Şeker fabrikaları için özelleştirme kararı alınması üzerine Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (ESAM), düzenlediği 'Milli Değer Milli Gelecek Şeker Zirvesi'yle şeker fabrikalarının ülke ekonomisine katkısını masaya yatırdı. Meyra Place Hotel'de gerçekleşen zirveye, siyasetten şeker sektörü temsilcilerine ve işçilere kadar yüzlerce katılımcı iştirak etti.

ESAM tarafından organize edilen 'Milli Değer Milli Gelecek Şeker Zirvesi' başkent Ankara'da geniş bir katılımla gerçekleştirildi. Özelleştirilmesi gündemde olan 14 şeker fabrikası'ın masaya yatırıldığı zirvede “Cumhur İttifakı" çatısı altında birleşen AK Parti ve MHP dışında bütün siyasi partilerden temsilciler katıldı.

Şeker Zirvesi'nin açılış konuşmasını yapan Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi Genel Başkanı Recai Kutan, zirveyle şeker konusunu enine boyuna tamamen bilimsel bir şekilde ele almayı amaçladıklarını belirterek, şeker fabrikalarının özelleştirilmesine basit bir özelleştirme gibi bakılamayacağını ifade etti.

“Nerede pancar varsa orada hayvancılık gelişmiştir" diyen Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu şunları kaydetti: “Biz milyarlarca dolar ödeyip hayvan ithal ediyoruz. Yetmedi et ile saman ithal ediyoruz. Bunların hepsi gelip pancara dayanıyor. Bu kadar etkili bir sektör olan pancar şansa bırakılmamalıdır. Şeker fabrikalarının satılması çok ciddi bir sorun oluşturur. Pancar havayı bile temizliyor. Eğer hükümet bu konuda duyarlılık göstermezse, özelleştirme yaparsa çiftçiye son darbeyi vurmuş olacak. Şeker fabrikaları özelleştirilirse işsizlik katlanacak."

PANCAR TÜRK TARIMININ ÖNEMLİ BİR ÜRÜNÜDÜR

Şeker Zirvesi'nin açılış konuşmasını yapan Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi Genel Başkanı Recai Kutan, zirveyle şeker konusunu enine boyuna tamamen bilimsel bir şekilde ele almayı amaçladıklarını belirterek, şeker fabrikalarının özelleştirilmesine basit bir özelleştirme gibi bakılamayacağını ifade etti. Dünya Gıda Örgütü verilerine göre Türkiye'nin dünya şeker pancarı üretiminde 6'ncı sırada olduğunu hatırlatan Kutan, “Görülüyor ki pancar Türk tarımının önemli bir ürünüdür. Pancar tarımı çiftçimiz açısından önemlidir. Katma değeri yüksek bir üründür. Ayrıca hemen her şeyi değerlendirilmektedir. Posası, yaş ve melaslı kuru küspesi ucuz hayvan yemi olarak kullanılmakta, hayvancılık açısından da önem taşımaktadır. Bunların yanı sıra şeker pancarı çevreci bir bitkidir de" dedi.

MİLLİ MENFAATLERE AYKIRI POLİTİKADAN VAZGEÇİLMELİ

Özelleştirme konusunun sadece fabrikaların bulunduğu bölgelerdeki vatandaşları değil, bütün Türkiye'yi ilgilendirdiğini söyleyen Kutan, “Fabrikaların özelleştirilmesi durumunda bunun ülkeye bedeli çok ağır olur. TEKEL özelleştirilerek tütün yok edildi, şeker fabrikaları da satılırsa stratejik ürünümüz olan pancarı da kaybederiz. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi sonucu Doğu ve Güneydoğu'dan pek çok aile büyük şehirlere göç etmek zorunda kalacak ve bu aileler sefalet içerisine düşecektir. Bu yanlış, milli menfaatlere aykırı uygulanan politikalardan bir an önce vazgeçilmelidir" diye konuştu.

BASİT BİR ÖZELLEŞTİRME OLARAK BAKAMAYIZ!

