Bu yazıyı, can güvenliğimi tehlikeye atma pahasına kaleme aldığımı en başta söyleyeyim. Neden böyle bir giriş yaptığımı zamanı geldiğinde, daha geniş bir şekilde anlatacağım.

Tarımdan Haber olarak, geçtiğimiz hafta Konya’nın Karapınar ilçesinde yaşanan dev pancar kota skandalını duyuracağımızı açıklamıştık. O duyurudan sonra üzerime kurulan baskıyı anlatmam mümkün değil. Haber yapılmasın diye akla gelmedik yöntemler denendi.

En son “Çiftçiyim” diyerek birilerini örgütleyip beni arattırmaları, arka arkaya telefonlarla gözdağı vermeye çalışmaları ortaya dökülecek gerçeklerin birilerini çok rahatsız edeceğini gösteriyor.

Zaten savcılığa gidip can güvenliğimin olmadığına dair başvuruyu da yapacağım.

Bakın, Karapınar Türkiye’nin en önemli pancar üretim bölgelerinden biri. Burada yıllık yaklaşık 1 milyon 700 bin ton pancar ekiliyor. Bunun 860 bin tonu Ereğli Şeker Fabrikasına, 400 bin tonu Türkşeker'in izniyle Amasya, Alpullu ve Adapazarı fabrikalarına ekiliyor, 400 bin ton da tamamen kotasız, yani kayıt dışı ekim yapılıyor.

Şimdi asıl skandal burada başlıyor.

Eskiden dış bölgeye yapılan yani Adapazarı, Amasya ve Alpullu şeker fabrikalarına yapılan ekimlerde kota doğrudan çiftçiye veriliyordu. Yani çiftçi, pancarını fabrikaya satar, hakkını alırdı. Ama son iki yıldır sistem tamamen değiştirildi. Kotalar çiftçiye değil, şirketlere veriliyor. Ve bu şirketler, çiftçiye daha pancar ekim aşamasında köle gibi bağlayan sözleşmeler imzalatıyor.

Şimdi size bir belge paylaşacağım.

Sözleşme 1

UHM Tarım isimli şirket, Şubat ayında pancar ekim dönemi başlar başlamaz çiftçilerle sözleşme yapıyor. Dikkat edin: şeker fabrikası dışında hiçbir şirket böyle bir sözleşme yapamaz. Çünkü kota çiftçinin hakkıdır. Araya şirket giriyorsa, o kota artık ticarete konu edilmiş demektir. Bu da açıkça Şeker Kanunu’na aykırıdır.

Sözleşme 4

NOT: Pancar alım fiyatının üstü, hangi çiftçi ile yapıldığının anlaşılmaması için kapatılmıştır.

Çiftçi ile yapılan sözleşmede pancar alım fiyatı 2200 TL/ton.

Devletin 2024 pancar alım fiyatı bile 2375 TL/tondu.

Bu şirket 2025 fiyatını Şubat, Mart ayında 2200’e sabitliyor ve sözleşmede “devlet fiyatı açıkladıktan sonra aradaki fark ödenir” diye bir ibare de bulunmuyor. Yani çiftçi, 3100 liradan vermesi gereken pancarını bu şirkete 2200 TL'den veriyor.

Burada şu soru akla gelebilir; parasını ekim aşamasında yani Şubat Mart ayında peşin ödemişse bu fiyata ektirebilir diyebilirsiniz.

Ancak öyle bir durum yok. Çiftçi herkes gibi pancarı teslim ettikten sonra ödemesini alacak.

Fabrikalar çiftçiye avans ödemesi yapar. Yani çiftçi ekim için destek alır. Ama bu sistemde avans da doğrudan çiftçiye gitmiyor, şirketin kasasına giriyor.

Sözleşme 3Sözleşmede açıkça yazıyor: “Çiftçiye ödenecek avansı ve ödeme usulünü şirket belirler”

Çifti isterse iki nakdi avans ödemesinin yapılabileceği belirtiliyor. Ancak çiftçiye yapılacak avans ödemesinin usul ve şartlarının fabrika tarafından değil de şirket tarafından belirleniyor olması, çiftçinin nasıl sömürüldüğünü ve gelirine el konulduğunu gözler önüne seriyor.

Peki pancar üreticisinin en önemli gelir kalemlerinden biri olan küspe?

Sözleşmede küspe hakkı ile ilgili hiç bir hüküm yok. Küspe hakkı da tamamen şirket tarafından gasp edilmiş durumda.

Karapınar’dan; Adapazarı, Alpullu ve Amasya’ya 400 bin ton pancar ekimi yaptırılıyor. Bu kotanın büyük bölümü UHM Tarım’ın kontrolünde, yani 250-300 bin ton olduğu tahmin ediliyor.

Türkşeker 2025 pancar alım fiyatını kota tamamlama primi dahil 3100 TL olarak açıkladı. Şirket çiftçiden 2200’e alıyor. Nakliyenin büyük bir bölümünü fabrikalar karşılıyorlardır. Ama öyle olmadığını düşünelim, 400-500 liralık nakliye bedelinin bu şirket tarafından karşılandığını varsayalım. Bu durum da bile şirket, ton başına en az 400–500 lira para kazanıyor

250 bin ton x 400 TL = 100 milyon TL!

Bu sadece en iyimser tahminle kotadan gelen para.

Nakdi avans + küspe + gelirlerini de eklediğimizde, bu şirket bir ekim döneminde çiftçinin sırtından en az 200-300 milyon liralık bir gelir elde ediyor demektir.

Resmi olan bu. Bir de Çorum Şeker Fabrikası’na Karapınar’dan kaçak yollarla taşınan on binlerce ton pancar var. Bu kaçak pancarın büyük bir bölümü yine bu şirket tarafından taşınıyor.

Artık buradaki rantın boyutunu siz düşünün.

Çorum ayağını bir sonraki yazıya bırakıyorum.

Bir de bunun kooperatif fabrikası olan Amasya ayağı var! Sözüm ona çiftçi kuruluşu olan Amasya Şeker Fabrikası, Karapınar’da çiftçiyle muhatap olmayıp, çiftçiyi şirketlere yem ediyor!

Adapazarı Şeker Fabrikası Bölge Müdürü Şeref Beye, ‘Karapınar’da çalıştığınız şirket, çiftçiden 3100 liranın altında pancar alımı yapıyor, buna dair sözleşmeler yapılıyor bilginiz var mı?’ diye sorduğumda, böyle bir sözleşme yapılamayacağını ve fabrikanın alım fiyatından farklı bir fiyattan pancar alınmasının söz konusu olamayacağını söylemişti.

Peki şimdi bu belgeyi gördükten sonra bu açıklamanın altını nasıl dolduracak? Hep birlikte göreceğiz.

Karapınar su kısıtı olan bir ilçe. Son yıllarda obruk oluşumunun da en yoğun yaşandığı bir bölge. Ancak dış bölgeye aktarılan 400 bin tonu kotalı, 400 bin tonu da kotasız olmak üzere 800 bin ton pancarla bölgenin suyu satılırken, çiftçi de şirketlerin kölesi haline getirilmiş durumda.

Bu 300-400 milyonluk rant düzeneğinden Türkşeker Genel Müdürü Muhiddin Şahin ve Şeker Dairesi Başkanı Mümtaz Sinan’ın haberinin olmaması mümkün değil!

Bir şirkete böyle bir rant düzeneği kuruluyor ve buna göz yumuluyorsa, ya bu düzenin parçasıdırlar ya da görevlerini yapmıyorlar demektir.