Türkiye, 2023 yılında tarımsal ürün ihracatında 50 milyar dolarlık bir hedef belirledi. Fakat bu hedefe ulaşmak için mevcut tarımsal üretim yeterli değil. Bu durumu biraz daha detaylı inceleyelim.

Türkiye’nin tarımsal ürünlerinin ihracat değeri 2022’de kilogram başına ortalama 1.2 dolar seviyesindeydi. Bu değerin 2023 yılında da aynı kalacağını varsayarsak, Türkiye’nin her kilogram tarımsal ürünü için yaklaşık 0,5-0,6 dolar kazandığını söyleyebiliriz.

Türkiye’de 2022 yılında 61 milyon ton tarla bitkisi, 17 milyon ton meyve ve 28 milyon ton yaş sebze üretildi. Bu ürünler arasında en çok üretilenler buğday, domates ve üzüm oldu.

Bu verilere göre, Türkiye’nin toplam tarımsal üretimi yaklaşık 108 milyon ton civarında. Ancak bu ürünlerin yaklaşık %25’i tarladan sofraya gelene kadar kayboluyor. Ayrıca bu ürünlerin bir kısmı da 85 milyonluk nüfusumuzun ve 15 milyondan fazla turistimizin tüketimi için ayrılıyor. Dolayısıyla ihracata ayırabileceğimiz tarımsal ürün miktarı toplam üretimin %20-25’i kadar oluyor. Bu da yaklaşık 25 milyon ton ediyor.

Eğer Türkiye’nin tarımsal ürünlerinin ihracat değeri kilogram başına 1.2 dolar ise, bu durumda en fazla 20-25 milyar dolarlık bir ihracat geliri elde edebiliriz. Bu da bize gösteriyor ki, 50 milyar dolarlık hedefe ulaşmak için hem tarımsal üretimimizi hem de ihracat değerimizi arttırmamız gerekiyor.

Peki, bu hedefe nasıl ulaşabiliriz?

Aslında bunun için yapmamız gereken çok basit: Tarımda yüksek katma değerli ürünler üretmeliyiz. Bu şimdi başlansa bile zaman alacak bir süreçtir. Biz artık Avrupa’nın, Rusya’nın, Orta Doğu’nun bağı-bahçesi olmaktan çıkmalıyız. Ürettiğimiz tarımsal ürünlerin katma değerini yükseltecek araştırma-geliştirme ve yenilik çalışmalarına destek vermeliyiz.

Ürünlerimiz dünya gıda katkı maddeleri, vitamin, kozmetik, ilaç sanayisine etkin madde, hatta son ürünler üretebilecek seviyelere gelmelidir. Bunu yapabilmek için sadece tarımsal ürünler için araştırma-geliştirme ve yenilik çalışmaları yetmez, bu ürünleri son ürün haline getirebilecek teknolojiyi de geliştirmemiz gerekmektedir.

Bir portakalı 0,5 Usd/kg satmak yerine içindeki etkin maddeyi çıkarıp, kozmetik ve hatta ilaç sanayisine binlerce dolara satabilmeliyiz. Bu sayede hem daha yüksek katma değer üretmiş hem de navlun, gümrük giderlerini minimize etmiş oluruz.

Tarım ve Orman Bakanlığımızın açıklamalarına göre tarımsal destekler bugün 40 milyar liranın üzerine çıktı. Birçok bakanlığımız, diğer bakanlıklara bağlı kurumlarımız, AB fonları ile birlikte bir bu kadar daha destek verildiğini görüyoruz. Demek ki bu kadar kaynağımız var ve daha önce yazdığımız yazımızda da belirttiğimiz gibi MİLLİ TARIM KURULU içinde de bir kaynak önerimiz olmuştu.

Bu kaynaklar bu kurul içinde etki değerlendirmesi, denetimler ile birlikte belirlenecek bir TARIMSAL KALKINMA STRATEJİ PROGRAMI içinde çok yakın bir takvimde bırakın 50 milyar ihracat hedefini 100 milyar ihracat yapabileceğimiz gibi 50 milyardan fazla da ithalatın önüne geçebiliriz.

Bunun için iyi bir plana ve tarım alanında yüksek katma değerli ürünler üretebilmek için yüksek teknolojiye sahip olmamıza ihtiyacımız var. Sonrasında da bu teknoloji ile yüksek katma değerli ürünler üretebilmek için araştırma-geliştirme ve yenilik tesislerine ihtiyacımız var.

Bu sayede hem ülkemizin hem de dünyanın gıda güvenliği, ekonomik kalkınma, çevre koruma ve sosyal refah gibi alanlarda büyük bir fark yaratabiliriz. Tarım sektörü, bilim ve teknolojiye dayalı yeni fikir, buluş ve ürünlerin ortaya çıkmasını sağlayacak araştırma-geliştirme ve yenilik faaliyetlerimiz ile birlikte hem sektörün rekabet gücünü artıracak hem de çevre, sağlık, kalite gibi konularda toplumsal fayda sağlayacaktır.

Tarım araştırma-geliştirme ve yenilik tesisleri, tarım sektöründe çalışan araştırmacı, girişimci, üretici ve paydaşların bir araya gelerek bilgi, deneyim ve kaynak paylaşımında bulunmalarını sağlayacak ortamlar olmalıdır. Tarım araştırma-geliştirme ve yenilik tesisleri, aynı zamanda tarım sektöründe yeni fikir, buluş ve ürünlerin ortaya çıkmasına, test edilmesine ve ticarileştirilmesine olanak tanıyacak platformlar olmalıdır.

Tarım araştırma-geliştirme ve yenilik tesisleri kurulması konusu, Türkiye’de önemli bir gündem maddesi haline gelmelidir.