Milli Selamet Partisi ve Refah Partisi döneminde çiftçinin gelirinin artması için Doğu ve Güneydoğu'da şeker fabrikalarının açıldığına vurgu yapan Kutan şunları kaydetti: “Türkiye'de pancar ile geçinen 110 bin aile vardır. Şeker pancarı tarımı ve şeker üretimi 1926 yılından bu yana ülkemiz tarımının vazgeçilmezidir. Özelleştirilecek 14 fabrika, bin 575 köyden pancar alımı yapmaktadır. Bu fabrikalar 1,25 milyon dekar alanda üretim yapan 47 bin 758 çiftçimizden pancar alımı yapmaktadır. Yine bu 14 fabrikada, 4 binin üzerinde çalışanla 7 milyon ton şeker pancarı işlenmekte ve 947 bin ton şeker, 322 bin melas, 2 milyon 74 bin ton yaş küspe üretilmektedir. Görülmektedir ki, pancar şekeri üretimi, sadece gıda ile sınırlı bir sektör değildir. Birçok sektörü de kapsamına alan entegre bir üretimdir. Bu sebeple şeker fabrikalarının özelleştirilmesi olayına, basit bir özelleştirme olayı gibi bakamayız."

370 BİN ÇİFTÇİ İŞSİZ KALDI

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu 'Şeker Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, şekerin ne kadar önemli olduğuna vurgu yaparak, “Ülkemizin karşılaştığı birçok mesele var. Bunlardan bir tanesi işsizliktir. Şeker fabrikaları özelleşirse işsizlik bir miktar daha artacak. Şeker fabrikalarında çalışan nüfus çok fazla değil ancak pancardan geçimini sağlayan kişilerin sayısı oldukça yüksek. 20 yıl önce ekilen arazi 500 bin hektardı, burada çalışan kişi sayısı 492 bin civarındaydı.

Bugün ekilen arazi yarının altına düştü, çalışan nüfus ise dörtte birinin altına yani 120 bin binlere indi. 370 bin civarında çiftçi 20 senede işsiz kaldı. Çünkü kotalar konuldu, şeker üretimi kısıldı. Kotalar kalksa ihracat artar. Türkiye ne kadar şeker üretse fiyatlar düşüyor. Bunu bilmeden, takip etmeden şeker politikası yürütmek doğru değil. Türkiye'de şu an 3 milyon işsiz insan var. Topraklar ekilmeyince işsizliğin yanında bir de ülkemizde iç göç başladı. İnsanlar geçimlerini oturdukları topraklardan kazanamayınca göç etmek zorunda kalıyorlar. 3 yıl içinde doğudan batıya göç edenlerin sayısı 3 milyon civarında yer alıyor. Bu, çok ciddi bir rakam" dedi.

SATIH BÜTÜN VATANDIR

Anadolu'nun boşaldığının altını çizen Karamollaoğlu, şöyle devam etti: “Mustafa Kemal'in çok meşhur bir sözü var. Sakarya Meydan Muharebesi'nde ordunun biraz geri çekilmesi konuşulduğunda Mustafa Kemal, 'hattı müdafaa değil, sathı müdafaa esastır. Ve o satıh bütün vatandır' demişti. Bize ise şimdi sathı terk ediyoruz. Ordu sınırları korur. Toprağı ise üzerinde geçimini sağlayan insan korur. Tarıma verilen destek şu anda tarım kanununda bahsedilen rakamın üçte biri durumunda.

Tarıma destek vermeyince çiftçi nasıl ayakta duracak? Çiftçiyi ayakta tutmak için desteğe ihtiyaç var. Tarımı ayakta tutmak için desteğe ihtiyaç var. ABD ve AB dahil tarımın stratejik bir mesele olduğunu bilerek, tarıma ciddi desteklerde bulunuyor. Destek vermeden rant meselesi düşünüldüğünde tarım politikası yanlış olur. Şekeri biz üretmezsek ithal etmiş olacağız. Şeker ithalatından vazgeçeceğiz ya da şeker satacağız. Ülkemize döviz kazandıracağız. Bunun için bu noktada hükümetin almış olduğu bu karardan vazgeçmesi gerekir."

BEYAZ AK PARTİLİ O ZAMAN ANLAYACAK

“Nerede pancar varsa orada hayvancılık gelişmiştir" diyen Karamollaoğlu şunları kaydetti: “Biz milyarlarca dolar ödeyip hayvan ithal ediyoruz. Yetmedi, et ile saman ithal ediyoruz. Bunların hepsi gelip pancara dayanıyor. Bu kadar etkili bir sektör olan pancar şansa bırakılmamalıdır. Şeker fabrikalarının satılması çok ciddi bir sorun oluşturur. Pancar havayı bile temizliyor. Eğer hükümet bu konuda duyarlılık göstermezse, özelleştirme yaparsa çiftçiye son darbeyi vurmuş olacak. Bugün bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Bir Kızılderili deyişiyle bu arkadaşlara seslenmek istiyorum; son fabrika satıldığında, son üretici toprağını terk ettiğinde, beyaz AK Partili adam beton ve asfaltın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak."

