Tohum Yetiştiricileri Alt Birliği tarafından düzenlenen Milli ve Yerli Tohumculukta Sürdürülebilir Stratejiler Çalıştayı Antalya’da başladı. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Trabzon’da çıkan örtü yangınlarından dolayı programa katılamazken, çalıştaya Bakan Yardımcısı Hadi Tunç katıldı. 

TARIM ORMAN ŞURA KARARLARININ İLK ADIMI EĞİTİMDE ATILDI 

Çalıştayda, çiftçilerin eğitilmesi ve bilinçlendirilmesi konusunda Tarım Orman Şurası’nda alınan kararlar çevresinde ilk adım atıldı. Buna göre ‘Uygulamalı Çiftçi Eğitim Merkezleri ve Eğitim Projesi’ protokolü taraflar arasında imzalanırken, eğitim projesi kapsamında 5 yıl içinde 45 bin tohum yetiştiricisi çiftçi eğitimden geçirilecek. 

UYGULAMMALI ÇİFTÇİ EĞİTİMİ İLE ÇİFTİNİN REKABET ŞARTLARININ ARTIRILMASI AMAÇLANIYOR 

Uygulamalı çiftçi eğitim projesi ile tohum yetiştiricilerinin diğer ülkelerdeki çiftçiler ile daha iyi rekabet edebilmesi işletme yönetimini bilen, ürün planlamasını yapan işinde profesyonel çiftçiler olması amaçlanıyor. 

Tohum Yetiştiricileri Alt Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Ömer Güler, çalıştayın açılışında yaptığı konuşmada şunları kaydetti: 

"Tarım ülkemizin Gıda teminatı açısından stratejik bir öneme sahiptir. Aynı zamanda Tarım ve Tohumculuk bir ülkenin bağımsızlığının da temelini oluşturur. Bu gün gelişmiş ülkelere baktığımızda Tarımda Ar-Ge çalışmalarına önemli kaynaklar ayırdıklarını, her geçen gün yeni teknolojiler geliştirerek gıda ve tarım sektöründe giderek güçlendiklerini görüyoruz. Gıda teminatının ve insanlığın geleceğinin garanti altına alınmasında en büyük rol de tarım sektörüne, özellikle de tohum sektörüne düşüyor. Çünkü gelecekte ülkelerin bağımlı hale getirilmesi tohum üzerinden yapılacaktır.

TOHUM ÜRETİMİ 8 KAT ARTTI 

Ülkemizde özellikle son yıllarda tohumculuk sektöründe önemli mesafeler kat edilmiş, öyle ki tohum üretimini 8 kat arttırarak 140.000 (140 bin)tondan 1.060.000(1 milyon 60 bin) tona yükseltmiştir.
Desteklemeler de 2,5 kat arttırılmış, daha önce devlet eliyle yürütülen tohumculuk çalışmalarına özel sektörde dahil edilerek devam edilmiştir. Bugün geldiğimiz nokta: Dünya tohum pazarında 1 buçuk milyar dolar ile %2' lik paya sahip olarak 11. sırada, Bitkisel üretimde ise Avrupa'da 1.nci, dünyada ise 7 sıradayız. Kendi kendine yetebilirlik oranımız ise %80'e çıkmıştır.

Fakat ülkemiz tohumculuğuna özellikle bilinçli karalama kampanyalarının yürütüldüğünü görüyoruz. GDO ve hibrit tohum hakkında, konusunda uzman olmayan kişilerin sürekli medya da açıklama yapmaları ve tohumda dışa bağımlı olduğumuz algısı yaratmaları bilinçli bir şekilde tarımda ve tohumculukta bizi başarısız gösterme çabaları hiçbir zaman sonuç vermeyecektir. Türkiye'nin milli ve yerli tohum atağının önünde kimse duramayacaktır. 

TOHUM YETİŞTİRİCİLERİ ALT BİRLİĞİNİN 45 BİN ÜYESİ VAR

Özellikle 5553 sayılı kanunla birlikte Tohumculuk sektörümüz önemli bir ivme kazanmıştır. Bu bağlamda kurulmuş olan Tohum Yetiştiricileri Alt Birliği 45.000 (45 bin) üyesiyle Türkiye'nin tohum ihtiyacını karşılamakla beraber 85 ülkeye ihracatına da katkı sağlamıştır.

Üyelerimiz arası koordinasyonu sağlamanın yanında Tarım Bakanlığının uygulamaya başlatacağı TBS(Tarım Bilgi Sistemi)'ne geçilerek üyelerimizi evrak yükünden kurtarıp Yetiştirici belgelerine ve ÇKS belgelerine sistemden ulaşabileceğiz.

BAKANLIKLA MÜŞTEREK ÇALIŞMALAR YÜRÜTÜLÜYOR

Ekim normlarının yeniden düzenlenmesi, Tohum Yetiştiricilerinin “0” faizli kredilerin kullanılmasında yaşadığı sorunlar, desteklerin zamanında ödenmesi ve Hibrit ayçiçeğinde kuş zararının TARSİM Sigorta kapsamına alınması konusunda bakanlığımızla müşterek çalışmalar yürütülmüştür.

