Türkiye Tarım ve Hayvancılık Platformu Başkanı Tuncay Albayrak, Türkiye'nin dört bir yanında çıkan orman yangınları ile ilgili olarak yazılı bir açıklamada bulunarak, genel tespit ve önerilerde bulundu. Türkiye'nin en güzel ormanları alev alev yanarken, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin THK'ya ait orman yangın uçakları hakkında yaptığı açıklamasının uzmanlar ve kamuoyu tarafından esefle karşılandığına dikkat çeken Albayrak, "THK ait uçakların 3 yıldır atıl durumda olması, orman yangınlarının ihale yoluyla, özel şirketlere devredilmesi, uçak ve helikopter kiralanması zafiyet konusudur" dedi.

Türkiye'nin 2021 yangın sezonuna uçaksız girdiğine dikkat çeken Albayrak, şunları kaydetti: "2020 yılında 5 uçak için planlama yapılmış ancak 2 uçak tedarik edilebildi. 2021 yılında yine 5 uçak için planlama yapıldı. Bakan 2020 yılı sonunda bu yana yaptığı her açıklamada 5 uçak için planlama yaptıklarını vurguladı. Ama öyle olmadı. 3 uçak için bulunabildi, onları da ihaleyi alan firma uçakları getiremedi. Bu nedenle THK'nın uçakları Ankara Etimesgut'ta yatarken, Türkiye 2021 yangın sezonuna uçaksız girdi. Antalya’da, Datça’da, Artvin’de, Manisa’da, Mersin’de, Osmaniye’de, Pamukkale’de, İzmir’de ormanlar alev alev yandı. Elazığ’daki yangın 5-6 gün devam etti. Ancak Türkiye bir tek yangın uçağı dahi tedarik edemedi. İlk uçağın gelmesi temmuz ayı ortasını buldu. En az 40 gün boyunca hektarlarca orman kül oldu. Kapasite ve performans iddiasıyla ilgili dünyadaki uygulamalar ortadadır. Canadair cl-215 tipi bu uçaklar uzun yıllardan bu yana ve halen tüm dünyada  başarıyla kullanılıyor. Fransa’da 11, Yunanistan’da  11, İspanya’da 14, İtalya’da 3 cl-215 uçağı yangın söndürme operasyonlarında aktif olarak başarılı bir şekilde hizmet veriyor"

Albayrak, yaptığı yazılı açıklamada, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslenerek genel tespit ve önerilerini şöyle sıraladı. 

1-) TTHP olarak bizler, yaraların acilen sarılması için Tarım ve Orman Bakanlığı ve gerekli kurumlarla koordineli bir şekilde üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazırız ve devletimizin de bir an önce tüm olanaklarını seferber ederek, zarar gören halkımızın tüm zararlarını telafi edilmesiniz istiyoruz. Ortak mirasımız olan ormanlarımızın,ihmal, zafiyet,tedbirsizlik ve liyakatsizlik uğruna gelecek kuşaklardan emanet aldığımız, bu doğal varlıklarımızı sahip çıkmak hepimizin ortak görevi olmalıdır.

2-)Türkiye de yaşanan orman yangınlarıyla ve bir daha yaşanmamasıyla ilgili, TBMM de bütün siyasi partilerden oluşan üyelerle,araştırma komisyonu kurularak; ihmal, tedbirsizlik, zafiyet, liyakatsizlik ve diğer etkenler üzerine çalışma başlatılmasını, komisyon raporunda yer alacak konu başlıklarının ivedilikle giderilmesi ve kamuoyunun bilgilendirilmesi gerekmektedir.

3-) Küresel ısınma ile beraber ülke ormanlarının da bulunduğu orta kuşakta orman yangınları artarak devam edecek, dolayısıyla ormanların korunması tüm toplumun sorumluluğu altında. Ormanların korunması için yeni planlamalar, stratejiler geliştirilmeli. Öncelikle bölge halkının ve tüm toplumun gerekli  temel eğitimden başlanarak doğa bilincinin ve ormanların korunması sağlanmalı. RTÜK bu konuda kamuoyunun aydınlama ve bilinçlenmesi için, kamu spotu şeklinde zorunlu yayınlar öngörmeli. Ancak bu konuyla ilgili başta Bakanlıklar ve onlara bağlı kurum ve kuruluşlar ile Belediyeler başta olmak üzere yeterli ve gerekli somut adımların atılması gerekiyor.

4-) Kyoto Protokolü’nde ve AB Ormancılık Müktesebatından önemli belirtildiği üzere Türkiye'de iklim değişikliği koşullarında tarımsal üretimin sağlıklı devam etmesi için tarımsal arazilerin de ağaçlandırılması gerekmektedir. Yanan orman lokasyonlarının bu minval de Tarımsal ormancılık, tarımsal arazide ağaç+ürün birlikteliğini sağlayan bir arazi yönetim tekniğidir. Yanan orman lokasyonlarının, Tarımsal ormancılık metoduyla rehabilite edilmesi ve yeniden ağaçlandırılması gerekmektedir.

