Meclis'te basın toplantısı düzenleyen Karakaya, TMO ve ESK'ya ithalat yetkisi verilmesinin, piyasaların gerektiğinde hem üretici hem de tüketici lehine regüle edilmesinde öteden beri kullanılan bir araç olduğunu ancak böyle bir yetkinin hasat döneminin ortasında verilmesinin regülasyon tekniği açısından son derece yanlış olduğunu kaydetti. Karakaya, "Bu yetki hasattan çok sonra genellikle fiyatların anormal düzeyde yükselmesi söz konusu olduğu zamanlarda fiyatın düşmesi maksadıyla verilir. Hatta çoğu zaman da bu yetkiler kullanılmadan maksat da hasıl olur. Verilen bu yetki ithalat yapılacağı anlamına gelmez, gelmemelidir de. Bu, spekülatörlere ve muhtemel spekülasyonlara karşı kamu gücünü kullanma yetkisidir. Gelin görün ki yaptığı ilk hatayı düzeltmeye çalışan Hükümet bunu da ağzına yüzüne bulaştırmış, çiftçi aleyhine sonuçlanmasına neden olmuştur. Bu, iyi niyetle yapılmış olsa bile manipülasyona açık böyle bir konuda gerekli bilgilendirme ve aydınlatmalar yerinde ve zamanında yapılmamıştır. Bu, acemi birisinin suni teneffüs yapmaya çalışırken kazazedenin ölüm riskini daha da artırması gibi bir şeydir" ifadesini kullandı.

HÜKÜMET İTHAL SİLAHINI KULLANIYOR

Hububat üreticisinin, 2003 yılından bu yana alın terinin karşılığını almadığını söyleyen Karakaya, o tarihlerde 1 litre mazot almak için 2,5 kg buğday satan çiftçinin, bugün yaklaşık 5 kg buğday satmak zorunda kaldığını ifade etti. Karakaya, Hükümetin, gıda fiyatlarının her yükselişinde hep ithal silahını kullandığını, buna karşın her seferinde fiyatların düşme yerine daha da yükselerek geri döndüğünü dile getirerek, “İthalatı üretimin alternatifi görmek AKP hükümetlerinin genel yaklaşımı olmuştur. Bugün de maalesef aynı şeyi yaparak farklı sonuç beklendiğini görmek Türk tarımı adına üzücü bir durumdur" dedi.

Karakaya, şunları kaydetti:

"Gıda fiyatlarında yaşanan öngörülemeyen artışların sebebini, gıdanın hammaddesi olan tarım ürünlerinin fiyatlarında arayan Hükümet fevkalade yanlış bir yoldadır. Hükümet, ithalatı üretimin alternatifi görme anlayışından vazgeçmeli ve piyasa temelli çözüm politikaları yerine bir an önce tarımın yapısal sorunlarına yönelik çalışmalara hız vermelidir. Başta mazot, gübre, elektrik, tohum ve finans olmak üzere girdi maliyetleri düşürülmeli ve dünya girdi maliyetleriyle uyumlaştırmalar sağlanmalıdır. TMO bir an önce Tarım Ürünleri Müdahale Kurumu haline dönüştürülmeli, fiyat istikrarının sürdürülebilir kılınması için de vadeli işlemler ve lisanslı depoculuk faaliyetleri etkinleştirilmelidir."