Tarım ve Orman Bakanlığı “İddialar ve Gerçekler” diye bir cep kitap yayınlamış.

Dünden beri bazı dostlar soruyor ne diyorsun diye!

Ben de Allah diyorum diye yanıtlıyorum.

İlgilenmiyorum desem ayıp olacak, o yüzden böyle yanıtlıyorum.

***

Kırıcı olmak istemedim hiçbir zaman.

Yine de olmayacağım.

Ama kusura bakmasınlar, bayağı bir “cımbız stratejisi” olmuş, izlenmiş.

Neyse ne, dedim ya!

Zaten “haberi çocuktan al demiş atalarımız” ama biz artık uluslararası raporlardan alıyoruz.

Onların ne dediğini değil elbette sadece verilerin ne dediğini analiz ediyoruz.

Mesela bir tanesini inceleyelim:

USDA/GAİN 24 Eylül Tarihli ve Ankara çıkışlı “Hayvancılık ve Ürünleri Yıllık Raporuna” göre:

2024 yılında %4,8,

2025 yılında sığır sayısının %5 daha düşeceği belirtiliyor.

2022’de %6, 2023’de 2,7 düşüşün üzerine %4,8 ve %5 daha.

Toplam sayısının 15 milyona düşeceği rapor ediliyor.

2023 verisi 16,583 milyon baş (Manda dahil)

Ve neden olarak ise şunu yazıyor:

“Bu düşüş, öncelikle yüksek üretim maliyetlerine bağlanıyor ve çiftçileri sürülerini tasfiye etmeye yöneltiyor. Türkiye hükümetinin yapay  tohumlama  ve  artan  doğurganlık  oranları  yoluyla  sığır  sayısını  artırma  çabalarına  rağmen,  bu  önlemler  yerli  sığır  envanterindeki  azalmayı  etkili  bir  şekilde  telafi  edemedi  ve  ülke,  sürü  sayısını  artırmaya  yardımcı  olmayan  kesim  için  besi  sığırı  ithal  etmeye  odaklandı.  Özellikle  yem  olmak  üzere  girdilerin  yüksek  maliyeti,  Türkiye'nin  yem  hammaddelerinin  yüzde  60'ını  ithal  etmesi  nedeniyle  sorunu  daha  da  kötüleştiriyor.”

“Süt sığırı popülasyonunun, çiğ süt için düşük çiftlik kapısı fiyatlarının neden olduğu artan inek kesimleri nedeniyle 2025 yılında düşüş eğilimini sürdürmesi bekleniyor.”


Hani yıllardır biz dedik ama sanırım “ev danası” diye duyan olmadı.

Belki Amerikalıları duyarlar.

Hani dünyanın efendisi onlar ya!

Başka ne diyor rapor:

“İthalat 550 bin baş’a düşecek,

2023 yılında 19,9 milyon tonda durgunlaşan çiğ süt üretimi düşmeye devam edecek.

2022’ye kadar 23 milyon tondu oysa!

 Sığır işletmelerinin sayısı 1,4 milyon adetten 1,1 milyona düştü.

2023/24 Mayıs döneminde yem fiyatları %37 arttı. Bu durum küçük çiftçilerin en hassas olduğu durumdur. Bundan oldukça etkilendiler.

Çiftçiler Süt referans fiyatının çok düşük olduğundan şikayetçi;

Ortalama çiğ süt üretim maliyeti yıllık %59 artarken USK'nın çiftlik kapısı referans fiyatı yalnızca %27 arttı;

Bu devam eden eşitsizlik, çiftçilerin sürülerini satmaya devam etmesinin başlıca nedenidir.”

Altına şöyle bir tablo eklemiş rapor:

Üstelik TÜİK’ten aldığı verilerle.

Herhalde bize saf olmayın anlayın diyor.

Resim-1

Anlayalım o zaman, itiraz ederek.

2021’den bu yana çiftlik kapısı çiğ süt fiyatları sürekli maliyetlerin altında kalmış.

Beraberinde 2021’den bu yana Sağmal inek sayısı düşmüş.

Aslında 2019’dan beri belini hiç doğrulatamamış.

Ben yırttım saflıktan bu durumda.

Raporda daha çok şey var.

Beni şaşırtmayan.

Ancak hayvan ithalatı konusunu atlamak olmaz.

2024 yılı ithalatının 550 bin baş olacağı tahmin ediliyor.

2025 yılında ise sığır ithalatının %30 azalarak 420 bin baş olacağı, bunun büyük kısmının besi sığırı olacağını söylüyor rapor.

Sıkı durun sebep neymiş?

Ana sığır tedarikçisi ülkelerdeki üretim daralması ve talep artışları.

Yani “paran varsa da mal yok”.

Biz ne dedik yıllarca.

Küresel ithalat için belli bir arz var, bu gidişle dünyada ithal edilecek hayvan bulamayacaksınız.

Zaten son dönemde ithalat yapılan ülkelere bakınca “kalite, vasıf, ırk vs.” özelliklerinin gevşetildiğini hepimiz görüyoruz.

Geri dönersek; 2024 yılı ithalatı Haziran itibariyle 210 bin baş olduğu yazılıyor.

Ve çok ilginç bir tespit var:

“Bu sayı,  hızla  yükselen  perakende  fiyatları  üzerinde  kontrol  sağlamak  için  doğrudan  sığır  eti  değer  zincirine  yönelik  olan  ve  hemen  kesilecek  sığırları  da  içermektedir.   ESK  ayrıca  yılın  geri  kalanında  bu  besi  sığırlarını  kesime  göndereceği  tesisleri  de  seçmiştir.”

Yani mevzu çiftçi değil.

Mevzu enflasyon.

Mevzu tüketici.

Mevzu hazine, maliye.

Mevzu halkın düşük alım gücü.

Yani çiftçinin kurumundan, çiftçinin sırtıyla, çiftçinin emeğini ezerek-sıkarak-süzerek, TÜKETİCİYİ DESTEKLEMEK.

Ne zamandır söylediğim konu: NEGATİF DESTEKLEME.

Sorsan, TARIMSAL REGÜLASYON KURUMU.

İyi bir şey yok mu derseniz var:

Dünya ikincisi olmuşuz.

“2023  yılında  725  bin  254  besi,  92  bin  763  damızlık  olmak  üzere  toplam  818  bin  17  baş  sığır  ithal  ederek,  2022  yılına  göre  yüzde  600  artış  kaydetti.  Türkiye,  2023  yılında  1,63  milyar  dolarlık  ticaret  değeriyle  dünyanın  en  büyük  ikinci  canlı  hayvan  ithalatçısı  konumundadır.”

Kızmayın hemen.

İkinciyiz işte.

Birinciyi geçmişiz.

Yeni destekleme modeli ile onu da geçeceğiz.

Söz.

Şakası bile kötü.

Üstüne bir de doğrudan et ithalatı var.

2024’te rekor artışla (%131) 80 bin ton olacağı, rakamın 2025 yılında da sabit kalacağı vurgulanıyor.

En son şu tabloyu da koyup bağlayayım.

Resim1-1

Biliyorum sıkıldınız.

Ne kadar okursanız artık.

Ama benim niyetim buraya not düşmek.

Yıllardır yaptığım gibi.

Şimdi sorabilirsiniz:

Cep kitabın bunlardan haberi var mı?

Sonunu iyi bağlayalım o zaman.

Bir sonraki yazımızda görüşmek dileğiyle...