Son dönemlerde bilinirliği daha da artan organik tarım üretiminde üreticiler fiyatların pahalılığından yakınırken tüketiciler de genel tarıma oranla fazla olan maliyetin karşılanamamasından şikâyet ediyor. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın 2016 organik tarım verilerine göre, Türkiye'de 67 bin 878 üretici, 379 bin 42 hektar alanda 238 çeşit ürünle organik tarım üretimi yapıyor. Pazarın büyüklüğü ise 2016 itibariyla 500 milyon dolar seviyesinde.

Cumhuriyet Gazetesi'nden Gamze Bal'ın haberinde, dünyadaki organik gıda ve içeceklerin perakende pazar payı ise 82 milyar dolar büyüklüğüne ulaştığı bilgisine yer verildi. Dünyada yapılan organik tarımın sağlıklı tüketim kaygısıyla, Türkiye'de ise AB ülkelerinin talebi üzerine ihracat amacıyla başladığını aktaran Buğday Derneği Eş Genel Müdürü Batur Şehirlioğlu, “Biz organik tarıma 1980'lerde Avrupa'ya ihracat gerçekleştirmek üzere başladık. Yani tabandan gelen bir hareket değil” dedi. Mevcut organik gıda üretiminin yüzde 95'inin ihraç edildiğini aktaran Şehirlioğlu, üreticinin verdiği bedelin karşılığında yüksek vergilerle zorlandığını ve istediği gibi kazanç elde edemediğini anlattı.

'ALIM GÜCÜ DÜŞÜK'

Batur Şehirlioğlu, ekolojik tarım ürünlerinin pahalı bulunmasının Türkiye'deki alım gücünün düşüklüğünden kaynaklandığını söyledi. Türkiye'deki fiyatların Avrupa'dan daha pahalı olmadığını, ancak alım gücünün Avrupa'ya göre düşük olmasından dolayı fiyatların pahalı bulunduğunu belirten Şehirlioğlu, “Biz 2006'da Şişli-Feriköy'de organik pazar açtığımızda marketlerdeki organik ürünler yalnızca 2 taneydi. Şimdi bu ürünlere olan talep arttı. Ancak pahalı bulunuyor. Maliyeti yüksek olan ürün ucuz satılamaz. İnsanımızın alım gücü düşük” diye konuştu.

İÇ PAZAR SÜRÜNÜYOR

Türkiye'de gerçekleştirilen organik tarımın ihracat temelli olmasının iç pazarda sıkıntı yarattığına değinen Şehirlioğlu, pazar araştırması yapmadan organik tarım üreticiliğine başlayanlarla da bu sorunların derinleştiğinden bahsetti. Şehirlioğlu, “Üreticilerin çoğu bu işe hevesle başlıyor. Ancak, iç pazar küçük ve sürünüyor. Lojistik de düşünmek zorundayız” dedi. Buğday Derneği'nin öncülüğünde kurulan organik pazarlarda ürünlerini satışa sunduklarını aktaran Saklı Cennet Yönetim Kurulu Üyesi Vildan Yıldız ise, üreticilerin üretim girdi maliyetlerinden olumsuz etkilenmesinin, tüketicilere pahalı fiyat olarak yansıdığını söyledi.

ÜRETİCİNİN BELİNİ BÜKÜYOR

Organik üretimin maliyet artırıcı zorunlu basamaklara ihtiyaç duyduğunu dile getiren Yıldız, üretim aşamasından itibaren her adımı kontrollü giden bir üretim şeklinden bahsedildiği için, bu denetimlerin ve uyulması gereken prosedürlerin bütçesel ağır bir maliyeti olduğunu anlattı. “Bizim gibi üreten, mamul haline getirip pazarlayan şirketlerde bu maliyetlendirme her aşama için tekrarlanarak büyür” diyen Yıldız, bellerini büken konunun ise organik hayvancılık olduğunu kaydetti. “Organik hayvancılık, kâr gayesi güden bir işletme için ilerlenemez bir sektördür şu an. Gökçeada'ya yüklenen kamyon kamyon organik yemler hem zamlı nakliye hem de zamlanan yem fiyatları ile baş edilemez haldedir” diyen Yıldız, “Üretim kadar satış hacmi de yakalansa fiyatlar düşecektir. Bu doğrultuda bakıldığında denge eşit değildir” dedi.