Dikey tarım gösterişli estetik boyutu, iklime meydan okuyan teknolojisi ve her yerde kurulabilir olması gibi nedenlerle tarımın yükselen yıldızı. Her konuda pozitif ayrımcılıkla desteklenen üretim modeli, yatırım maliyetinin yüksekliği ve yüksek enerji ihtiyacından sebep henüz istenildiği kadar hızlı büyüyemiyor. 5 milyar dolarlık pazarın 2026’da 23 milyar dolara ulaşması öngörülüyor. Yapraklı yeşillikler, tıbbi aromatikler ve çilek gibi kısıtlı ürünlerin üretilebilmesi de pazarın büyümesini engelleyen unsurlardan. Buğday dikey tarım teknolojisi ile ekilseydi Pazar ne olurdu hiç düşündünüz mü?

TOPRAKSIZ DİKEY TARIM

Infarm adlı Alman tarım şirketi topraksız dikey teknolojisiyle buğday yetiştirdiğini açıkladı. Verim dudak uçuklatacak türden normal tarıma göre 26 kat verim artışı. Infarm’a göre çeşitli teknolojik gelişmelerle verim yüzde 50 daha artırılabilir.

DİKEY TARIMLI MODERN TARIM EKOSİSTEMİ

Gıda tedarik zincirinin halkaları öyle yara aldı ki tarım ekosisteminin kendini baştan yaratması gerekiyor. Sadece tarımsal üretim tarafı değil insan türü de yeni bir beslenme alışkanlığı edinmek zorunda. Son 2 yıldır Afrika kıtası yoksul ülkeler, “Karadeniz Tahıl Koridoru” antlaşmasından çıkacak sonuçlarla yaşama pamuk ipliğiyle bağlanmış durumda.

Beslenmenin yaşam hakkı olduğu gerçeğini hiçbir yasa koruyamaz hale gelmiş durumda. Yoksullar için gıda güvenliği sona ererken orta sınıf için de sağlıklı beslenme tehlike çanları çalıyor. Beslenme giderek bütçeden daha fazla pay alıyor. Günün sonunda 12 bin yıllık tarım devrimini hatırlatacak türden “yaşamak için beslenme” aşamasına dönmek üzereyiz. Yoksul halkların beslenme hedefi “hayatta kalmak,” zenginler hala zevkü sefa.

YENİ TİCARET YOLLARI YENİ TARIMSAL ÜRETİM MODELLERİ

Son 3 yıldır yaşananlar, iklim felaketi kaynaklı yeni ekonomi coğrafyaları, yeni güç ve göç yolları gibi gelişmeler; tarım endüstrisinin yeniden şekillenmesini gerekli kılıyor. İklim felaketinden nasibini görece az alan şanslı kuzey ülkelerini de dünyanın merkezine uzaklıkları sebebiyle lojistik maliyetler etkiliyor.

Sağlıklı beslenme kaynaklı düşmesini beklediğimiz tahıl üretimi aksine artıyor. Yapay bile olsa beslenme alışkanlıklarımız ekmeğin arasına gizlenmiş et ile şekilleniyor.  Daha çok buğday talebi, beraberinde kaynakların tükenmesi, ormanların azalmasına neden oluyor. Buğday dünyanın karnını doyururken karbon ayak izi arşa değiyor.

DİKEY TARIM İLE GELEN VERİM

Dikey çiftliklerde buğday yetiştirmek hayal gibi. Dünyanın buğday arzı ve yoksul ülkelerin gıda güvencesini jeopolitik ilişkilerden bağımsız üretebilme fırsatı. Yıl boyunca daha çok ekim yapılabilir, gübreye, ilaca gerek kalmaz, verim zaten yüksek. Kuraklık buğdayın sorunu olmaktan çıkar. Bereketli Hilal’de kültüre alınan buğday 12 bin yıl sonra dikey tarım ile insanlığa ikinci şans verebilir mi?

COP27’NİN YILDIZI DİKEY TARIM

COP27 iklim değişikliği gölgesinde tarım teknolojileriyle gezegene umut olmaya çalışanların her birini geçtiğimiz yıl Şarm El- Şeyh’te buluşturdu. Dünyanın en önemli dikey tarım şirketi “Gıda Sistemleri Pavyonuna” ev sahipliği yaptı. Infarm temel mahsul üretimini kontrollü ortamda yapabilen ilk dikey tarım şirketi yapraklı yeşillikler, salatalar, tıbbi aromatikler ve mikro yeşillikler üretiyor.

Şirketin modüler dikey tarım sistemleri yılda 40 metrekarelik alanda 500 binden fazla bitki yetiştirme kapasitesine sahip. Böcek ilacı kullanmadan, yüzde 95 daha az su ile yapılan tarımsal faaliyetlerin çevresel etkisi geleneksel yöntemle olanla kıyas kabul etmeyecek kadar düşük. Söz konusu şirket bir yılda 130 milyon litre su ve 180 bin dekar alan tasarrufu sağlıyor. Hedefleri bilime dayalı net sıfır karbon, teknoloji sen nelere kadirsin.

DİKEY TARIM İLE BUĞDAY ÜRETMEK BİR TARIM DEVRİMİ

Şirketin CEO’su Erez Galonska, “iç mekanda buğday yetiştirmek gezegen için bir kilometre taşı ve küresel gıda güvenliği için gerçek bir devrim” diyor.