Ayrıca; Yetiştiricilerimizin firmalar ile zaman zaman yaşadığı itilafların çözümü ile TÜRKTOB Hakem Heyetinin daha etkin hale getirilmesi konularında çalışmalar yapılmış, Yetiştiricilerimizin haklarının savunulduğu, tek taraflı olmayan, ürün bazlı örnek tip sözleşmeler hazırlanıp ilgili taraflara tebliğ edilmiştir.

Bakanlığımız, sorunlarımızın çözüm noktasında büyük çaba ve gayret sarf etmişlerdir. Ayrıca Bütçe Görüşmelerinde bakanlığımızın üstün gayretleri ile Ülkemizde ve Dünya'da yaşanan ekonomik krize rağmen Tarımsal Bütçe ile %36 arttırılmıştır. Bundan dolayı sektörümüz adına bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.

ÇİFTÇİ PLANLI ÜRETİMLE GELİRİNİN NE OLACAĞINI BİLMELİ 

Planlı Üretim ve İşletme Yönetimi konusunda da çiftçilerimiz eğitilmeli ve bilinçlendirilmelidir. Çiftçi mahsulünün her yıl istikrarlı bir maliyetle üretebileceğini ve gelirinin ne olacağını bilmelidir. İşletme yönetimi ile çiftçi üretim maliyetlerini, kayıplarını azaltma, tasarrufla kazanabileceğini, üründen elde edecekleri gelirlerini hesap edebilmesinin öğretilmesi ve ciddi Eğitimler verilmesi gerekmektedir. İşte bu bağlamda 3.Tarım Orman Şurasının 46.maddesi olan “Çiftçilerin Eğitilmesi ve Eğitim Kurumlarının Açılması” kapsamında bakanlığımız öncülüğünde ilk adımı atıyoruz.

Dünya çiftçisi ile rekabet edebilen, ,işletme yönetimini ve ürün planlaması, mazot tasarrufu, gübreleme, ilaç ve toprak işleme teknikleri konularında ve gelişmiş navigasyon sistemlerini kullanımını profesyonelce yapması için geliştirilmiştir. Ve bu proje ile ülkemiz tarımında kullanılan 3,5 milyon ton motorin ile 6 milyon ton gübreden %20 tasarruf edildiğini düşünürsek yaklaşık 7 Milyar Lira ülke ekonomisine kazandırılacaktır. Bu Projenin ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyorum. 

DESTEKLER GÜNCELLENEREK ZAMANINDA ÖDENMELİ

Ülkemizin en stratejik ürününü yetiştiren tohum yetiştiricilerimizin elbette önemli sorunları var. Özellikle elektrikte yaşanan son artışlarla birlikte çiftçimiz tarlasını sulamakta güçlük çeker hale gelmiştir. İthalatta bağımlı olduğumuz Gübre ve Motorin gibi ürünler de artan tarımsal girdi fiyatlarının sektörümüze olan etkilerini Bu girdi maliyetini nispeten azaltabilmek için güncel fiyatlar üzerinden desteklemeler hesaplanıp zamanında ödenmelidir.

Tohum Yetiştiricisi diğer çiftçilere göre daha profesyonel olup girdi maliyetleri de diğerlerinden farklıdır. Devletimizin bu konuda pozitif bir ayrımcılık yaparak profesyonel olan tohum yetiştiricisine ek bir destek modeli oluşturmalıdır.

Ayrıca Tohum Yetiştiricisinin hasat ettiği ürünün borsaya girmediği halde borsa kesintisi yapılması uygulamasının bir an önce düzenlenmesi gerekmektedir. Köyden kentlere göçün engellenmesi için kırsalda yaşayan insanlarımıza sosyal ve kültürel alanlar oluşturulup daha özendirici politikalar uygulanmalıdır.

DAHA AZ SU TÜKETEN ÜRÜNLERE EK DESTEKLER VERİLEREK TEŞVİK EDİLMELİ 

Küresel ısınmanın etkilerinin gün geçtikçe etkisini daha fazla hissettirdiği günümüzde, hepimizin ciddi önlem alması gerekmektedir. Zira su kaynaklarının tasarruflu kullanılması daha fazla ağaçlandırma çalışmalarının yürütülmesi kaçınılmaz olmuştur. Su rezervlerinin kritik olduğu bölgelerde su ihtiyacı fazla olan bitkisel ürünlere destek verilmesi yerine, daha az su tüketen ürünlere ek destek verilerek (Buğday vb.) bu ürünlerin ekilmesi teşvik edilmelidir.

Her geçen gün daha da artmakta olan plansız arazi kullanımı konusundaki rekabet, tarım arazisi miktarının azalmasına ilişkin olarak Gıda ihtiyacını tehlikeye düşürmekle karşı karşıya kaldığımız önemli bir sorun haline gelmiştir. Ekonominin ana sektörlerinden olan tarımın en temel sermayesi toprak, diğer üretim faktörlerinden farklı olarak yeniden üretilemez nitelikte olduğundan, sürdürülebilir kullanımı özel bir önem arz etmektedir. Ayrıca Tarımda etkin su kullanımını sağlayan araç ve tekniklerin kullanımı ülkemizin öncelikli hedefleri arasında yer almalıdır. Unutulmamalıdır ki, Türkiye'de tüketilen toplam suyun %73 ü tarımda kullanılmaktadır.