bilgiler vermiştim.

Tarım ve Orman Bakanlığının Bütçesinin 133.682.205.000 TL ve bu bütçenin “Yatırım Bütçesi” ise, yatırımlarla ilgili, Sermaye giderleri (06) 3.300.000.000 TL ve Sermaye Transferleri (07) 45.371.564.000 TL olup, toplam 48.671.564.000 TL olduğunu belirtmiştim.

Bu konu yani yatırımlarla ilgili “2023 Yılı Yatırım Programının Kabulü ve Uygulanmasına Dair Karar” beklendiğini ve bu kararın Ocak 15 kadar açıklanması gerektiğini yazdım. (Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu, Madde 19; Kamu yatırım programı, merkezî yönetim bütçe kanununa uygun olarak anılan Kanunun (Bütçe Kanunu) yürürlüğe girdiği tarihten itibaren on beş gün içinde Cumhurbaşkanı kararıyla Resmî Gazetede yayımlanır.)

***Yatırım Programında;

Devletin yatırım programına sunulan, uygun görülen yatırım projeleri ve bu projelerin ödenekleri bulunur. Nasıl bir uygulama yapılacağı belirlenir.

****2023 Yılı Yatırım Programının Kabulü ve Uygulaması 15 Ocak 2023 Tarihli ve 32074 Sayılı 1. Mükerrer Resmî Gazete’ de yayınlandı.

İçeriğinde neler var?

Örneğin, Tarım Sektöründe 327 Proje Bulunmaktadır. Toplam 2023 Yılı Ödeneği 43.567.262.000 TL’ dir.

Kamu kurum kuruluşlarında, üniversitelerde, özellikle merkez teşkilatlarında çalışan yöneticiler ve projelere imza atan ve yürütenler, Bütçe Kanununu, Yatırım Programını ve bu konularla ilgi mevzuatları bilmek ve taşra teşkilatları ile paylaşmak zorundadır. Hangi projenin ödeneğini kullandığını bilmiyorsa, o projenin amacından bilgisi yoksa ödeneğini takip edemiyor ve Taşra Teşkilatına gerekli bilgileri veremiyorsa; hiç bir proje amacına ulaşamaz.  Bu konular; liyakatli, bilgili ve deneyimli yöneticiler ve proje yürütücüleri tarafında kontrol altına alınmalıdır. Söz konusu ülkemizin geleceğidir.

**Bu yılda, “Yatırım Programında” tarımla ilgili 20-25 yıllık projeler bulunmaktadır. Bu projeler sunulduğunda, etütleri, fizibiliteleri yapılmış, istenen formatta hazırlanarak mülga DPT’ ye sunulmuştu. Bu projelerle ilgili bağımsız bir birimce izleme değerlendirme yapılsa, nakdi ve fiziki gerçekleşme takip edilse çoğu proje iptal edilir.. Ayrıca en az %30-40 tasarruf edilir. Bu tasarrufla ülkemize katma değer sağlayan projelere daha fazla kaynak aktarılır. Ayrıca daha fazla yeni projelerde kabul edilir.

**Böyle projeler yok denebilir. Bu konu ile kısa bir çalışma yapılarak, 20-25 yıl önce yatırım programlarında yer projeler, bu yılın projeleri ile karşılaştırılsın, proje adı aynı olan projeler var mı? Neresi farklı? Eski proje olduğu belli olmasın diye sadece “Başlangıç ve Bitiş Tarihleri” değişik olduğu görülecektir.… Hatta “Yatırım Programında” yer alan bazı projelerin mülga DPT’ na ilk defa sunulduğu tarih 1979 yılı olabilir mi?

***Ülkemizde her konuda tasarruf yapılmalıdır. Burada sadece ülkemizin çıkarları düşünülmelidir. İşin özünde, tasarruf yapılmadığını görüyor ve biliyoruz. Ahlaklı, terbiyeli ve disiplinli bir nesil yetiştirmek zorundayız. Bu nedenle bilim ve kaliteli eğitim çok önemlidir. Bu konulardan uzaklaştıkça çözüm gelmiyor ve çözümsüzlükle yaşamayı öğreniyoruz.

