Buğdayın başına gelenleri önceki yazımda kısaca özetlemeye çalışmıştım. Sırada fiyat açıklanırken yaşananlar var.

Geçtiğimiz hafta tam da söylediğim gibi fırıncılar bayram sonrası ekmek zamlarını yapmaya başladılar. İzmir’de 210 gram ekmek 200 grama düşürülerek fiyatı 7 TL oldu.

Yapılan açıklamalar diğer illerde de zamların geleceği yönünde. Şu anda fırıncı hala elinde kalan eski unlarla üretim yapıyor. Ekmek maliyeti fırının büyüklüğüne göre 6 ile 7 TL arasında değişiyor. Ekmeklik un fiyatları ortalama 550 TL düzeyinde seyrediyor.  9,25’ten alınacak buğday ile yapılacak 50 kg unun fiyatı en az 700 Tl olacak. Fırıncı 700 TL’den alacağı un ile 200 gramlık ekmeği en iyi ihtimalle 8 TL’ye mal edebilir. Asıl ekmek sorunu, bir ay sonra başlayacak hazırlıklı olmakta fayda var. Uncular henüz bu yılın un zamlarını geçmediler.

O KADAR FAZLA BUĞDAY İTHAL ETMEYE NE GEREK VARDI

Ekmekteki duruma kısaca baktıktan sonra buğdayın geçmişine bakalım. Tarihler 25 Nisan 2023’ü gösterdiğinde Resmi Gazetede yer alan 7167 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile gıda ürünlerine ilişkin ithalat rejimi kapsamında buğday, arpa, mısır ithalatında gümrük vergisi oranı yüzde 130’a yükseltildi.

Karar 1 Mayıs 2023 tarihi itibariyle uygulamaya konuldu. Bu sırada Türkiye’nin en büyük buğday ithalatçıları normal zamanlara göre oldukça yüksek olacak şekilde 3 milyon tondan fazla tahıl ithalatı yaptı. Sakla samanı gelir zamanı dedirtecek türden.

BUĞDAY BOL OLACAKSA İTHAL BUĞDAYA NE GEREK VARDI

Oysa aynı dönemde Türkiye’nin 2023 buğday rekoltesinin en az 20 milyon ton olacağı dillendirilmişti. Buna rağmen bu kadar çok ithalata gerek var mıydı soru işareti? Uygun fiyattan gümrüksüz ithalat yapıldı depolar doldu taştı. Sadece Türkiye’de değil dünyada da bu yıl rekoltenin iyi olacağı çoktan açıklanmıştı.

Karadeniz Tahıl Koridoru çözülmüştü.  O dönemde kur düşüktü ortalama 290 Dolar ile ithal edilen buğday içeride açıklanan şu andaki 360 Dolar buğday fiyatı arasındaki fark oldukça iştah açıcı. Milyonlarca ton buğday içeride satılıp gelir elde edilebilir. Bazen şeytanın avukatlığını yapasım geliyor olsa da depolara buğday dolu piyasa allak bullak, kazanan henüz belli değil.

Soru şu; acaba bu büyük ithalatı yapanların buğday fiyatında herhangi bir etkisi olabilir mi?

Eskiden Dahilde İşleme Rejimi kapsamında buğday ithal edilip işlenip ihracat yapılıyordu. Yeni dönemde önce ihracat alıp sonra ithalat yapılması yönünde düzenleme yapıldı. Amaç ithal edip iç pazardaki buğday fiyatlarını düşürmeyi önlemek ve stoklardaki dengesizliği gidermekti. Tüm bunlara rağmen 1 Mayıs öncesi bu kadar yüklü buğday ithal etmek. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu dedirtecek türden.

Rusya 15 Temmuz itibariyle hasada başlıyor, Rus çiftçisi buğdayı 100 Dolardan satıyor, yüzde 50 vergi ve navlun ile Temmuz sonunda Rus buğdayının 220 dolardan satışa sunulacağı yönünde öngörüler var. Rusya’nın 100 milyon ton buğday rekolte beklentisi var.

HAYALLER 9,25 LİRA GERÇEKLER 6 LİRA

Serbest piyasada buğday dün itibariyle Edirne Ticaret Borsasında ekmeklik buğday 5,815 TL’yi gördü. Çiftçi lisanslı depolarda yer bulamıyor, mecburen peşin fiyatına serbest piyasada düşük fiyattan satıyor.

