ÖZEL HABER / İYİ Parti Tarım ve Kırsal Kalkınmadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Ergin Kahveci, Türkiye’nin tarım arazilerinde yaşanan kayıpla ilgili olarak önemli bir çalışma sonuçlarını açıkladı. Son 16 yılda işlenen tarım arazisinin 4.2 milyon hektar azaldığına dikkat çeken Kahveci, kaybedilen arazilerin ne kadarının terk, ne kadarının imar ve yapılaşma ve ne kadarının ise vasıf kaybından olduğunun ise bilinmediğini vurguladı. En fazla tarımsal arazi kaybının Konya’da yaşandığına işaret eden Kahveci, Karadeniz Bölgesi’ndeki arazi kayıplarının ise yapılaşma ağırlıklı olduğu ve bunun da bölgedeki tarımsal üretimi ciddi anlamda tehdit ettiğine işaret etti. 

İYİ PARTİ TARIMSAL VE KIRSAL KALKINMADAN SORUMLU BAŞKAN YARDIMCISINDAN ÖNEMLİ ÇALIŞMA

İYİ Parti Tarımsal ve Kırsal Kalkınmadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Ergin Kahveci, Türkiye’nin üretimden çekilen tarımsal arazileriyle ilgili olarak önemli bir çalışmaya imza attı. Türkiye’nin son 16 yılda kaybettiği tarımsal arazilerin il il ve bölge bölge haritasını çıkaran Kahveci, bu kayıpların temelinde yatan ana unsurlara da işaret ederek bazı bölgeler için Türkiye’yi bekleyen tehlikeye işaret etti. Kahveci, çalışmasında Türkiye’nin kaybettiği tarım arazilerinin yeniden üretime kazandırılması durumunda pamuk, ayçiçeği, mısır, soya ve buğday gibi üretiminde en çok açık verilen ürünlerin bu arazilerde üretilerek ülkenin ithalata olan bağımlılıktan kurtulabileceğinin altını çizdi. 

İşte Kahveci’nin yaptığı çalışmada dikkat çeken başlıklar

SON 16 YILDA “İŞLENEN TARIM ARAZİSİ” 4,2 MİLYON HEKTAR AZALDI

1- 2004-2020 arasında işlenen toplam arazi miktarı miktar olarak 4.240.115 hektar azaldı. 23.812.992 hektardan 19.572.877 hektara düştü.

2- Azalış oranı %18 oldu.

3- En fazla azalan 5 il (miktar olarak)

Konya 761.699 ha.

Diyarbakır 241.465 ha.

Şanlıurfa 207.717 ha.

Yozgat 174.171. ha

Adana 153.855 ha.

100.000 ha ve üzeri arazi kaybeden il sayısı 11.

4- En fazla azalan 5 il (%oran olarak)

Zonguldak % 61,5

Trabzon % 60,5

Ordu % 60,5

Düzce % 57

Rize % 57

5- Miktar olarak azalan ilk 30 il'deki azalış miktarı 3.534.322 ha oldu.

6- Miktar olarak azalan ilk 20 il'deki azalış miktarı 3.002.349 ha oldu.

7- Oran olarak ilk 30 il'deki azalış oranı ~%15.

8- Oran olarak ilk 20 il'deki azalış oranı %12,6.

9- En yüksek oranlı azalışların zaten çok az ekili dikili alanı olan Karadeniz bölgesinde olması çok çarpıcı.

10- En yüksek miktarlı azalışların GD Anadolu ve Akdeniz bölgesinde sıkışması dikkat çekici.

11- Miktar olarak azalış gösteren ilk beş ilin toplam azalış miktarı, 1.538.907 ha ve azalan toplam miktara göre oranı % 36 oldu.

12- Oransal azalıştaki ilk 5 il'in toplam azalan miktarı, 107.923 ha ve toplam azalan miktara göre oranı % 2,5 oldu.

13- Burada dikkat edilmesi gereken kavram “Toplam işlenen tarım arazisi” kavramıdır. İşlenebilir, işlemeye elverişli araziler başka bir anlamlar ifade eder. Buradaki kavram, doğrudan ekilen-dikili-dikilen; toprak işlemeli alanı ifade eder.

SONUÇLAR

KAYBEDİLEN TARIM ARAZİLERİNİN 2/3'Sİ YİNEDEN ÜRETİME KAZANDIRILABİLİR

Kaybedilen arazinin ne kadarının terk, ne kadarının imar ve yapılaşma, ne kadarının vasıf kaybı olduğunu bilmiyoruz. Tahminen kaybedilen arazinin 2/3’nün geri kazanılabileceği ve yeniden ekim-dikime açılabileceği düşünülmektedir.

ÜRETİME KAZANDIRILMASI İÇİN ÖZEL BİR ÇALIŞMA YAPILMALI 

İşlenebilir ve işlemeye elverişli olup işlenmeyen arazilerle beraber yaklaşık 3,5 milyon ha. arazinin tekrar üretime kazandırılabileceği, bunun için özel bir çalışma ve planlama yapılması gerektiğini düşünmekteyiz.

KARADENİZ BÖLGESİNDE GERİ DÖNÜŞÜ MÜMKÜN OLMAYAN BİR TEHLİKE YAŞANIYOR

Karadeniz’deki kayıpların diğer yerlere göre yapılaşma ağırlıklı olduğu gözlemlenmektedir. Yüksek kesimlerde ise durum terk yönüne dönmektedir. Karadeniz’deki bu durum oldukça tehlikeli ve geri dönüşü zor, yeniden üretime kazandırılması imkansıza yakın olarak görülmektedir. 

TÜRKİYE'NİN İTHAL ETTİĞİ ÜRÜNLER BU ARAZİLERDE ÜRETİLEBİLİR

Pamuk, Ayçiçeği, Mısır, Soya, Buğday gibi en yüksek açık verdiğimiz, ithalat bedeli ödediğimiz ürünlerin, bu araziler için alternatif bir üretim biçimi olduğu düşünülebilir. Hatta genel kanaatler bu yönde beyan edilmekte; sadece bu arazilerin tarıma kazandırılması ile bu açıkların giderileceği ifade edilmektedir. Arazi kayıplarının il ve bölgelerini düşündüğümüzde; tarımsal özellikler açısından bu tür bir genellemenin yanlış olduğunu görüyoruz. Ancak geniş bir ülkesel planlama ve ürün patern’lerinin belirlenmesi üzerinden bu arazilerden yararlanılması ve ciddi katkılar sağlanması mümkün görülmektedir.