Anadolu, küçükbaş hayvancılık için ideal bir coğrafyadır. Küçükbaş hayvanlar, koyun ve keçi gibi hayvanları kapsar. Bu hayvanlar, et, süt, yün, deri gibi pek çok ürün sağlar. Ancak, son yıllarda küçükbaş hayvancılıkta büyük bir gerileme yaşanmaktadır. Bu yazıda, küçükbaş hayvancılığın önemini, sorunlarını ve çözüm önerilerini ele alacağız.

Küçükbaş hayvancılık, Anadolu’nun tarihi, kültürel ve ekonomik bir değeridir. Türkler, binlerce yıldır küçükbaş hayvan yetiştiriciliği yapmaktadır. Atalarımızın en önemli gelir kaynağı, kültürü ve mesleği küçükbaş hayvancılıktı. (Türk Kültürü Araştırmaları, 2019). Türkiye’de küçükbaş hayvan sayısı, 1960 yılında 50 milyon iken, 2022 yılında 25 milyona kadar düştüğü görülmektedir.

Küçükbaş hayvancılıkta yaşanan gerilemenin nedenleri arasında, büyükbaş hayvancılığın ve sanayileşmenin gelişmesi, meraların azalması, kırsal nüfusun azalması, et fiyatlarının düşük olması, tüketici tercihlerinin değişmesi sayılabilir.

Bu durum, hem küçükbaş hayvan yetiştiricilerinin hem de ülke ekonomisinin zararına olmuştur. Son 50-60 yılda tüketim alışkanlıklarımız değişti. Büyükbaş tüketimine yöneldik. Büyükbaş hayvancılığa uygun olmayan coğrafyamızda bizler de beş yıldızlı oteller gibi büyükbaş ahırları yapmaya başladık.

Bu hayvanların barınması ve beslenmesi için yaptığımız bu beş yıldızlı ahır otellerin maliyetleri ne oldu?

Elbette et fiyatlarına tüketim alışkanlığını değiştiren tüketiciye yansıdı. Yıllar yılları kovaladı, yem fiyatları, enerji fiyatları ve diğer girdilerin artması, bir de üretimden çekilen ve her gün azalan çiftçilerin üretimi bırakması ile birlikte zaten ithal edilen inek ve danalarımızın yedikleri ithal edilmeye başlandı.

Ne oldu? Bir kişinin asgari günlük kazancının 2 katına çıkan et fiyatlarına ulaşıldı.

Sonuç, ülkenin yarısından fazlası et’i sadece kurban bayramlarında görür oldu. Sonuç, üretici memnun değil, tüketici memnun değil, devlet memnun değil, kimse memnun değil. Peki, memnuniyetsizlikte ısrarcı olmaya devam mı etmeliyiz?

Ne yapmamız gerektiğini biliyoruz. Acilen küçükbaş hayvancılığın tekrar canlandırılması ve büyükbaşa nazaran daha fazla desteklenmesi, tüketim alışkanlıklarının yeniden kazandırılması gerekmektedir. Küçükbaş hayvancılığın tekrar geliştirilmesi, hem et fiyatlarını düşürecek hem de ülke ekonomisine katkı sağlayacaktır.

Küçükbaş hayvancılığın tekrar geliştirilmesi için, şu önlemler alınabilir:

-Küçükbaş hayvan yetiştiricilerine eğitim, danışmanlık, kredi, sigorta, teşvik, destek, koruma, katılım, işbirliği, tanıtım, farkındalık, saygı ve takdir sağlamak.

-Küçükbaş hayvan ırklarının genetik özelliklerini iyileştirmek, verimliliklerini artırmak, hastalıklara karşı dirençlerini geliştirmek için araştırma, geliştirme, yenilik yapmak.

-Küçükbaş hayvanların sağlıklı, verimli ve kaliteli olmasını sağlamak için gerekli tedbirleri almak, hayvan refahı standartlarına uygun olarak yetiştirmek, beslemek, barındırmak, nakletmek, kesmek, işlemek, pazarlamak.

-Küçükbaş hayvanların otlatıldığı meraların vasıflarını iyileştirmek, olanların korumak, mümkünse arttırmak, mera yönetimini etkinleştirmek, mera kullanım hakkını güvence altına almak.

-Küçükbaş hayvan ürünlerinin tüketimini artırmak için gerekli tedbirleri almak, tüketicileri bilgilendirmek, bilinçlendirmek, yönlendirmek, teşvik etmek, kültürel mirası korumak, geleneksel lezzetleri yaşatmak.

Sonuç olarak, Anadolu küçükbaş hayvancılık için uygundur. Küçükbaş hayvancılık, hem küçükbaş hayvan yetiştiricilerinin hem de ülke ekonomisinin yararınadır. Küçükbaş hayvan eti, hem sağlıklı hem de lezzetli bir besindir. Küçükbaş hayvancılığın tekrar geliştirilmesi için gerekli önlemler alınmalıdır. Küçükbaş hayvancılık, Anadolu’nun gururudur, umududur.