****Cumhuriyetimizin 100. Yılında çiftçilerimizin büyük bir kısmına haksızlık yapıldı. Ülkemizde Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Batman, Siirt ve Şırnak illerimizde bulunan çiftçilerimize, 2018 yılından itibaren beş yıl süre ile “Tarımsal Amaçlı Sulamada Kullanılacak Elektrik Tüketim Bedeli Üzerinden Destekleme” yapıldı. Daha sonra uzatıldı. 2018 yılından itibaren kullanılan bu elektriğin fatura bedelinin %65’i diğer yıllarda 10 puan düşürülerek en son 2022 yılında % 25 destek verildi.

Dicle Elektriğe, 2018 ile 2022 yılları arasında tarımsal sulamada kullanılan elektrik desteği adı altında 5 milyar 823 milyon 569 bin lira para aktarıldığı söyleniyor.

10 Ocak 2023 tarihli 6665 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 30 Mayıs 2018 tarihli ve 2018/11844 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına ek düzenlemelerle 2 yıl süre ile köy içme sularında kullanılan elektriğe %70 destekleme verilecek.

Diğer illerimizin çiftçilerine bu elektrik desteği neden verilmiyor?

Özellikle, Kahramanmaraş depreminin ardından afet bölgesi ilan edilen Kahramanmaraş, Gaziantep, Hatay, Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya, Elazığ İllerinden sadece Diyarbakır ve Şanlıurfa’ya veriliyor. Diğer afet illerimiz neden bu desteklemeden yararlanamadı?

Kısaca 75 ilimiz bu desteklemeden 2018 yılından itibaren neden yararlanamadı?

Bu illerimizde yaşayan çiftçilerimiz cezalandırılıyor mu?

Eğer işin içinde şirket kurtarma söz konusu ise 2024 yılında bu destekleme olmayacağına göre, bu şirkete yine bir ayrıcalık tanınacak mı?

Bu nasıl olacak?

Bu desteklemeyi almayan 75 ilimizde, tarım işletmeleri yok mu, tarım yapılmıyor mu?

****Her zaman tarımsal desteklerin çok artığı söylenir. Ama bize göre bu doğru gelmiyor? Arttığı doğrudur. Ancak olması gereken değildir. Bunu yıllardır herkes biliyor. Tarım Kanununa göre, tarımsal destekleme programlarının finansmanı, bütçe kaynaklarından ve dış kaynaklardan sağlanır. Bütçeden ayrılacak kaynak, gayrisafi millî hasılanın yüzde birinden az olamaz. Bu oran hiçbir zaman %1 olmadı. 2024 yılında bütçe teklifinde bu oran oldukça düşüktür. Gayrisafi millî hasılanın binde ikisi kadardır.

Eğer kanuna uyulmayacaksa niye böyle bir madde koyulmuştur.

Ayrıca bir taraftan Tarım Kanunu çıkardık deniyor, diğer taraftan bu kanuna uyulmuyor.

Her tarımsal desteğin ülke ekonomisine getirdiği katma değer belli değildir. Etki analizleri yapılıyorsa neden paylaşılamıyor?

Yıllardır tarımsal desteklemelerde yapısal reformlar yapılsın, tarımsal desteklemeler tek bir birimden verilsin diye yazıyor, yol gösteriyoruz. Artık akıllı tarımsal destekleme politikası olmalı ve daha fazla akıllı bütçe ayrılmalıdır.

Tarım sayımında işletmeler, Tarım 1.0, Tarım 2.0, Tarım 3.0 ve Tarım 4.0 olarak ayrılsın. Gelişmiş ülkelerde bu sınıflamaya uygun tarımsal destekleme modelleri uygulanıyor.

Devlet desteği alan büyük ve orta ölçekli işletmelerin, işlerine yapay zeka (AI) teknolojilerini dahil etmeleri gerektiği günler geldi. Hazırlığımız var mı?

****Tarımda plansız, projesiz ve programsız bir üretim devam ediyor. Bu nedenle arz ve talep dengesi sağlanamıyor. Fiyatlarda istikrar yok.

****Tarım politikamız yok. Tarım politikası reformu üzerinde ciddi bir çalışma da bulunmamaktadır. Üretim planlamamız yok. Mevzuatı bile yeni çıktı. Bakan Yardımcısı, yeni üretim planlaması yönetmenliği talimatla değiştiriyor. Düzenlemelere uyulmazsa başarı gelir mi?