YERLİ ÜRETİM ANLAYIŞINA BÜYÜK TEZATLIK OLUŞTURUYOR

Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök ise şeker fabrikalarının özelleştirilmesinin yerli üretim anlayışına büyük bir tezatlık oluşturduğuna dikkat çekerek, “Şundan eminiz; şeker fabrikalarını satışa çıkarmak; Türk şeker sektörünü bitirmek, fabrikaları kapatmak, pancar şekeri üretimini fiilen sonlandırmak, insanımızı ithal ve sağlıksız şekere mahkûm etmek ve yerel birçok ekonomiyi ortadan kaldırmaktır.

Biliyoruz ki bu yanlış karar, tarımda yetersizliğe işaret eden meseleleri daha da artırmak, yatırım programlarını hızlandırma kararını vermiş bir iradenin halka mal olmuş yatırımlarını gözden çıkarması demektir. Bu ürünü bu elverişli topraklarda yetiştirmeyip, geçen yıl olduğu gibi 250 bin ton şekeri ithal edeceksiniz. Katma değerse katma değer, istihdamsa istihdam, Doğu Anadolu'yu kalkındırmaksa kalkındırmak. Hepsi ama hepsi, şeker fabrikalarının ana fonksiyonudur" dedi.

ÇARE ÜRETİLECEĞİNE SORUN ÜRETİLİYOR

Yürütmenin durdurulması için hukuki süreci başlattıklarını söyleyen Gök şunları kaydetti: “Diğer taraftan, kamuoyundan sosyal medyaya, yazılı ve görsel basından siyaset dünyasına bilim ve akademi camiasına değin geniş bir kitlenin harekete geçtiği bu süreç içerisinde, başlattığımız imza kampanyasında vatandaşlık kimlik numaralarını hiç çekinmeden veren 1,5 milyonu aşkın vatandaşımıza ulaştık. Türkiye'de ne yazık ki en çok kriz ve reçete üretiliyor. Çünkü Türkiye'de özellikle şeker sektöründe yıllardır ilaç üretileceğine reçete üretiliyor, çare üretileceğine sorun üretiliyor."

ŞEKER VATANDIR VATAN SATILAMAZ

İktidar partisinin şeker fabrikalarını özelleştirme kararı sonrası komisyon kurduklarını söyleyen Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba ise, “Sadece özelleşecek değil, şimdilik kapsam dışı bırakılan fabrikalara da gitme kararı aldık. İktidar partisi şeker fabrikalarını yok pahasına elden çıkarmak istiyor. Bu satışa karşı çıkışımız, siyasi bir gerekçeyle değil. Çünkü biz ilk günden beri aynı duruşumuzu koruyoruz. 'Şeker fabrikaları ekmektir' diyoruz. Şeker fabrikaları halkımızın alın teridir diyoruz. Şeker fabrikaları Cumhuriyet'in değeridir diyoruz. Şeker fabrikaları vatandır diyoruz. Vatan satılmaz diyoruz" ifadelerini kullandı.

ŞEKER FABRİKALARI KONUSUNDA MİLLİ DURUŞ BEKLİYORUZ

Son dönemlerde yerli ve milli vurgularının yapıldığını kaydeden Ağbaba, “İktidardakiler her gün yerlilikten ve millilikten bahsediyor. Kendi beceriksizliklerini dış güçler edebiyatıyla örtmek istiyor. Ama iş, bu ülkenin topraklarında yetişen pancara, bu ülkenin üretimi olan fabrikalara geldiğinde yerli ve milli olamıyorlar. Bugüne kadar bir tane fabrika yapmamış olanların, Cumhuriyet'in kurduğu fabrikaları birer birer satarak sayılı günlerini uzatmasına karşı çıkıyoruz" ifadeleriyle konuşmasını sürdüren Ağbaba, “Bu fabrikaları Atatürk kurdu, İsmet İnönü, Menderes, Demirel, Erbakan, Özal, Ecevit kurdu. Bu fabrikaları satmak onların kemiklerini sızlatır. Bu fabrikaları satmak Türkiye'nin değerlerine hakarettir. Geçmişine, geleceğine darbe vurmaktır" dedi. Afrin şehitlerini de anarak konuşmasını sürdüren Ağbaba, “İktidar partisi tüm Türkiye'den Afrin operasyonu için milli bir duruş bekliyor. Bu milli duruş zaten sağlanmış durumdadır. Ama bizler de AKP'den, şeker fabrikaları için milli bir duruş bekliyoruz" dedi.