Diğer taraftan TMO; “21 milyon ton buğday, 8,5 milyon ton civarında arpa beklentileri olduğunu, Çukurova, Güneydoğu ve Akdeniz’de hasadın neredeyse bittiğini, Ege Bölgesinde sonuna yaklaşıldığını ve İç Anadolu Bölgesi’nde yoğunlaşarak devam edeceğini. Trakya’da hasada yeni başlandığını, Doğu Anadolu’da ise devam eden günlerde başlayacağını” açıklıyor.

6 Haziran’da açıklanan 9,25 TL’lik buğday fiyatı sadece açıklamada kaldı. TMO’dan randevu alabilen şanslılar dışında bu fiyatı görmek mümkün değil.  Bu arada saman fiyatları diplerde 4 bin 530 liradan işlem görüyor.

TMO’dan yapılan açıklamaya göre bu güne kadar 4 milyon ton ürün için randevu verildi, 2 milyon tonu alındı. TMO’nun günlük alım kapasitesi 220 bin ton şimdilerde artırmak için ciddi bir silo arayışı içerisindeler. Ekstra maliyet, ekstra çaba ve emek yani yeni zararlar.

TMO geçtiğimiz yıl 7 milyon tün ürün aldı. Bu yıl açıklanan 9,25 liradan 10 milyon ton alım yapılabilse dahi kalan 11,5 bin ton buğday belli ki özel sektörde ucuza gidecek. TMO’dan yüksek fiyatlı buğdayı alan uncu yüksek fiyattan un üretecek. Yüksek fiyatlı un ekmeğin 10 lira olması anlamına geliyor.

DÜNYA MAKARNA VE UN LİDERLİĞİ TEHLİKE ALTINDA

Hadi iç pazarda tahsisli un çalışması yapıldı, un ihracatında dünyada ilk sırada yer alan Türkiye’nin başarılı un markaları 9,25 liradan buğday alıp dünya piyasaları için nasıl uygun fiyatlı un, makarna üretecek. Hatırlatmakta fayda var Türkiye dünya piyasalarında fiyat avantajıyla unda ve makarnada liderlik koltuğunda bu avantaj giderse onlarca yıllık pazarlar, liderlik ve başarı kaybedilir.

Tüm bunların ışığında en büyük soru sarmalı;

-Buğday fiyatı çiftçiyi korumak için yüksek açıklanırken bu gün yaşanacaklar öngörülemedi mi?

-Buğday fiyatının yüksek açıklanmasında herhangi bir etki var mıydı?

-Yüksek fiyatlı buğday una, ekmeğe zam demekse “tahsisli un” “görevlendirme zararı” tekrar gündeme gelebilir mi?

-Tüm bu alternatifler dışında buğday sorunu için başka bir çözüm olabilir mi?

Sorular burada dururken; yıl boyunca Anadolu’nun çeşitli bölgelerinden paydaşlara yapılan ve herkesi koruyan bu tarz öneriler; “buğdayın fiyatı 7,500 TL, pirim 1,500 TL olsun.”

Önerileri dikkate alınsaydı, ihracatçı ihracata devam ederdi, sanayici alım yapabilirdi, fırıncılar zam istemezdi, çiftçi memnun kalırdı. Zira bu yıl dönüm başına verimlilik önemli ölçüde arttı. Bazı un markalarına göre buğdayın fiyatının 9,25 lira açıklanması kimseyi koruyamadı, aksine piyasadaki yıllardır kurulmuş istikrarı ve güveni yok etti. İç piyasada buğdayın fiyatı 360 dolar, dünya piyasalarında 250 doların altına indi. Bu fiyat ile un ve makarna ihracatı yapmak, rekabet etmek imkânsız.

Buğdayın fiyatı, neden, niçin, nasıl 9,25 lira oldu?

Bu çıkmazdan nasıl çıkılacak; görevlendirme zararı olmasın diye çıkılan yolda ortalık toz duman.

Velhasıl yanlış hesap (yanlış fiyat) Bağdat’tan (ekmekten) döner. Olan gene ekmeğinin peşinde koşan üretene, çiftçiye, vatandaşa olur.