En büyük zorluk geniş alanlarda buğday üretebilmek. Yüksek enerji maliyetleri nedeniyle şimdilik hayal olsa da enerji sorunu çözülür çözülmez gerçek bir alternatif olmaya aday. Devasa çöllere kurulmuş dikey buğday tarım çiftlikleri, buğdayı silah olmaktan kurtarabilir mi?

Binlerce yıl önce Bereketli Hilal, Orta Asya gibi bölgelerde insanlığın umudu olan buğday şimdi de dikey çiftliklerde, türünü kaybetme noktasına gelmiş insanlığa yeni bir heyecan yaşatsa da bazı uzmanlar dikey tarımın maliyetler nedeniyle bazı ürünler dışında henüz tarım endüstrisinin gerçek bir aktörü olamayacağı görüşünde.

Tüm dünyadaki insan diyetinin yüzde 30’unu oluşturan buğday ekim alanlarında ilk sırada. Buğdayı iklimden, topraktan ari yetiştirmenin zamanı geldi geçiyor olsa da enerji sorunu gezegenin ortak problemi çözmeye henüz yaklaşmış sayılmayız.

Her türlü zorluğa rağmen meraklı bilim insanları denemeye devam ediyor.  Bir çiftlikte buğday büyümesi modellendi. Buğdaya 24 saat boyunca çeşitli düzeyde ışıklar verildi. Verimin hektar başına 600 kat daha fazla olabileceği ortaya çıktı. 10 katmanlı çiftlikte ortaya çıkan bu verim 100 katmanlı bir çiftlikte çok daha büyük bir verimlilik anlamına geliyor.

DİKEY TARIMLA BUĞDAY ÜRETİMİ MODELLENDİ

Dikey tarımda buğday üretimi modellendi; Proceedings Of The National Academy Of Sciences tarafından yapılan bir çalışmada, optimize edilmiş yapay ışık sıcaklık ve karbondioksit seviyeleri altında 10 katmanlı bir dikey tarım tesisinde büyüme simüle edildi. Araştırma sonucunda dikey tarım alanındaki buğday üretiminin  normal üretimden yüzlerce kat verimli, yılda birkaç hasat, suyu sürekli kullanmadan kaynaklı su ve toprak tasarrufu gibi avantajlar sağladığı ortaya çıktı. Hastalıklardan ve iklim felaketinden ari bir üretim pek çok sorunun çözümü gibi duruyor.

DİKEY TARIMDA İKLİM FELAKETİ YOK

Kapalı alanlarda kuraklık yok, kasırgalar mahsullere zarar veremiyor, istilacı hayvan ve bitki türleri kapıdan içeri giremiyor. Burada su çok az kullanılıyor, besinlerin hepsi bitki kökleriyle buluşuyor, dikey tarımda üretilen ürünlerin besin değeri benzerlerine kıyasla çok daha yüksek. Enerji maliyetleri ve yatırım maliyeti nedeniyle henüz gıda değer sistemine çözüm olarak anılmasa da gelecekçi tavrı, kaynakları etkin kullanma yönüyle kesinlikle gezegenin geleceği için önemli bir fırsat.

Felsefesi; topraktan, iklimden, ekosistemden bağımsız gıda güvencesi yaratmak olan dikey tarım çiftlikleri bugün olmasa da yarın yanı başımızda. Metro çıkışında, terkedilmiş depolarda, eski sığınaklarda yeşermeye hazır.

FİYAT KIRILGANLIĞI, BASKI, TEHDİT YOK

Fiyat kırılganlığı sıfırlanmış bir gıda sistemi, arz ve talebin öngörülebilir üretim planıyla desteklendiği, kaynakların minimum kayıpla kullanıldığı en önemlisi de toprağın doğal yaşam için bırakıldığı dikey tarım çiftlikleriyle eşsiz bir geleceğe çok yaklaşmak üzereyiz.

ANTROPOSEN BESLENME BİLİNCİ

Un kurduyla proteince zenginleştirilmiş ekmek hapları hiç uzak değil. İklim gettolarının yoksunlukları gerçek gıdaları sadece varlıklıların yiyebileceği bir ekonomik sürece girdiğimizi gösteren emarelerle dolu. Antroposen beslenme kültürü toplumsal bir kabulle benimsenmediği sürece gelecek hiç de güzel haberlerle gelmiyor. İklim haberleri zorluk, yokluk, yıkım ve mücadeleyle dolu.

Dünya nüfusunun 11 milyar olacağı tahmin edilen 2100 yılında bugünkünden yüzde 60 daha fazla tahıla ihtiyaç duyulacak. Tahıllar tüm dünya beslenme endüstrisinin yüzde 20’sini karşılıyor. Suyun, toprağın, mazotun endüstrinin maliyetlerinin yüzde 30’dan fazlası tahıllara harcanıyor. Bu kadar tahılı üretecek ne suyumuz ne de toprağımız var. Alternatif üretim teknikleri, yapay besinler bir tercih olmaktan çok zorunluluk olmak üzere. Gıda sistemleri üzerindeki baskıyı azaltmanın yolu sürdürülebilir yeni bir beslenme tavrı geliştirmek.

ENERJİ BULUR BULMAZ BAŞLIYOR

Kapalı alanlarda tahıl üretebilmenin yolu yoğun enerji ihtiyacının karşılanmasıyla mümkün, bilim insanları yenilenebilir enerji kaynakları ile ilgili inovatif çalışmalar yapmaya devam ediyor.