Türkiye'de hayvancılık maliyetlerinin en önemli kalemini oluşturan yem ham maddesi ithalatı, Eylül ayında adeta patlama yaşadı. TÜİK verilerine göre, geçen yıl Eylül ayında 136 milyon 137 bin dolar olan bu kalemdeki ithalat, bu yılın aynı döneminde 250 milyon 154 bin dolara fırladı.
YEM İTHALATINDA REKOR ARTIŞ YAŞANIRKEN ET VE SÜT FİYATI UCUZLAR MI?
Hayvan yemi sektörünün temel girdileri olan ve GTİP'te 23. Fasıl'da yer alan bu ürünler (soya küspesi, ayçiçeği küspesi, balık unu ve çeşitli bitkisel/hayvansal artıklar), karma yemlerin protein ve enerji ihtiyacını karşılıyor. İthalattaki bu devasa artış, birden fazla kritik noktaya işaret ediyor.
Yerli Üretim Açığı: Türkiye'nin özellikle yağlı tohum (soya, ayçiçeği) üretimindeki yetersizliği devam ediyor. Bu durum, yağ çıkarıldıktan sonra kalan ve hayvancılıkta kullanılan protein deposu küspelerin ithalatını zorunlu kılıyor.
Azalan Stoklar: Yerli stokların azalması veya yerel piyasa fiyatlarının uluslararası fiyatlara göre cazibesini kaybetmesi, yem sanayicilerini yüklü dış alıma yönlendiriyor.
Döviz Maliyeti Baskısı: Dış alıma bağımlılığın artması, yem fiyatlarını doğrudan döviz kurlarındaki dalgalanmaya ve küresel emtia fiyatlarındaki artışa karşı savunmasız bırakıyor.
Hayvancılığın Risk Haritası
Uzmanlar, bu ithalat rakamlarının, yerli hayvancılık sektörünün arz güvenliği açısından alarm zilleri çaldığını belirtiyor. Karma yem formüllerinin temelini oluşturan bu hammaddelerdeki dışa bağımlılık sürdükçe, Türkiye'de et ve süt maliyetlerinin düşürülmesi, uluslararası piyasalardaki fiyat istikrarına bağlanmış oluyor.
250 milyon doları aşan ithalat faturası, üreticinin elindeki etin ve sütün maliyetini artırırken, Tarım Bakanlığı'nın yerli protein üretimine yönelik teşvik ve stratejilerinin aciliyetini bir kez daha ortaya koydu.





