Çiftçilik çok getirisi olmayan, zahmetli, zor, üstelik riskli ve tehlikeli bir meslektir. 

Oysa tarımsal üretimin omurgası çiftçidir ve dünyada tarımı güçlü olmayan, gelişmiş tek bir devlet yoktur.

Şu bir gerçek ki ülkemizi tarımda gelişmiş ülkelerin seviyesine taşımak, insanlarımızın yeterli, sağlıklı ve doğal ürünlerle beslenebilmesi için düzgün bir tarım politikasının olması gerekmektedir.

Bunun için…

Her şeyden önce çiftçiye saygı duyulmalı! Çiftçi, emeğinin ve alın terinin karşılığını almalı.

Sonra…

Türkiye'nin uzun soluklu ve hedefe dayalı bir tarım politikası olmalı. Gündeme veya siyasi iktidara bağlı olmayan, kalıcı ve akılcı bir planlama yapılmalı. 

Tarımda en büyük masraflardan biri akaryakıttır. Milyon dolarlık yat sahipleri yerine ekmek parası için ter döken çiftçiye ucuz mazot verilmeli.

Tarım toprakları analiz edilmeli ona göre ne ekileceğine karar verilmeli.

Çiftçiler düzenli olarak ziraat mühendisi desteği almalı ve ortak akılla üretim planlamasının yapılmalı.

Üretici pazara erişimde zorluk yaşıyor ve ürününü değerinde satamıyor. Üretici fiyatı ile market fiyatı arasında en az 3-4 kat olan fark bir an önce giderilmeli, düzenleme çiftçi ve tüketici lehine iyileştirilmeli. 

Kooperatifçilik sağlam temellere oturtularak güçlendirilmeli.

Çiftçiye eğitim verilmeli, çiftçinin bilgi, bilim ve teknoloji eksikliği giderilmeli.

Kaliteli “yerli ve milli” tohum üretimi yaygınlaştırılmalı. 

Tarımda Milli Birlik Projesi diye kamuoyuna açıklanan ‘yeni tarım politikası’nın büyük birkaç sermaye grubunun dışında üreticiye de tüketiciye de bir yarar sağlamayacağı aşikardır. Bir an önce bu projeden vazgeçilmeli.

Ne yazık ki çiftçiler mazot, tarım ilacı, gübre ve tohumda büyük ölçüde yurtdışına bağımlı olduğu için kur hareketlerinden doğrudan etkilenmektedir. Üretim maliyetleri son derece yüksek olan ve finansal kriz içinde bulunan çiftçi artan maliyetler nedeniyle plan ve program yapamamaktadır. Çiftçi için mazot, tohum ve gübre kuru sabitlenmeli gerekiyorsa artan kuru devlet karşılamalı. 

Yüksek mazot, gübre maliyeti ve pazara erişimde zorluk, çiftçinin en acil çözülmesi gereken başlıklardır. Devlet bu üç konuda acil çözüm üretmeli.

Sonuç:

Türkiye’de çiftçi olmak; dünyanın en cefakar ve vefakar işini yapmaktır.

Türkiye’de çiftçi olmak; imkansızlıklar içerisinde, gecesini gündüzüne katarak en hayati ihtiyaç olan gıdanın sofralara ulaşmasını sağlamaktadır. 

Türkiye’de çiftçi olmak; toprağından kopmamak ve anayurdunu terk etmemek için var gücüyle mücadele etmektir. 

Çiftçi topraktan koparsa erinç ve güzel bir gelecekten kimse bahsedemez.