Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi, tarımsal üretimin planlanması ve desteklerin ödenmesiyle ilgili bir uygulama hazırladıklarını belirterek, bu sistemin çiftçiyi ekmesi gereken ürünle ilgili yönlendirme yapacağını ve tarımsal desteklerden yararlanmak isteyen çiftçilerin bu sisteme kayıt yaptırmak zorunda olduklarını kaydetti. Sisteme kayıt olduğu halde üretim yapmayan çiftçinin arazisinin ise devlet aracılık ederek kiralanacağını dile getiren Kirişçi, desteklemede yapacakları değişikliklerle ilgili de önemli ipuçları verdi.  

Sabah gazetesinden Dilek Güngör'ün haberine göre, vatandaşın ucuz gıdaya erişimi için kent tarımı desteklenecek. Çiftçiye gübre-mazot, besiciye yem desteği ayni olarak verilecek. 1 yıl boyunca boş bırakılan tarla devlet aracılığıyla başkasına kiralanacak. Destekler sadeleştirilecek

Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişci, dünyada yaşanan gıda sorunundan çiftçinin maliyetlerine, vatandaşların ucuz gıdaya erişimine kadar birçok konuda tarımdaki yol haritasını açıkladı: Vatandaşın ucuz gıdaya erişimi için kent tarımı desteklenecek. Çiftçiye gübre-mazot, besiciye yem desteği ayni olarak sağlanacak. Üreticiye verilen destekler ayni olacak. Çiftçiye ihtiyacı olan gübre-mazot verilecek, hasattan sonra ürünü sattığında, devlet alacağını mahsuplaşacak. 1 yıl boş tutanın tarlası devlet aracılığıyla başkasına kiralanacak.

ARAZİ VARLIĞININ YÜZDE 10'U EKİLMEDEN BOŞ DURUYOR

Tarımda bir planlama sorunu var. İsteyen herkes istediği yere ihtiyaca bakmadan ekiyor. Burada da sorun var.

Doğru verilen desteklerin çiftçiyi de ihtiyaç olan ürünlere kanalize etmesi gerekiyor. Planlı üretim bu şekilde olur. Ben göreve geldiğimde ilk iş bilgi teknolojilerine genel müdür atadım. Çünkü tarımda dijitalleşmeye ihtiyaç var. Bir uygulama hazırlıyoruz. İsmine karar vermedik, e-tarım olabilir. Siz üreticiyseniz, buraya girdiğinizde, adınızı, soyadınızı, ilinizi, ilçenizi, ada ve parselinizi gireceksiniz. Diyelim ki, Çiftçi Kayıt Sistemi'nde kayıtlı 120 dekar araziniz var. Oradaki ekolojik şartlar ve ne yetiştirebileceğinize dair bilgileri orada göreceksiniz. Sizi yönlendirecek. Eğer illa arpa yetiştirecekseniz, uygulama size 'acele et, burada başkaları da üretim yapmak istiyor' diyecek. Ülkenin ihtiyacı doğrultusunda yeterince arpa üretimi kaydı giriliyorsa, uygulama sizi ikinci satıra yönlendirecek. Size tarlanızda üreteceğiniz başka ürün alternatiflerini söyleyecek. Velev ki, buraya bilgilerinizi girmediniz. O zaman desteklemelerden yararlanamayacaksınız. Tarlanızda bir ürün yetiştirecekseniz, kayıt olacaksınız diyeceğiz.

Diyelim ki kayıt oldu ama üretmedi.

Uygulamada bu görülecek. Şayet bir tarla sistemde 1 yıl boş görünürse, kamu otoritesi gelecek 'siz burada birşey yetiştirmiyorsunuz, tarlanıza bu muhitteki kira bedeli üzerinden kira ödeyip, üretim yaptıracağız' diyecek. Devlet kiralamayacak, taahhüt edecek. Aracılık rolü dışında bir rolü olmayacak.

Arazisini vermek istemezse ne olacak?

Kullanım hakkı ile mülkiyet hakkını birbirinden ayıracağız. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile görüştük. Ne kiralayanın ne arazisi olanın hakkına halel getirmeden yapılacak. Mülkiyeti elinden almıyorsunuz. Sadece kullanım hakkı alıyorsunuz. Organize Sanayi Bölgeleri'nde de bu yapılıyor. 2.5-3 milyon hektar ekilmeyen arazi var. Türkiye'nin arazi varlığının yüzde 10'una tekabül ediyor. Ciddi bir rakam…

NAKDİ YERİNE AYNİ DESTEK

Neye destek vereceksiniz?

Destekleme modelini değiştireceğiz. Nakdi değil ayni desteklemeye geçeceğiz. Mesela, arpa yetiştireceksiniz. Gideriniz nedir? Varsa tarla kirası, tohum, gübre, ilaç, mazot, hasat giderleri, sulama maliyeti… Bu maliyeti toplarsınız, ürünün üretim miktarı da bellidir. Bir kilo arpanın sizi mutlu edecek fiyatı diyelim ki, 6.5 TL. Ürünü pazara götürüp satmak istediğinizde alıcı size 7 TL verdiyse sizin devletten destek talep etmenize gerek yok. Ama 6.5 TL beklerken 6 TL'ye satarsanız o zaman bakanlık olarak ne dememiz gerekiyor? 'Ey üretici, sen tasa etme, 50 kuruşluk farkı ben sana öderim.' Biz de fark ödemesi yapacağız. Bizim derdimiz üretim yapanı aşırı bürokrasiye boğmadan, çok başlılıkla kargaşa yaratmadan, yönlendirici olarak desteklemek…

Peki üretmeye başlarken gübremazot gibi girdi fiyatları yüksek olduğu için tarlasını bırakmayı düşünenler ne olacak?

'Üretim yapacağım ama mazotgübre alacak ekonomik gücüm yok' diyorsanız. Size diyeceğiz ki, tarlanızda üretim miktarı aşağı yukarı bellidir. Bunun için 2 bin litre mazot, 3 ton gübreye mi ihtiyacınız var? Ben size bunu ayni olarak vereceğim. Siz ürün hasadından sonra ister piyasaya sattınız, ister TMO'ya… O dönemde size ayni olarak bu kadar mazotgübre verdik diyerek bunun parasını isteyeceğiz. Üretici devlete ürünü sattıysa alacaktan mahsuplaşacağız. Böylece üreticinin bu girdilerin fiyatıyla ilgilenmesi durumu olmayacak.