****Şimdi soralım, ünlü Rumeli İşkembecisin adı Menekşe İşkembecisi olarak değiştirirseniz koku değişir mi?

***Bu konular neden önemlidir? Bu projelerin fiziki ve nakdi gerçekleşme yüzdeleri kağıt üzerinde olmamak koşuluyla ne kadar yüksek olursa ülkemiz ekonomisine getireceği katma değer yüksek olur.

Yeter ki amaç üzüm yemek olsun…

****Öngörülemezlik!

***2023 yılının en önemli kelimesi “ÖNGÖRÜLEMEZLİK” olabilir.

Belki de en önemli eğilim, artık hiçbir şeyin tahmin edilemeyeceği olacak.

***Öngörülemezlik yeni normaldir. İklimi, finansal piyasalardaki gelişmeleri, arz güvenliğini, tarımdaki durumu düşünelim. Yarın bazen bir saat sonra ne olabilir, ne değişebilir?

Bu refahımız içinde çok önemlidir. Öngörülemezlik, ek endişeler getiriyor. Nereye gidiyor? Dünya, Avrupa, tarım sektörü, tedarikçiler ve müşteriler….

Her şey tehdit edici görünüyor. Ancak dinamizm ve değişim de fırsatlar sunuyor. Sektördeki öncüleri düşünün. Hangi fırsatları görüyorsunuz? Her girişimcinin gelecek senaryoları üzerinde çalışması iyi olacaktır.

****Peki çiftçilerimiz neye odaklanıyor? Bir eğilim, akım araştırılması yürütülse nasıl sonuç çıkar?

***Yurtdışında yapılan bir araştırmanın sonucunu paylaşayım. Tehdit edici görünüyor. Ancak değişim aynı zamanda fırsatlar da sunuyor.

Tarım girişimcilerinin, değişen koşullara daha hızlı uyum sağlamak zorunda kalması dikkat çekicidir. Bu, sürekli uyanık olmak, gelişmek ve yenilik yapmak anlamına gelir. Esnek girişimcilik belirleyicidir. Artık arkamıza yaslanacak zaman yoktur.

Bu araştırmada çiftçilerin önlerine çıkan gelişmeleri tamamen tahmin ettikleri belirtiliyor. Örneğin; nasıl yenilik yapacak, nasıl büyüyecek, iklim değişikliği, yükselen enerji fiyatları ve düşük emisyonlu üretim yöntemleri….

***Araştırma, tarım sektörünün ne kadar dayanıklı olduğunu gösteriyor. Bu iyi bir şey, çünkü uyum sağlamayan şirketler dinozorlar gibi yok olacak.

****Z Kuşağı ve Tarım

**Dünyada gençlik ve çiftçilik nasıl?

Tarımı gelişmiş ülkelerde, bir sonraki genç çiftçi grubu olan Z Kuşağı, bir kariyer seçeneği olarak çiftçilik ve tarımla daha çok ilgileniyor. Ancak çiftçilik hayallerinin peşinden gitmek için desteğe ve cesaretlendirmeye de ihtiyaçları var.

Gelecek nesil, tarım dünyasını ele geçirmeye hazır.

Y kuşağı çiftçileri, şu anda oyun sahasındaki daha genç çiftçiler arasında yer aldıkları için bugünlerde baskının çoğunu alıyorlar. Ancak zaman hızlı ilerliyor ve Z Kuşağı artık güvertededir.  

**1997 ve 2012 yılları arasında doğan Z Kuşağı artık reşit oluyor ve işgücüne katılmaya başlıyor. Bu gruptaki dikkate değer eğilimlerden biri, çiftçilik ve tarıma artan ilgidir.

***Tarımda gelişmiş ülkelerde Z kuşağı;

-Tarımda büyüyorlar.

-Çiftlik faaliyetlerinde aktif durumdadır. 

-Çoğu, tarımla ilgili dereceler almak ve tarlada aktif kalmak istediklerini belirtiyorlar.

-Daha fazla fırsatı keşfetmek ve işlerine farklı bir yaklaşım benimsemek istiyorlar.

-Bu nesil, turizmden konaklamaya, eko-sağlık faaliyetlerinden gıda işlemeye, pazarlamadan topraksız tarıma, arıcılıktan mantar yetiştiriciliğine kadar çiftlikteki birçok faaliyeti birleştiriyorlar.