MİLLİ GAZETE'YE TEŞEKKÜR EDİYORUM

Bu son özelleştirme kararıyla pancar üreticisinin yandı, bitti kül olduğunu söyleyen İYİ Parti Isparta Milletvekili Nuri Okutan, duyarlı haberlerinden dolayı Millî Gazete'ye teşekkür ederek şunları kaydetti: “Bu kötü gidişe dur diyen seslerin başında, yayınlarıyla bizleri ve milletimizi bu hususta aydınlatan Millî Gazete'ye ve değerli çalışanlarına huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum. Bu özelleştirmede her şey işte bu cesur gazetenin hepimizin hafızalarına kazınan 'Şekerde büyük satış' manşetiyle başladı.

Aslında işin evveliyatına dair de çok söz söylendi, haberler yapıldı, eylemler yapıldı ama o manşet milletimizi kendine getirdi. Şimdi bu özelleştirme uygulamasında da yine uluslararası güçlerin tıpkı üst kurul furyası döneminde olduğu gibi devrede olduğu açıktır. Türk şekerine bitirici darbeyi vurmak ve bu piyasayı tamamen kontrollerine almak istiyorlar. Milli ve yerli olduğunu iddia eden iktidar, arada bir “ey Amerika" diye efelenen iktidar elin Amerikan Cargill firması, “şeker fabrikalarınızı özelleştirin" diyor, bizimkiler de “başüstüne" diyor. Böyle yerlilik ve böyle millilik olur mu? “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu."

ÖZELLEŞME ULUSLARARASI TEKELLERE TESLİM OLMAKTIR

Büyük Birlik Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Gürhan, parti olarak özelleştirmeye karşı olmadıklarını ancak özelleştirme olacaksa da nedenlerinin millete açıklanması gerektiğini kaydederek, “Bu sebeple Büyük Birlik Partisi olarak 14 şeker fabrikasının özelleştirilmesine karşıyız. Daha önce benzer özelleştirmeler gördük. Ekonomik olarak kaybedeceğimizden ve şeker sektörünün NBŞ sektörünün eline geçeceğinden endişe ediyoruz.

Bu fabrikalar özelleştirildiğinde şeker pancarının yerini artık NBŞ mi alacak? Bu fabrikaları alanlar şekeri bırakıp arsaları ayrı, binaları ayrı şekilde kullansa ne olacak? NBŞ'nin sağlık açısından çok büyük zararlar verdiğini hepimiz biliyoruz. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi demek, uluslararası tekellerin politikalarına teslim olmaktır. BBP olarak bu karara karşı çıkıyoruz ve yeniden gözden geçirilmesi ve halkın görüşlerinin alınmasını istiyoruz. İlla satılacaksa bunun gerçek sahiplerine devredilmesini istiyoruz" diye konuştu.

ŞEKER PANCARININ ALTERNATİFİ YOK

Hüdapar Genel Sekreteri Şehzade Demir ise yaptığı konuşmada, şeker fabrikalarının özelleştirilmesinin bütün yönleriyle ele alınması gereken bir konu olduğunu ifade ederek, “Şeker fabrikaları artısı-eksisi, işçisi, üreticisi, tüketicisi vs. her şey düşünüldükten sonra ancak bir karara varılmalıdır. Pancar sektörü çok önemli bir sektördür, milyonlarca vatandaşın istihdamını sağlayabilecek bir sahaya sahip. Şeker işçisi, üreticisi, nakliyecisi ve aileleri oradan ekmek yiyen on binlerin mağdur edilmemesi gerekir.

Öte yandan şeker pancarının alternatifi yoktur. Son günlerde gündeme gelen kullanım alanı da gitgide artan nişasta bazlı şekerin zararlarını ise görmezden gelmemek lazım. Pancarın ülkeye, ekonomiye, vatandaşa sağladığı fayda gözden kaçırılmamalı. Hem sağlık hem de ekonomik olarak şeker fabrikalarını bırakın özelleştirmek ya da satmak, çok daha büyütülmesi, genişletilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Umarım bu yanlıştan bir an önce dönülür" şeklinde konuştu.

TARIMDANHABER