Bu talimatla yapılan değişiklik, Resmi Gazetede yayınlanmadığından tesadüfi öğreniliyor. Acaba Tarım ve Orman Bakanlığı yetkililerinin talimatla değiştirdiği başka kanunlar, yönetmelikler ve tebliğler var mı? Kimler için bu talimat verildi? Bu talimat iptal edildi mi? Bu konuda yönetmelikte değişikliğine gidilip doğru işler yapılmaktan neden kaçınılıyor?

****Çiftçimizde yaş ortalaması 60’ a yaklaştı. Genç çiftçi sayısı çok azaldı. Para kazanamayan genç çiftçi tarımla uğraşmaz.. Önlem alınsa yaş ortalamasının düşmesi gerekirdi.

****Adama göre mi koltuk, koltuğa göre mi adam, konusu çözülememektedir. Her bakan ekibi değiştiriyor. Getirdiği ekibin çoğunluğu ne yazık ki yıllardır bakanlıkta bürokrat olarak zaten çalışmıyor mu? Dışarıdan gelenlerinde faydası görülmemektedir.

****Liyakate ve kurum hafızasına önem verilmemektedir.

****Afrika'da kanat çırpan bir kelebek, ülkemizde fırtına yaratabiliyor. Risk planları ile hazırlıklar yapılmıyor. Risk planlarını bir türlü sevemedik. Krizin çıkmasını bekliyor ve kriz planları ile önlemeyi daha seviyoruz. Ancak her seferinde daha fazla bir maliyetle karşı karşıya kaldığımızın farkında değiliz.

****Bazen alınan önlemler doğru olmasına rağmen yapısal reformların yapılmadığından olumlu sonuçlar alınamamaktadır.

****Çiftçi artık bazı ürünlerde, üretmekle üretmemek arasında kalıyor. Nedeni belli. Zarar ediyor.

****Kırsalda kadınlarımızın, çocuklarımızın büyük sorunları var. Çözüm üretme yerine “Dünya Kadın Çiftçiler Gününde” sadece resim çektiriyoruz.

****Cumhurbaşkanlığında, 2018 yılında kurulan, Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulunun görev ve yetkileri çok fazladır. Tarımda yaşanan bu kadar sorunlara hangi çözümleri getirmişlerdir? Bu kurul başarılı mı? Tarımdaki başarısızlıkta pay sahibi değiller mi?

****Tarım ve Orman Bakanlığının bu hantal yapısıyla sorunların içinde kaybolmaktadır. Bakanlıkta yapısal reformlar yapılmalıdır. Yapılmazsa, başarı gelmesi hayaldir.

****Tarımda hala entegre mücadeleyi çiftçimiz yapamıyor.

****Tarımda portakal, limonu yerinde satamayan, üreticiler ağaçlarını kesmeye devam ediyor. Maliyetleri çok yüksek. Zarar ediyorlar. Zarar etmeseler en az 15-20 yıl baktıkları ağaçları keserler mi?

****Soya Fasulyesi gibi ürünleri ithal etmeye devam ediyoruz. Yerli üretimden uzaklaşıyoruz.

**** Gübre tedarik zincirinde sorunlar devam etmektedir.

****Günümüzün gübre pazarının, “dinamik, karmaşık, değişken, belirsiz” olduğu dikkate alınmıyor

****Et ve Süt Kurumu sorunları ve çözüm önerilerini belirtiyor. Ancak ithalattan bir türlü vazgeçemiyor.  Bu ithalat sevdası nasıl bitecek?

Et üretimi 2024 yılında düşecek! Önlem ithalat mı?

Hayvancılıkta sorunlar devam ediyor.

****Süt üreticisinin sorunları devam ediyor. Süt üreticisi nasıl para kazanacak? Süt hayvancılığı sektörü büyük zorlukları ve değişiklikleri nasıl aşacak? Süt hayvancılığı maliyetleri artıyor ve süt piyasası daha değişkendir. Süt hayvancılığına yönelik yeni bir anlayışa nasıl geçiş yapacağız ve süt üreticileri nasıl para kazanmaya devam edecek? Türkiye süt hayvancılığının gücü, beslenmek zorundadır.

****Sonuç olarak çiftçilerimizin sorunu her geçen gün ağırlaşarak devam ediyor.

****Yıl 2023; Tarım ve Ormanı Bakanı Yumaklı, gıda sahtekarı 159 firmayı savcılığa şikayet ettiğini belirterek, bu firmaların kim olduklarını açıklayamıyor. Halk bilsin ki o firmanın mallarını almasın.. Raflarda görürse şikayet etsin.. Bu firmalar siyasi nedenlerden açıklanmıyor olabilir mi? Halk sağlığı için açıklanması gerekmez mi?

****Gıda enflasyonu dünyada düşerken bizde yavaşta olsa artmaya devam ediyor.

****Tarımsal gıda sistemi içinde devam eden sorunlar devam ediyor. Bunlar çözülmeden gelecekteki zorluklar çözülemez.

**** Ülkemizde gıda enflasyonu çok yüksektir. Dünyada uzun süre ilk beşin içindeyiz. Gıda enflasyonun yüksek olmasının yanında alım gücümüzde düşüktür. Bu nedenle gıda sektöründe taklit ve tahşiş riski fazladır. Gıda sahtekârlarının en sevdiği dönem budur. Bunu yaşıyoruz. Eğer merdivenaltı üretim araştırılsa sonucun çok vahim olduğu ortaya çıkacaktır.

**** Tarımda iklim değişikliğini yönetilmezse iklim değişikliği tarımı yönetir. İklim değişikliği tarımımızı, bizi yönetiyor.

****Tarım 4.0’ı unuttuk. Neden konuşamıyoruz? Tarımda doğru ve güvenilir veri yok. Tarım sayımı 2001 yılından itibaren yapılmamış. Yapılması planlanan tarım sayımının verileri iki yıldan önce alınamayacağı belirtiliyor. İşletmelerin durumunu bilmeden nerede olduğumuzu bilemeyiz. Önlemleri de alamayız. Ayrıca bu altyapı (Genişbant, internet hızı..) ile bir sonuç almakta mümkün değildir.

***** Dünyada tarımsal ürünlerde fiyat artışının nedenleri takip edilmiyor. Gereken önlemler alınmıyor. Çok gecikme yaşanılıyor. Örneğin buğdayda fiyat artışına ve çiftçinin sorunlarına bütüncül bakılmıyor. Sorunlar yaşanıyor. Takip edilmeli ve paylaşılmalıdır? 

Girdi fiyatlarının artışı, işçi sorunları, iklim değişikliği, ülkelerin ihracatını kısması, gıda güvenliği, buğdayda kalite, buğdayda protein oranı, yerel enflasyon, navlun ücretleri, ihracat vergileri, ihracat kotaları, tedarik zinciri sorunları gibi konuları kriz gelince çözmeye çalışıyoruz.

Cumhuriyetimizin 100. Yılında, hayat pahalılığı, yüksek enflasyonu, paramızın sürekli değer kaybetmesini yaşıyoruz.

Ekonomi bu durumunda iken zaten tarımın durumu düzelemez.  

****Cumhuriyetin ilk yıllarında tarıma yaklaşım nasıldı?

Cumhurbaşkanımız Mustafa Kemal Atatürk ilk tarım politikamızı belirledi. Atatürk’ün tarım hakkında düşünceleri çok önemlidir;

Milli ekonominin temeli tarımdır. Bunun içindir ki tarımda kalkınmaya büyük önem vermekteyiz. Köylere kadar yayılacak programlı ve pratik çalışmalar bu amaca yayılmayı kolaylaştıracaktır.

Fakat bu çok önemli işi isabetle amacına ulaştırabilmek için ilk önce ciddi etütlere dayalı bir tarım politikası tespit etmek ve onun için de, her köylünün ve bütün vatandaşların kolayca kavrayabileceği ve severek tatbik edebileceği bir tarım rejimi kurmak lazımdır. Bu politika ve rejimde yer alabilecek başlıca önemli noktalar şunlar olabilir:

Bir defa, memlekette topraksız çiftçi bırakılmamalıdır. Bundan daha önemli olanı ise bir çiftçi ailesini geçindirebilen toprağın hiçbir sebep ve suretle bölünemez bir nitelikte olması, büyük çiftçi ve çiftlik sahiplerinin işletebilecekleri arazi genişliği, arazinin bulunduğu memleket bölgelerinin nüfus yoğunluğuna ve toprağın verim derecesine göre sınırlandırılması lazımdır.

Küçük büyük bütün çiftçilerin iş makinalarını arttırmak yenileştirmek ve korumak önlemleri vakit geçirmeden alınmalıdır…

Memleketi; iklim, su ve toprak verimi bakımından, tarım bölgelerine ayırmak gerekir. Bu bölgelerin her birinde, köylülerin gözleriyle görebilecekleri, çalışmaları için örnek tutacakları verimli, modern pratik tarım merkezlerinin kurulmalıdır.

