Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOP) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar tarafından açıklanan raporda Mayıs ayında market ve üretici arasındaki fiyat farkının arttığı görüldü. Açıklanan rapora göre Mayıs ayında markette 18, üreticide ise 10 üründe fiyat artışı olduğu görülürken, fiyat farkının en fazla yüzde 305.11 ile karpuzda görüldüğünü belirten Bayraktar, “Fiyat farkı kabakta yüzde 239,85, salatalıkta yüzde 236,44, patlıcanda yüzde 237,75, sütte yüzde 231,14 oldu. Karpuz 4,1 kat, kabak, salatalık ve patlıcan 3,4 kat, süt 3,3 kat fazlaya tüketiciye satılmaktadır” dedi.

Geçtiğimiz günlerde protesto ederek gündeme gelen karpuz da ise üretici ve market fiyatları arasındaki uçurum da gözler önüne serildi. Üreticide 1 lira 37 kuruşa satılan karpuzun market raflarında ise 5 lira 55 kuruşa satıldığı ifade edildi. Öte taraftan raporda belirtilen diger rakamlar ise şöyle; Üreticide 1 lira 33 kuruş olan kabak 4 lira 52 kuruşa, 1 lira 18 kuruş olan salatalık 3 lira 97 kuruşa, 1 lira 51 kuruş olan patlıcan 5 lira 10 kuruşa, 2 lira 73 kuruş olan süt 9 lira 4 kuruşa, 4 lira 35 kuruş olan nohut 13 lira 88 kuruşa, 60 kuruş olan kuru soğan 1 lira 89 kuruşa satıldığı vurgulandı.

ÜRETİCİLERİN SORUNLARI ÇÖZÜLMELİ

“Bu sezon yaşanan kuraklıkla birlikte gübre, yem, elektrik, tarımsal ilaç fiyatları ve sulama ücretlerinde de artışlar yaşanmış, maliyetlerin artmasına da neden olmuştur. Nitekim son bir yılda, üretici maliyetlerinde önemli etkisi olan üre gübresi yüzde 88, DAP gübresi yüzde 108, besi yemi yüzde 44,1 süt yemi ise yüzde 48,3 oranında artmıştır. Yaşanan kuraklık ve girdi fiyatlarındaki aşırı yükselme üreticileri mağdur etmiştir.” diyerek üreticinin girdi maliyetlerine işaret eden Bayraktar, salgın döneminde tarımsal üretimin öneminin arttığını bu yüzden de 2 milyon hektar civarındaki arazinin üretime kazandırılması gerektiğini kaydetti.

Salgın döneminde yaşanan zorluklara bir de kuraklık eklenince çiftçinin yükünün arttığına vurgu yapan Bayraktar, “Üreticilerimizin Banka ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçlarının faizleri silinmeli, anapara uzun vadede yapılandırılmalı, BAĞ-KUR prim borçları devlet tarafından ödenmeli, elektrik ve sulama borçları silinmelidir. Ayrıca dekar başına üreticinin yaptığı maliyetler de dikkate alınarak dekara en az 200 lira kuraklık desteği verilmelidir. Hem önerdiğimiz bu destek miktarı hem de talep ettiğimiz bazı ödeme kolaylıkları üreticilerimizi kısmen de olsa rahatlatacaktır. 2021 üretim sezonunda pandeminin getirdiği olumsuzluklara bir de kuraklığın eklenmesi sonucunda üreticimizin bütün hesapları alt üst olmuştur.”dedi.

SÜT ÜRETİCİSİNE SÜRDÜREBİLİR GELİR SAĞLANMALI

1 Haziran Dünya Süt Günü dolayısıyla, süt sektöründe yaşanan sıkıntıları da değerlendirdi. Hayvancılık sektörünün ayakta kalabilmesi için süt sektöründe yaşanan sıkıntıların çözülmesi gerektiğini ifade etti. Sektörün ayakta kalabilmesi için üreticiye sürdürebilir gelir sağlanması gerektiğini belirten Bayraktar,”Bilimsel olarak üretici 1 litre çiğ süt sattığında 1,5 kilo yem alabilirse üretime devam edebilir. Oysa Mayıs 2021 değerlerine baktığımızda paritenin 0,99 olduğu, bununda yeterli olmadığı görülmektedir.

Bu konuda gerekli adımlar atılmalı, üreticiye sürdürülebilir gelir sağlanmalı, okul sütü programı yeniden başlatılarak süt ve süt ürünleriyle çeşitlendirilmeli, süt yem paritesi 1,5 seviyesine getirilmeli, hayvancılık destekleri artarak devam etmeli, sürekli artan yem fiyatlarına radikal tedbirler alınmalı, yem piyasasına müdahale edilmelidir. Bu kapsamda yem de “tavan fiyat” uygulanmalı, piyasada yem fiyatları bu seviyenin üstüne çıktığında fiyat farkı üreticiye destek olarak ödenmelidir.”dedi.