Bakan Çelik, Bursa'nın merkez Osmangazi ilçesi Hürriyet Mahallesi'ndeki Gıda ve Yem Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü bünyesindeki "Ulusal Gıda Starter Kültür Gen Bankası"nın açılış töreninde yaptığı konuşmada, tesiste, gıda endüstrisinin ihtiyaç duyduğu mayaların yerli kültürden üretileceğini söyledi.

Tarımın son derece önemli ve stratejik bir sektör olduğunu vurgulayan Çelik, "Nüfus artıyor, topraklar azalıyor, ihtiyaçlar artıyor. Dünya insanlığı, küresel ısınma ve iklim değişiklikleriyle karşı karşıya. Bundan dolayı ekmek, gıda, çok önem arz etmeye başladı. Dünyada bir taraftan da açlık ve yoksulluk söz konusu. Gıdaya erişimde bugün 39 ülkede sıkıntı çekiliyor." diye konuştu.

"Türkiye, tarım alanında çok ciddi mesafeler kat etti"

Suya erişimde 80 ülkede zorluklar yaşandığına dikkati çeken Çelik, şöyle devam etti:

"Önümüzdeki dönem gıdaya, suya erişim çerçevesinde dünya, yeni savaşlarla, çatışmalarla karşı karşıya kalacaktır. Bundan dolayı tarımın stratejik önemi, her gün daha da artmakta ve bu çerçevede de ülkeler çeşitli önlemler almaktadır. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler, kendi ülke topraklarını değerlendirdikleri gibi, kendi ülkeleri dışındaki coğrafyalarda toprak kiralayarak, orada kendi gıda güvenliğini sağlama konusunda büyük çabalar sarf etmektedirler. Bu anlamda Türkiye, tarım alanında çok ciddi mesafeler kat etti. Geldiğimiz noktada, 161 milyar liralık tarımsal hasılamız, 17 milyar dolarlık tarımsal ihracatımız var."

Çelik, tarımda önemli bir noktaya gelinse de bunun yeterli olmadığını dile getirerek, "Geleceğimizin gıda açısından güvende olabilmesi için mutlaka yeni hedefler koymak durumundaydık. Şu anda 2023'e doğru giderken 150 milyar dolarlık tarımsal hasıla, 40 milyar dolarlık tarımsal ihracatı gerçekleştirme hedefiyle kollarımızı sıvamış bulunuyoruz." ifadelerini kullandı.

"300 ova tarımsal sit alanı ilan edilecek"

Dünyanın her yerinde toprak kaybının çok hızlı bir şekilde devam ettiğine değinen Çelik, "Ülkemizde de aynı şekilde, hızlı bir şekilde topraklarımızın tarımdan çıkmaya başladığını gördük. 'Bu tehlike karşısında alınması gereken keskin önlemler olmalıdır' anlayışıyla işe başladık ve şu anda 141 ovayı Türkiye'de tarımsal sit alanı ilan ettik. Bakanlar Kurulu kararı yayımlandı. Buralara bir çivi dahi çakılamayacak. Bu 141 ova ile kalmayacak, ilk etapta 300 ova tarımsal sit alanı ilan edilecek." dedi.

"Toprağı yele, sele vermeyelim"

Çelik, toprağı korumanın yanında niteliğinin de önemli olduğunu, bu sebeple herkese, toprağın niteliği ve fiziki olarak korunmasıyla ilgili görevler düştüğünü belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Onun için biz diyoruz ki toprağı yele, sele vermeyelim, düşmanlara da sesleniyoruz; toprağı ele de vermeyeceğiz Allah'ın izniyle. Topraktan tohuma, tohumdan gübreye, mazota ve ilaç kullanımına, fidana, fideye, hayvancılığa, desteklemelerin nasıl olması gerektiğine, üretilen ürünlerin lisanslı depolarda nasıl depolanması gerektiğine, sulamanın nasıl yapılacağına ve en önemlisi de pazarların bulunması noktasında kendimize A'dan Z'ye bir yol haritası çıkardık ve şimdi topraktan başladık."

Gıda ve Yem Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsünde gıdaların araştırıldığını aktaran Çelik, "Gıdaların güvenliği çok önemli. Biz fiziki olarak 6 bin 600 teknik elemanımızla Bursa'da ve Türkiye'de satılan gıdaların denetimini yapıyoruz ama aynı zamanda burada laboratuvarlarda bunlar incelenerek, neyin ne olduğunu, soframıza gelenlerin nasıl ürünler olduğunu da bir güvenceye alma adına bu çalışmalarımızı yoğunlaştırmış bulunuyoruz" diye konuştu.

"Gen kaynaklarımızı korumak için yoğun bir şekilde gayretlerimizi sürdürüyoruz"

Çelik, bakanlık olarak biyoçeşitliliği koruma görevlerinin de bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Ülkemizde 4 bin endemik ve 13 bin toplamda bitki türü var. Bu, son derece önemli. Bu alanda 18 araştırma enstitümüz yoğun bir şekilde çalışmalarını sürdürüyor. Ayrıca gen bankalarımızda gen kaynaklarımızı korumak için de yoğun bir şekilde gayretlerimizi sürdürüyoruz. Ankara ve İzmir'deki gen bankalarımızda 3 binin üzerinde bitki türüne ait 121 bin adet örneği muhafaza ediyoruz. Biz, 6 enstitüde bin 200 türe ait 300 bin 'geofit' dediğimiz yumrulu ve soğanlı süs bitkileri gen kaynağını muhafaza ediyoruz; iki enstitüde serma, embriyo DNA, hücre olmak üzere 5 tür, 30 ırka ait 88 bin gen kaynağını muhafaza ediyoruz. Bunun yanı sıra 25 ilimizde halk elinde korumaya dönük çok ciddi gen kaynaklarını muhafaza ediyoruz."

"Tüm gıdaların mikroorganizmaları muhafaza edilecek"

Su Ürünleri Gen Bankası'nın yakın zamanda Trabzon'da hizmete açılacağı bilgisini veren Çelik, "Bursa'da açtığımız bu gen bankası ise kredi veren bir banka değil. Geleceğe güvenle bakabilmemiz, sofralarımıza güvenle oturabilmemiz açısından bu gen bankası önemli. Ulusal Gıda Starter Kültür Gen Bankası'nı, 'starter kültürler, kontrollü şartlarda gıda üretiminde kullanılan faydalı mikroorganizmalar' diye özetlemek doğru olur. Bu bankada, bu faydalı mikroorganizmaları, Türkiye genelindeki tüm gıdaların mikroorganizmalarını burada muhafaza edeceğiz. Bu kendi kültürümüzden kaynaklı genler, Türkiye'ye bu noktadan hizmet eder olacak." değerlendirmesinde bulundu.

Konuşmanın ardından merkez önünde fidan dikimi gerçekleştirildi. Bakan Çelik, Bursa Valisi İzzettin Küçük ve beraberindekilerle açılış kurdelesini keserek laboratuvarları gezdi, yetkililerden bilgi adlı. Daha sonra Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü binasına geçen Çelik, burada çalışanlarla birlikte yemek yedi.

Kaynak: Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı