Cumhuriyet Halk Partisi Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada şunları kaydetti:

"Merkez Bankası'nın yeni enflasyon raporuna göre, enflasyon oranı % 15.85'e yükseldi. Halbuki aynı Merkez Bankası enflasyonu % 7.5'larda tahmin etmişti. Merkez Bankasına göre enflasyonu en çok arttıran kalemlerin başında "GIDA ÜRÜNLERİ" geliyor. 2018'in ikinci çeyreğinde, ilk üç aylık döneme göre işlenmemiş gıda fiyatları 16.9 puan artışla yüzde 23.2'ye yükseldi. Pekiyi gıda fiyatları neden artıyor? Hükümet, her ay enflasyon açıklanınca bir suçlu buluyor. Örneğin geçtiğimiz ay limon suçluydu, ondan önceki ay yumurta suçlu, ondan önce biber, domates, öncesinde kırmızı et, yani kısacası hep gıda ürünleri suçlu. Bir başka açıdan bakarsak bu ürünlerin tamamı tarımsal üretim sonucu elde edilen ürünlerin işlenmiş hali olan gıda ürünleri. Pekiyi bu ürünlerin tamamı Türkiye'de mi üretiliyor? Cevap çok basit.

Aslında bu ürünlerin tamamı Türkiye'de üretilmesine rağmen bu ürünlerin oluşumuna katkı sağlayan girdiler ithal. Örneğin yumurta elde edebilmek için tavuk besliyorsunuz, ancak yemin yarısını yurtdışından ithal ediyorsunuz. Yem yapmak için mısır gerek, mısır ithal, yem yapmak için arpa gerek, arpa ithal, yem yapmak için soya gerek soya ithal. Çok değil 5 ay önce 1 $ 3.80 TL idi, şimdi 1 $ 5 TL'yi aştı. Yani yem hammaddelerinin Dünya fiyatları artmasa da dolar arttığı için maliyetler yükseliyor, bu yükseliş de yumurta fiyatlarını yükseltiyor. İşte sorunun çözümü de burada yatıyor. Önemli olan bu yem hammaddelerini ithal etmemek. AKP böyle mi yapıyor? Yani çözümü üretim de mi arıyor. Cevap HAYIR.

AKP, son 2 yıldır hangi gıdanın fiyatı artarsa ithalata başvuruyor. Patates fiyatları artıyor, patates ithalatı yapılıyor. Et fiyatı artıyor, et ithalatı yapılıyor, arpa fiyatı artıyor, arpa ithalatı yapılıyor. Nedense tüm ithal edilen ürünler ülkemiz coğrafyasında üretilen ürünler, burada bir tezat var. Tezat aslında yok, arada para kazananlar var. Bu parayı kazananlar nedense AKP yandaşları, nerede bir tarım ürünü ithalatı varsa arkasında mutlaka bir AKP yandaşı var. Yani AKP sadece yandaşlarını düşünüyor, bahane olarak da gıda enflasyonunu öne sürüyor.

İşlenmemiş gıda fiyatlarındaki bu sıçramanın nedeni, tarımda yıllardır çözülemeyen yapısal sorunlardır. Bu sorunları çözmeden, "soğan, patates, sebze, yumurta fiyatları arttığı için gıda enflasyonu yükseldi" yaklaşımı yanlıştır. Bu ürünlerde fiyat düşünce, ki bugünlerde düştü, enflasyon sorunu çözülür mü? Bu ürünlerde zaten mevsimsel üretim artışlarının olması çok normal. Yanlış tarım politikalarının sonucu yükselen gıda fiyatları, fiyat müdahaleleriyle yani ithalat silahı kullanılarak düşürülemez. Gıda enflasyonuna kalıcı çözüm bulmak için, üretimden başlayarak tüketime kadar olan zincirin her halkasında yaşanan sorunları çözmek ve nitelikli bir tarım politikası oluşturarak uygulamak gerekmektedir.

Türkiye tarımında üretim anlamında kronikleşen ve çözüm üretilmesi gereken ciddi sorunlar var. Bitkisel üretimde ve hayvancılıkta üretimde kullanılan girdilerde büyük oranda dışa bağımlılık ve yüksek fiyat sorunu nedeniyle çiftçi üretim yapamıyor. Çiftçi para kazanamadığı için tarım arazilerini boş bırakıyor, ekmiyor. Halen 50 milyon dönüm arazi yani yaklaşık 2 Trakya büyüklüğündeki arazi ekilmezken AKP hükümeti gıda fiyatlarını düşürmek için üreticiyi desteklemek yerine ithalatçıyı destekliyor, yani başka bir deyişle başka ülkelerin çiftçilerine destek vermiş oluyor.

Sürekli artan, yüksek girdi maliyetleri ile üretim yapan çiftçiler ise aynı zamanda, yandaşlara kolaylıklar sağlayan Devlet destekli ithal ürünlerle de rekabet etmek zorunda bırakılıyor. İthalat baskısı nedeniyle, üretici ürününü çok düşük kar marjıyla veya maliyetin altında satmak zorunda kalıyor. Zarar edince üretimden çekiliyor. Önce çiftçi üretmeye devam ediyor, borçlanıyor, tarlasını, traktörünü ipotek ediyor, ancak artan girdi fiyatları artmayan ürün fiyatları karşısında çiftçi üretimi bırakıp tarlasını satıyor. Kırsalı boşaltıp köyden kente göç ediyor. Böylelikle ekilmeyen alanlar artıyor, üretim azalıyor ve gıda fiyatları yükseliyor. Önlem olarak üreticiye daha çok destek verip üretimi teşvik etmek varken, ithalat yapılarak fiyat düşürülmeye çalışılıyor. Bu kısır döngü ile üretim azalırken, ithalat artıyor. İthalata dayalı bir politika ile gıda fiyatları kısa vadede düşürülse de orta ve uzun vadede fiyatın daha da yükselmesine neden oluyor. Bu ithalat çarkının kırılarak üretimin artırılması gerekiyor.

Üreticinin örgütsüz olması, hal yasasının doğru işletilmemesi, market zincirlerine tanınan imtiyazlar nedeniyle üreticiden ucuza alınan ürünler tüketiciye pahalıya satılıyor. Dolayısıyla üretici para kazanamazken, tüketici yüksek fiyatla ürün almak zorunda kalıyor. Bu da gıda fiyatlarının yükselmesinde önemli bir faktör. Bu sorunun çözümü için üreticiden tüketiciye olan süreçte altyapının oluşturulması, üretici örgütlerine ürün pazarlama yetkisinin verilmesi ve marketlerin, son satıcıların denetlenerek yüksek kar marjıyla ürün satmaları engellenmesi gerekiyor.

Kısacası, üretimi yok ederek, üreticiyi cezalandırarak, ithalatı destekleyerek gıda enflasyonunu düşüremezsiniz. Dünyada çiftçisini yok sayarak, çiftçisini desteklemeden sadece ithalat yaparak ülkesinin tarımını iyi bir seviyeye getirmiş bir ülke bulamazsınız."

TARIMDANHABER