"Aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemek deliliktir"

(Albert Einstein)

Anadolu’da  “Arif olana lafın hepsi söylenmez” diye bir tabir vardır. 

Bir de yeni yetme gençler arasında yaygın şekilde kullanılan “Geri zekalıya anlatır gibi anlatmak” ifadesi…

Gönül isterdi ki; bir sefer gündem olan konuları yeniden, yeniden konuşmayalım.

Meseleleri çöze çöze toplum olarak tekamül edelim…

Ama nerde…

Dolap beygiri gibi memleket olarak aynı yerde dönüp duruyoruz.

Aynı konuları defalarca gündem edinmemize rağmen hiçbir mesafe alamıyoruz. 

Ama yıkılmıyoruz da… (Elhamdülillah)

Bu sefer durum farklı, koşullar çok değişti.

Eski alışkanlıklarla süreçler/sorunlar geçiştirilemez bir hale geldi.

Ama hamaset ve gazla çalışan siyaset ve bürokrasi bunun farkında değil ya da önemsemiyor.

Dünya ve doğal olarak bunun bir parçası olan ülkemiz;  gıdaya pahalı ulaşma sıkıntısından bazı gıda maddelerine ulaşamama felaketine doğru evriliyor. 

Anadolu birçok ülkeye göre avantajlara sahip olsa da başta hububat, yağlı tohumlar ve dolaylı olarak hayvancılığın ana unsuru yem hammaddelerinde kendi kendine yetersiz. 

Ve gittikçe bu alanda açık daha da artıyor. 

Hükümet 20 yıldır taş, beton, demir işlerinden başını kaldırıp da ne gökyüzüne ne akarsulara ne de toprağa bakamadı/bakmadı/bakmıyor.

2020-2021 tarım sezonu ite kaka bir şekilde atlatıldı.

Ama 2022-2023 tarım sezonunda çok daha ciddi sorunlarla karşılaşacağımız aşikar.

Ve hükümet şu önümüzdeki 2 ayda hızlı ve ciddi planlamalar yaparak tedbirler almak zorunda.

Öyle onlarca yıldır  yaptığımız gibi tarımsal planlama, verimlilik falan  konuşacak ne halimiz ne de zamanımız yok. 

Bu çerçevede önerilerimiz;

1.Her ne kadar ilkel bir yöntem olarak kabul edilse de devlet temel ürünlerde kendi stok seviyelerini tesbit etmeli ve üreticiyi memnun edecek rakamları tereddüt etmeden vererek bu stokları acilen harman sezonunda oluşturmalıdır. Ahmet’in Mehmet’in deposundakini kendi stoku gösterme, buna yaslanma, sonrada sıkışınca sağda solda stokçu arama aculluğundan vazgeçilmelidir.

2. 70 IQ ile masa başında kafalarına göre sultan fermanı gibi ithalata vergi, ihracata yasak koyan taifeye yol vermeli. Dünya piyasaları ile entegre bir şekilde ülkenin üretim/tüketim rakamlarını birlikte yorumlayabilen kadrolarla bu süreci piyasa ile birlikte yönetmelidir.  

3. Dış ticaret ve içerisinde transit ticaret bu ülkenin can damarıdır. Bütün dünyadan her türlü tarımsal ürünün aktığı ve ticaretinin yapıldığı ülke olmak bu küresel krizde sahip olunabilecek en büyük avantajdır. Bu süreçte ülkenin can damarını kesmek yerine bu alanda ciddi destekler sağlanmalı ve ülkenin tedarik alanları ile bağı ve pazarlarla iş becerisi artırılmalıdır. Gerçi daha geçelerde bir grup akıllı(!) bu damara bıçak çalıp transit ticarete yasak getirdi bu memlekette… 

4.Arkanızdaki haritaya dönüp bakın bi zahmet dünyanın en büyük lojistik imkan ve avantajına sahip Anadolu’da bu avantajı neden ve nasıl kullanamadığımızı sorgulayın. Dünyada yaşanan Tarım/Gıda krizi aslında konuşulmayan lojistik krizinin bir sonucu, buna hızlı çözümler üretmek zorundasınız. Asya’nın ortasından Anadoluya yüksek kapasiteli  ve hızlı demiryolu taşımacılığı için devletler düzeyinde girişimlerde bulunmalısınız. Denizyolu ve karayolu taşımacılığında her ne kadar modası geçmiş algılansa da 3-5 fırsatcı armatörle nakliyeciye sahayı terk etmemelisiniz. “Akaryakıt arttı” diyerek her türlü absürtlüğe cesaret eden bu kesimi devlet eliyle terbiye etmeli hizaya sokmalısınız. 

5.Proaktif davranıp yakın çevre ülkelerden erken hasat döneminde ihtiyaç duyulan/duyulabilecek ürünleri hızlıca toplayın ve ülkeye transferini sağlayın. Bu operasyonların yapılacağı liman şehirlerine ve karayolu ile mal alınacak serhat şehirlerde büyük depolar alın/kiralayın. Bu uluslararası tedariki devlet kurumları ile beceremezsiniz, memurlar ülke ülke gezene kadar iş işten geçer, siz bunu özel sektöre yaptırın. 

6.Şu büyükbaş hayvancılık iddia ve inadından vazgeçin. Herkes dana eti yemek zorunda değil. Küçükbaş hayvancılığı öyle bir destekleyin ki vatandaş  “tavuk mu alsam, kuzu mu” tereddütü yaşasın. İllaki dana eti yiyecek olanda gitsin 5 katı para versin. Arkadaş daha düne kadar bir grup akıllı çıkıp yasaklamasaydı eski dünyada en çok k.baş hayvan ihraç eden ülke olmak üzereydik uzun yıllardan sonra… Atalar boşuna dememiş “Bugday ile koyun, gerisi oyun” 

Yukarıdan bir şey anlamadınız mı? 

Eğer anlamadınızsa Türk medyası haber yapmasa da bir yerlerden bulun bir bakın bakalım, (İngiliz medyasının Türkiye’de beklediği ama) İran ve Sri lanka’da neler yaşandığına bir bakın…