5-) Tarım ve Orman Bakanı Bekir PAKDEMİRLİ’nin, Türkiye’nin en güzel ormanları alev alev yanarken, THK’na ait orman yangın uçakları hakkında  yaptığı açıklamalar, uzmanlar ve kamuoyu tarafından esefle  karşılanmıştır. THK ait uçakların 3 yıldır atıl durumda olması, Orman yangınlarının ihale yoluyla,özel şirketlere devredilmesi, uçak ve helikopter kiralanması zafiyet konusudur. 2020 yılında 5 uçak için planlama yapılmış ancak 2 uçak tedarik edilebildi. 2021 yılında yine 5 uçak için planlama yapıldı. Bakan 2020 yılı sonunda bu yana yaptığı her açıklamada 5 uçak için planlama yaptıklarını vurguladı. Ama öyle olmadı. 3 uçak için bulunabildi, onları da ihaleyi alan firma uçakları getiremedi. Bu nedenle THK'nın uçakları Ankara Etimesgut'ta yatarken, Türkiye 2021 yangın sezonuna uçaksız girdi. Antalya’da, Datça’da, Artvin’de, Manisa’da, Mersin’de, Osmaniye’de, Pamukkale’de, İzmir’de ormanlar alev alev yandı. Elazığ’daki yangın 5-6 gün devam etti. AncakTürkiye bir tek yangın uçağı dahi tedarik edemedi. İlk uçağın gelmesi temmuz ayı ortasını buldu. En az 40 gün boyunca hektarlarca orman kül oldu.

6-) Türkiye’nin yangın söndürme filosu ivedilikle kurulmalı, özelleşmesine kesinlikle müsaade edilmemeli, orman yangınları lokasyonlarının İMAR’a açılması, maden ocaklarına ruhsatlandırılması  yasaklanmalıdır. Uzman görüşleri dikkati alınmalı ve dünya örneklemeleri gözden geçirmelidir.

7-) Uzman görüşlerine, mevsimlik işçilerin Orman Genel Müdürlüğün de daha etkin kullanımı ve eğitimi gereklidir. Orman yoğunluğunun ve yangın çıkma ihtimalinin yüksek olduğu bölgelerde yerel yönetimlerle işbirliğini ve ortak çalışma koordine edilmesidir.Orman lokasyonlarında yaşayan vatandaşlarımızın 8+8+8   üç vardiya şeklinde 24 saat teyakkuzda olmak koşuluyla, Orman güvenliği için fahri olarak veya istihdama yönelik,tam teşkilatlı bir şekilde planlama yapılması gerekmektedir.

8-) Türkiye de milli birlik ve beraberlik konuları, partiler üstü bir konu olarak kabul edilmeli, iktidar ve muhalefet partilerince polemik konusu yapılmamalı, daha kucaklayıcı, daha içsel, rasyonel ve bilimsel çözümlemeler üretilmelidir. Rize'de yaşanan sel felaketinde ve Marmaris'de yaşanan orman yangını nedeniyle, halk’a çay fırlatmak, her yaşanan felaket de İBAN vermek, 28 Temmuz 2021 tarihinde kararname ile yanan lokasyonlarını Turizm Bakanlığınının tasarrfuna vermek, kamuoyunda ters tepmiş ve esefle karşılanmıştır. Sosyo-Psikoloji,Sosyo-kültürel realite her koşulda dikkate alınmalıdır.

9-Ekolojik dengeyi bozan,Ormanlarımıza zarar veren, yakanlar hakkında ki cezalar yeniden gözden geçirilmeli ve caydırıcı olmalıdır. 1 Temmuz 2021 tarihli tütün yasasına Adıyaman da tepkilerini dile getiren, tutukluluk halleri devam eden, 8 tütün çiftçisinin mevcut durumları yeniden gözden geçirilmeli. Devlet BABA’dır, AFFETMEK büyüklüğün şanındandır.

10- Bu yıl itibariyle yaşanan KURAKLIK nedeniyle,Türkiye de YERLİ ve MİLLİ üretim yapan çiftçilerimiz zor günler yaşamaktadır…. Tarım Kredi Kooperatifleri borçlusu  çiftçilerimizde torba yasasından memnun kalmadılar, bu koşullarda borçlarını ödemeleri mümkün değil. Borçlu çiftçilerimiz ‘’Borçlarımızı ödeyecek durumumuz maalesef yok. Yeni bir düzenleme ile temerrüt faizlerin, katkı payının kalkmasını, ana paranın 5 yıl içerisinde eşit miktarda, ilk taksiti de 2022 Ekim ayında ödemek istiyoruz’’diyorlar. Bu konuda da yeni bir yasal düzenleme yapılarak, bu çiftçilerimizin sorunlarının giderilmesini temenni ediyoruz.

11-)Türkiye de YERLİ ve MİLLİ TARIM POLİTİKASI ivedilikle belirlenmesi ve hayata geçirilmesi, ithalat bağımlılığından kurtulmak üzere, TTHP’nin yetkilendirilmesini, imkanlar sağlanmasını talep ediyoruz. İşte o zaman milyar dolarlarımız yurtdışına gitmeyecek, çiftçilerimiz kazanacak, İşsizler ordusu, Ziraat mühendisleri, Zooteknistler, Veterinerhekimler, Gıda mühendislerimiz de istihdam edilmiş olacaktır.

12-) Cepheleşmeden hep birlikte gücümüz yettiğince vatandaşlık yurttaşlık sorumluluğuyla her türlü kötü niyet, kasıt ve ihmalin takipçisi olmalıyız. Birbirimizi ötekileştirmeden, kardeşlik duygusu ön planda olmak koşuluyla, itidal üzere tavır almalıyız. Toplumda infial uyandırıp anarşi ve teröre çanak tutmak isteyen işbirlikçilere, provakatörlere asla prim vermemeliyiz. Hızla yaklaşan 2023 şeçimleri dolayısıyla, kırgınlıkların, dargınlıkların, küskünlüklerin son bulduğu, daha kapsayıcı, daha kuşatıcı, daha kucaklayıcı, daha üretken, daha yeşil, daha güzel bir TÜRKİYE özlemi hepimizin hakkıdır.