26 Ağustos Afyon’da başlayan Büyük Taarruz 30 Ağustos’ta düşmanın İzmir’de denize dökülmesiyle zaferle sonuçlandı.

Başkomutanlık Meydan Muharebesi dünyanın en önemli savaşlarından biridir. Hem sonuçları hem de askeri deha açısından.

Var olmak veya olmamak mücadelesiydi, Türk halkı için. Akılla, planla, özveriyle kazanıldı. Tüm halk savaşa da, mücadeleye de,  zafere de ortak edildi. Günümüzde sadece sevince ve zenginliğe katılanlar zorlukta topu taça atıyorlar.

Anadolu’yla el ele verildi. Elinde hiçbir şeyi olmayanlar canını, yüreğini ortaya koydu.

“Ordu yok! dediler; “Kurulur” dedi.

“Para yok! dediler; “Bulunur” dedi.

“Düşman çok! Dediler; “Yenilir!” dedi.

Destan yazıldı, esaret yaşanmasın diye.

Mustafa Kemal, kıymetli komutanlar ve tüm halk tek yürek olup cephede, köyde, şehirde tek vücut oldu.

Cephedeki sohbetlerden birinde komutanlardan biri Mustafa Kemal’e “Paşam bize verilenler milletin parası, inancı aman ha dikkatli kullanmalıyız.” diyor.

Mustafa Kemal cevaplıyor;  “sorumluluk bana ait asarlarsa beni asarlar, sorumluluk ölümden daha zor” diyor.

Kocatepe’den taarruz emri veriliyor sabah namazını müteakip, gün ışımadan.

100 YILLIK ŞÜKÜR VE MİNNETLE..

BAYRAMIMIZ KUTLLU OLSUN

100 yıl sonra bir bayram sabahına uyanıyoruz.

Endişeyle, korkuyla, adalete olan güvencimiz azalarak.

ANADOLU’NUN MAYASI BOZULMUŞ

Oysa biz Malazgirt’de Orta Asya’dan getirdiğimiz ziraatçilikteki deneyim ve maya kelamıyla yüzyıllar boyu Anadolu’yu mayalamıştık, kök salmıştık. Yıllarca büyüttüğümüz Anadolu Mayası, Kurtuluş Savaşı mücadelesi ile yeniden tutuluyor, maya tazeleniyor. Çocukların babası, kadınların sevdikleri, anaların oğullarının kanıyla. Anadolu mayası yeniden tutuluyor kadın çocuk demeden tüm halkın özverisiyle.

Aradan 100 yıl geçmiş bir bayram sabahına uyanıyoruz, Anadolu Mayası bozulmuş.

TÜM LİGLERDEN DÜŞMÜŞÜZ

Adalete olan inanç azalmış, adaletin kendisi ürkek, yokluk dört bir tarafta sırça köşklerde hayat tozpembe. Her şey çalınıyor umutlar, hayaller. Liyakatsızlar eli sopalı pervasızca ahkâm kesiyorlar. Bilim teknoloji sınıfta kalmış. Tüm liglerden düşmüşüz demokrasi hayal olmuş, toplumun her kesiminde, kurumlarda rüşvet çarkları durmadan tüketiyor çiğniyor değerleri, değerlileri.

Suçlular hep dışarda, aracılar, stokçular, çekemeyenler.

TOPRAK HASTA İYİLEŞTİRECEĞİZ

Birileri çıkıp tarım bitti diyor, bitmedi bitmeyecek. Toprağımız hasta iyileştireceğiz, desteklerimiz karman çorman, kıymetsiz düzelteceğiz. İklim krizde teknoloji geliştireceğiz. Maliyetler tepetaklak düzelteceğiz. Çiftçi yoksul zenginleşeceğiz. Olanların farkındayız durmayacağız.

ÇAY ÜRETECİSİNİN TERİ KURUMUŞ HALA ÖDEME YOK

Mayıs çayının üzerinden aylar geçmiş köylünün teri kurumuş organik çayın fiyatı daha dün açıklanıyor. Organik çay fiyatı 12,50 TL olarak açıklandı. Kesintilerden sonra üreticinin eline geçecek para kg başına 11.92 TL. Geçmiş yıllarda organik çay fiyatı konvansiyonel çayın 2 katı olarak açıklanıyordu bu yıl organik çay üreticisi zararda.  2022 çay fiyatı 6 lira 70 kuruş olarak açıklanmıştı. Normal koşullarda organik çayın fiyatı en az 14 Tl olarak açıklanmalıydı.

ÇAY ÜRETECEK YER YOK

Organik Çay daha çok Hemşin gibi dağ lık bölgelerde küçük arazilerde yapılıyor. En fazla çay üreten 3 ton üretemiyor. Yılda 3 sürüm almak çok kısıtlı bölgelerde mümkün.  Çay üreticisinin kazancıyla bir yıl geçinmek imkânsız.

Ortalama 3 ton çay üreten üretici yıl boyu maksimum 7 ton çay satıyor. Aldığı para en fazla 80 bin TL. İşçi parası, gübre, ulaşım, bakım maliyetleri derken elde kalan açlık sınırına bile yaklaşamıyor. Bu rakam en iyisi. Çoğu ailede araziler bölünmüş yıllık çay miktarı 2 tonu bile bulamıyor. Hani şu köye dönün diyenler var ya işte bu rakam tam onlar için. Köye dönenler akraba tartışmaları arazi kavgalarıyla hayattan soğuyor.

ARININ DİŞİNİN KOVUĞUNA YETMEZ

Arıcılık Hemşin ve Rize’de geçim kaynaklarından biri, petek başına yıllık verilen destek geçen yıl 20 TL idi bu yıl o da henüz açıklanmadı. Bozdur bozdur harca arının bile dişinin kovuğuna yetmez. Hayvancılık dersen Allah’a emanet buzağı başına verilen destek 375 Tl süt mü alsak, bankaya mı yatırsak yoksa buzağı adına bitcoin mi alsak artık siz düşünün.

Buğdayda, pamukta, ayçiçeğinde, fıstıkta, fındıkta benzer rakamlar benzer hikâyeler.

ÇİFTÇİNİN BÜYÜĞÜ MAKBUL

Köylü çiftçiler senin benim gibi çoğu açlık sınırında. Bir kısmı yoksul, mutlu azınlık her yerde mutluluk içinde yaşıyor. Onun arazileri büyük, destekleri büyük, hayalleri büyük.

DEVLET BÜYÜKLERE DESTEK

Devlet büyüklerin hayallerine destek veriyor, bankalar onların hayalleri için çalışıyor. Küçük her yerde küçük köyde de şehirde de. Yatırımların parası hep devletten.

100 YILLIK BAYRAMIMIZI KUTLUYORUZ

Korkuyla

Endişeyle

İçte ve dışta düşmanlarımız var. Bizi hedefimizden alaşağı etmek isteyenler, gerçek sorunlarımızdan uzaklaştırıp başarılı olmamızı engellemek isteyenler var. Biz boş işlerle uğraşırken, gerçek dertlerimizin üzerini kapatmak isteyenler var.

Bayramımızın 100 yılında yok mu bir vatansever; tarımı, adaleti, teknolojiyi kurtaracak.

Anadolu’yu yeniden mayalayıp,

 Geleceğimizi kurtaracak.