Bakanlıkta Hürriyet Gazetesi'nden Hacer Boyacıoğlu'nun sorularını yanıtlayan Fakıbaba, şeker fabrikalarının özelleştirilmesine karşı olmadığını ancak et, şeker gibi kritik sektörlerde devletin regülasyonunun olması gerektiğini belirterek, nişasta bazlı şeker tartışmalarına açıklık getirdi. Fakıbaba, “Hekim olarak ben tatlının da, unlu mamullerin de fazlasına karşıyım. Kaldı ki, nişasta bazlı şekere tam karşıyım. Zaten kotalarını azalttık. Ama nişasta bazlı şekeri tamamen kaldıran ülke yok. Çünkü o kıvamı tutmuyor. Ama bunu mümkün olduğunca azaltmak ve (ürünün) üzerinde ne kadar kullanıldığını yazmak, bunu bilmek tüketicinin hakkıdır" ifadelerini kullandı.

MARKETLER DİKKAT ETSİN

Fakıbaba, kıyma ve kuşbaşının 29 ve 31 TL'den satılmasına yönelik projenin istedikleri gibi ilerlediğini söyledi. Vatandaşlardan, yarım veya bir kilodan fazla ürün almamalarını isteyen Fakıbaba, “Market zincirlerindeki arkadaşlar da kâr amaçlı olarak almak isteyenlere karşı, ürünleri vermemeleri gerekir. Dar gelirli vatandaşlara katkı, mutfakları şenlensin diye yapılan önemli bir regülasyon projesi bu" dedi. Kurban bayramı için de önlemleri şimdiden almaya başladıklarını kaydeden Fakıbaba, “Kurbanlık hayvan ithalatı için istediğimiz tarihte olmak üzere, sözleşmeleri imzaladık. Fiyatı regüle edebilecek, üreticiye zarar etmeyecek, tüketiciyi de rahatsız etmeyecek şekilde ve miktarda hayvan ithalatı sözleşmelerini yaptık" ifadelerini kullandı. Fakıbaba, “Seçim erkene alınmasaydı birkaç yıl içinde ithalatı bitirebilecek noktaya geleceğimizi rakamlarla halka anlatabilecektim. Bundan sonra gelecek olan arkadaşın da aynısını yapacağını düşünüyorum" dedi.

29-31 TL PROJESİ

Fakıbaba şöyle devam etti: “Benim ithalatı genişleterek çok fazla eti getirerek, üreticiyi rahatsız etmek gibi bir derdim yok. '29-31 lira' diyorum. Kendi kasabından da istediği zaman 35-36 liraya alabilir, bu da adamı rahatsız etmiyor. 'Bu benim devamlı kasabım, 4-5 lira fazla veriyorum ama ben de istediğim yerden etimi alıyorum' diyor. Kasaplar da memnun. Ben kasaplarla da konuşuyorum, 'Eskiden insanlar 100 gram-200 gram et isterken ve ben rahatsızken, o insanlar icabında market zincirlerine gidiyor, yarım kilo etini alıyor' diyorlar. Herkesin kendine göre bir pazarı var. Komünist ülkeler gibi 'tüm fiyatlar eşit olacak' öyle bir dert içinde değiliz. 29-31 olmasaydı, kıyma kuşbaşı fiyatları çok daha yüksek olacaktı."

Gıda güvenliğiyle ilgili birçok iddianın zaman zaman gündeme gelmesi sorusuna da yanıt veren Fakıbaba, “Böyle algılar oluşturuluyor. Ben 'Yüzde 100 böyle birşey yok' diyemem. Ama yakaladığımız zaman canına okuruz. İnsanlar eroin de esrar da satıyor. Vicdansız insanlar var. Çok az sayıda da olsa bunu yapabilecek insanlar var. Bu dünyanın her yerinde var. Ama biz yakaladığımızda vallahi de canına okuruz, dumanını da attırırız" açıklamasını yaptı" dedi.

KÜÇÜKBAŞ HAYVAN İTHALATINI KESECEĞİM

Küçükbaş hayvan ithalatını hemen kesmeyi düşündüklerini söyleyen Fakıbaba, şunları söyledi: “500 bin damızlık koyun projesi önemli. Biz niye hayvan ithal ediyoruz? Ana eksik, ana eksik olduğu için hayvan elde edemiyoruz. Büyükbaşta 16 milyon büyükbaşımız var. 1 milyon düveye ihtiyacımız var, 250 bin düveyi zaten proje kapsamında yürütüyoruz. Geldim 'et ucuzlayacak' dedim, ucuzladı. Şimdi de çok emin bir şekilde, hayvan sayısındaki bu artıştan dolayı 'hayvan ithal etmeyeceğiz' diyorum."

TAVADA YUMURTA BİR DİLİM EKMEK

Türkiye'nin gıda israfıyla da mücadele etmesi gerektiğini kaydeden Fakıbaba, şunları söyledi: “Bazı yerlere gidiyorum, sofrada binbir çeşit oluyor. Mesela benim evde kahvaltım yağda kızarmış bir yumurta ve bir dilim ekmek. Çatalla ekmeğin üzerine koyuyorum ve yiyorum. Diyorum ki, 'Hanım yine harika bir kahvaltı yaptım.' O kadar büyük zevk alıyorum ki. Bu kahvaltı bana yetiyor. Çok abartı var. İnsanın alabileceği bir kalori vardır, onun üstü zarardır."

ALIM GÜCÜ ARTTIĞI İÇİN ETE TALEP YÜKSELDİ

2002-2017 döneminde sığır sayısının yüzde 50, küçükbaş hayvan sayısının ise yüzde 40 arttığını belirten Fakıbaba, “Bu artışa karşılık halkın alım gücünün yükselmesi sonucu tüketim alışkanlıklarının değişmesi, nüfus artışı, 3.5 milyon mülteci ve 30 milyonu aşkın turist varlığı gibi etkenler kırmızı ete olan talebi yükseltti" dedi.

KANATLI İÇİN ÇALIŞMAMIZ VAR

Fakıbaba, “Yerli besi yapanlara büyükbaş hayvan başına 250 lira destek bizim zamanımızda verildi. Bu besi desteğidir, yem desteğidir. Son bir hafta içinde, hiçbir talep gelmediği halde, başbakanımızla görüşerek, prim desteklerini sıcak süt için 3 kuruştan 5 kuruşa, soğuk süt için 6 kuruştan 10 kuruşa, örgütler aracılığıyla pazarlanan soğuk süt için de 7 kuruştan 12 kuruşa çıkardık. Kanatlı için de yem fiyatlarıyla ilgili çalışmalarımız ve arayışlarımız devam ediyor" açıklamasını yaptı.

TARIMDAN HABER