-Kaynakları verimli kullanmayı düşünüyorlar.

-Çeşitlendirilmiş faaliyetleri benimsiyorlar.

-Birden fazla kaynaktan ek gelir elde etmeyi düşünüyorlar. Bu nesli diğerlerinden ayıran temel karakter budur.

O çiftliğin geleceği, onun evrimine bağlıdır. Eğer toplumla birlikte gelişmezse, toplum tarafından yutulacaktır. 

***Gen Z'deki bu insanların çiftçiliğe çekilmesinin birkaç nedeni var. Bunlardan biri, daha sürdürülebilir ve çevreye duyarlı bir yaşam tarzı sürdürme arzusudur. Çiftçilik, toprakla çalışma ve Z kuşağının daha sürdürülebilir ve çevre dostu bir şekilde yaşama arzusuyla uyumlu, sağlıklı, doğal gıda üretimine katkıda bulunma fırsatı sunuyor.

Diğer bir neden ise kendi kendine yetme ve kendi hayatlarının kontrolünü ele alma arzusudur. Çiftçilik, kişinin kendisi için çalışması ve kendi geçimini kontrol etmesi için bir fırsat sunar. Aynı zamanda toprakla bir bağlantı duygusu ve diğer çiftçilerle bir topluluk duygusu sağlar.

Pratik düşünceler de var. Yerel olarak yetiştirilen gıdalara olan talep artıyor ve bu eğilimin önümüzdeki yıllarda da devam etmesi bekleniyor. Bu, genç çiftçilere büyüyen bir pazardan faydalanma ve çiftçilik yaparak geçimlerini sağlama fırsatı sunuyor.

Ayrıca, birçok şehirde yaşamanın maliyeti giderek daha fazla karşılanamaz hale geliyor ve gençler daha uygun fiyatlı, doğaya daha yakın yaşamalarına olanak tanıyan alternatif yaşam yolları arıyor. Çiftçilik, şehirde yaşamanın yüksek maliyetine bir alternatif sunabilir. Gençlerin daha uygun fiyatlı ve kırsal bir ortamda yaşamasını sağlayabilir.

****Ancak giriş için birçok zorluk ve engel var. Ana zorluklardan biri, arazi ve sermayeye erişim eksikliğidir. Pek çok gencin arazi satın alacak veya kiralayacak kaynakları yoktur ve sahip olsalar bile, bir çiftlik kurmanın maliyeti çok pahalı olabilir. 

***Gençleri çiftçilik alanında kariyer yapmaya teşvik etmek ve desteklemek için çalışan birçok kuruluş ve girişim var. Bunlar genç çiftçileri, eğitim, staj, çıraklık ve akıl hocalığı yoluyla desteklemek için kaynaklar ve programlar sağlarlar. 

****Z Kuşağı, bir kariyer seçeneği olarak çiftçilik ve tarımla ilgileniyor. Gençleri çiftçilik hayallerinin peşinden gitmeleri için desteklemek ve teşvik etmek için yoğun bir çalışma var.

****Z kuşağı ile yenilikçi düşünce ve fikir gelecektir. Daha fazla teknoloji kullanacaklar. Dronlar, robotik, alan görüntüleri, sensörler, yapay zeka, çiftlik robotları, uzaktan algılama, blockhain, hassas tarım ve büyük veri gibi daha fazla teknoloji kullanacaklar.

Çiftçiliği daha verimli ve kârlı hale getirecekler.

****Acaba ülkemizde tarım ve Z kuşağı ile ilgili bir araştırma yapılsa sonuçlar nasıl çıkardı?

Ülkemiz tarım sektöründe bu konu ile sorunlar çözülmelidir.

****Amaç, tarımı gelişmiş ülkelerde olduğu gibi onları yani “Z” kuşağını tarımla buluşturmak olmalıdır.

***Günlük tarım politikaları ile belirtilen hedefe zor ulaşılacağını görüyoruz. Sorunlar zamanında çözülemiyor. Hızımızı artırmalıyız. Artık tarıma bütüncül bakmak zorundayız…

Bir kez daha belirteyim. 

*****Tarımda bilim ve kaliteli eğitim çözüm anahtarıdır.