2022 yılı sonbahar yağışları ortalamanın oldukça altında geldi. Meteoroloji verilerine göre Türkiye tüm bölgelerde uzun yıllar ortalamasına göre yağışlarda yüzde 25 ile 75 daha az yağış aldı. Geçen yılki yağışlar baz alındığında ise bu oran 18 ile 73 olarak görülüyor.

Ocak ve şubat 2023’te bir miktar yağış alınsa da hala yağışlar istenilen düzeyde değil. Havaların sıcak gitmesi az miktardaki yağışları da olumsuz etkiliyor.

İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu yağış azlığında öne çıkıyor. Türkiye’deki hububatın yüzde 35’inin sadece İç Anadolu’da yapıldığı göz önüne alındığında bu iki bölgede yaşanacak kuraklık ülkeyi ciddi şekilde etkileyecektir.

Zira Türkiye’nin hububat üretimi, yani yağışlar normal seviyede devam ettiğinde ortalama 20 milyon ton civarında gerçekleşiyor. Bu üretim ancak iç tüketimi karşılayabilecek durumda. İç tüketimimizde 19-20 milyon civarında dolanıyor.

2021  yılında meydana gelen kuraklık üretimi ciddi şekilde etkilemişti. İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yüzde 90’lara varan üretim kayıpları olmuştu. Sonuçta 2021 yılında ürettiğimiz buğday miktarı TÜİK verilerine göre 17 milyon ton olarak ölçümlendi. Ancak bizim sahadan aldığımız verilerde miktarın çok daha düşük seviyelerde olduğu yönünde idi. Bazı uzmanlar bu rakamın 13 milyon tona kadar indiğini belirtti.

Bu yıl yaşanacak bir kuraklık bizi 2021 yılından daha fazla etkileyecektir. 

Çünkü 2021 yılında Rusya-Ukrayna savaşı yoktu.

Buralarda verim de iyiydi.

Türkiye ihtiyaç duyduğu miktarı ve hatta ihraç edeceği mamul madde için gerekli buğdayı buralardan kolaylıkla temin etti. Bir diğer neden ise yaşadığımız Kahramanmaraş merkezli deprem felaketleri. Deprem felaketi hem üretimi etkileyecek hem de devletin yardımı noktasında daha özverili davranışlarda bulunmasını zorunlu kılacak.

Hala ümit var.

Bahar yağışlarının zamanında gelmesi bizi  bu endişelerden kurtaracaktır. Ancak beklenilen bahar yağışlarının gelmemesi Türkiye’de tarımsal kuraklık yaşanmasına neden olacaktır. Bu yıl gerçekleşme olasılığı yüksek olan tarımsal kuraklığa şimdiden bazı tedbirlerin alınması mümkündür.  Tarım ve Orman Bakanlığının harekete geçerek bu konunun üzerinde durması gerekiyor. Bir takım olağanüstü durum kararı alarak bunları da kamuoyu ile paylaşmaları elzemdir.

Ülkemizin yaşadığı deprem felaketi, kısa süre içinde başlayacak olan “Seçim Havası” bu konuyu geri planda bırakmamalıdır. Öncelikli gündem maddesi olduğu gerçeğini sürekli göz önünde bulundurmalıyız.