Gerek mevcut olan ve gerekse de bütün memleket tarım bölgeleri için yeniden kurulacak tarım merkezlerinin kesintiye uğramadan tam verimli olarak faaliyetlerini, şimdiye kadar olduğu gibi devlet bütçesinden ağırlık vermeksizin kendi gelirleriyle kendi varlıklarının idaresini ve gelişmesini sağlayabilmeleri için, bütün bu kurumlar birleştirilerek geniş bir işletme kurumu oluşturulmalıdır.

Bir de başta buğday olmak üzere, bütün gıda ihtiyaçlarımızla sanayimizin dayandığı çeşitli hammaddeleri temin ve dış ticaretimizin esasını oluşturan çeşitli ürünlerimizin ayrı ayrı her birinde, miktarlarını arttırmak, kalitesini yükseltmek, üretim masraflarını azaltmak, hastalık ve düşmanlarıyla uğraşmak için gereken teknik ve yasal her önlem zaman geçirilmeden alınmalıdır.

Atatürk’ün Tarım ve Çiftçi İle İlgili Sözleri

Milletimiz çok büyük elemler, mağlûbiyetler, facialar görmüştür. Bütün olanlardan sonra yine bu topraklarda bulunuyorsa bunun temel sebebi şundandır: “Çünkü Türk çiftçisi bir eliyle kılıcını kullanırken, diğer elindeki sapanla topraktan ayrılmadı. Eğer milletimizin büyük ekseriyeti çiftçi olmasaydı biz bugün dünya yüzünde bulunmayacaktır.

Efendiler! Milletimiz çiftçidir. Milletin çiftçilikteki çalışmasını yeni ekonomik tedbirlerle son hadde eriştirmeliyiz. Köylünün çalışmasının neticeleri ve verimleri kendi menfaati lehine son hadde çıkarmak ekonomik siyasetimizin temel ruhudur.

Türk köylüsünü ‘Efendi’ yerine getirmedikçe memleket ve millet yükselemez.

Tarım Alanında Gelişme:

Cumhuriyet Hükümeti’nin tarım ve çiftçinin iyileştirilmesi amacıyla kabul ettiği esaslar şunlardır:

Köylüden ağır vergileri kaldırmak.

Köye para ve kredi sağlamak.

Köylünün ürününü geliştirme ve koruma.

Köylünün bilgi ve görüşünü yükseltmek.

Toprağı olmayan çiftçilere toprak dağıtmak.

Köylüye para ve kredi teminini kolaylaştırıldı.

1929 yılında Tarım Kredi Kooperatifleri kuruldu.

Tarımı geliştirme ve koruma kararları alındı.

Tarımsal eğitime önem verildi. Okullar açıldı.

Topraksız çiftçiyi topraklandırma çalışmaları yapıldı.

İlk işletilen arazi, yeni yetiştirilmeye başlanan fidanlıklar, bağlar ve zeytinliklerden belirli bir süre için vergi alınmaması kuralı kabul edilmiştir.

(Kaynak: http://ziraat.akdeniz.edu.tr/ataturk-ve-tarim/)

****Sonuç olarak;

Savaştan çıkan bir ülkeydik. Eğitim yok. Para yok. Sermaye yok. Altyapı yok. Kaliteli tecrübeli insan gücümüz yoktu.

Milletinin gücünü ve umudunu gören Mustafa Kemal Atatürk vardı.

Milleti ona güven duyuyordu. Güven sağlamak ve güveni sürdürmek çok önemliydi.

Bu nedenle Cumhuriyetin, ilk 25-30 yılında yani çok kısa sürede yapılanlar çok önemlidir. 

Galiba bu politikalar, üretim planlamaları unutuldukça, çizilen yol haritasından saptıkça geldiğimiz yer bugünkü durumumuz oldu.

****Cumhuriyetimizin 100. Yılında tarımda en kötü yıllarımızı yaşıyoruz. Gıda enflasyonunda en yüksek ülkeler arasındayız. Bizden çok geride olan ülkeler bizleri geçti.

Sorunlar ve çözümler yazılıyor, söyleniyor ve anlatılıyor. Ancak çözümsüzlük havuzundan bir türlü çıkılamıyor.

Ancak her şeye rağmen potansiyelimiz ve gücümüz var. Ben yine de umutluyum.

****Cumhuriyetimizin ilanının 100. Yılında Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi saygı ve rahmetle anıyor, Cumhuriyet Bayramınızı en içten dileklerimle kutluyorum.