ÖZEL HABER

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi Erdoğdu, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 2016 bütçe görüşmelerinde söz aldı. Erdoğdu, “Yabancılara toprak satıyoruz. Bu yabancılara toprak satımının yok bunlar toprağı sırtına alıp mı götürecek diye özendirilmesine ben ihanet gözüyle bakıyorum. Filistinliler de böyle toprak sattı, bugün geldikleri yeri görüyorsunuz. Trakya'ya gidin bütün çiftçiler topraksız köylüler hâline gelmiştir. Büyük şirketler finansman zorluğu içine düşen topraksız köylülerin topraklarını satın almaktadır ve çoğu da yabancıdır, Çin Gelibolu'yu alıyor değerli arkadaşlar" dedi.

ZEYTİN, FINDIK, İNCİR, ÇAYI KORUYAMIYORUZ

Komisyona katılan bütün vekillerin “Zeytin, fındık, incir, çay gibi millî ve stratejik ürünleri aman şöyle koruyalım, aman böyle koruyalım..." dediğini hatırlatan Erdoğdu, “Nasıl koruyacağız, bunu düşünelim arkadaşlar? Öyle “Koruyalım." demekle... Çünkü biz diyeceğiz ki: “Siz korumuyorsunuz.", iktidar diyecek ki: “Aman şöyle koruyoruz." ama sonuçta alandaki durum ortada. Zeytinlikleri korumuyoruz, Soma'daki durum ortada, termik santrallere nasıl kurban ettiğimizi... Termik santrallerin teknolojisi değişir, maliyetler düşer, alternatif enerjiler çıkar ama dokuz yüz yıllık, bin yıllık zeytin ağacı var ve biz zeytin üzerinden beslenme kültürünü bile henüz oluşturamadık" diye konuştu.

GIDA ÜRETİMİ VE DAĞITIMI YABANCILARDA

Erdoğdu çarpıcı bir gerçeği de açıkladı: “tarımımızı büyük şirketlere ve özellikle de yabancı büyük şirketlere teslim ediyoruz. Gıda üretimi ve dağıtımına bakın arkadaşlar. Sigara yabancıların elinde, tütün sektörü, yüzde 90; şekerin durumunu anlattım neler olduğunu; fındık, sayın vekilimiz anlattı, büyük firmanın nasıl yabancıların eline geçtiğini. Dağıtım, Migros'u, Kipa'sı bilmem nesi şunu bunu tamamıyla yabancıların eline geçmiş durumda. En çok gelir getiren kurumlar, tarım üzerinden gelir yaratacağımız kurumları yabancılara teslim etmiş durumdayız"

ÜRDÜNLÜ HİJAZİ FİRMASI

Et ve Süt Kurumu'nun canlı hayvan ithalatlarına da değinen Erdoğdu, “Ürdün merkezli Hijazi firması. Bu Hijazi firmasının sahipliği konusunda ciddi şüphelerimiz vardır bizim. Bu Hijazi firması bütün besicilerimizi öldüren bir hâle gelmiştir. Yapılan canlı hayvan ithalatında pazarlık usulü ihalenin ne işi var? Üstelik şartnamede yapılan tanımlara bakıyorsunuz, Avrupa'dan hayvanın gelmesinin bir sürü uluslararası boyutu var. Şartname çıkıyor başkasının getirme şansı yok, sadece önceden bilenler getirilebilir ve şartnamede özel firma tarifine yönelik şeyler olduğunu ve sözleşmeden sonra da bazı şeylerin -kur farkı ödenmesi gibi- değişmesi üzerinde son derece rahatsızız. Pirinç spekülasyonun hangi firma üzerinden yapıldığını eminim soruşturmayla tespit edeceksiniz ama bu yolsuzluklar bile tarımın genel hâli konusunda ikincil hâle gelmiştir. Sadece bunları yakından takip ettiğimizi... İşte, bu Toprak Mahsulleri Ofisindeki şirketlerin ithalatı konusunda son derece rahatsız olduğumuzu ama ilk yapmamız gerekenin, ilkesel olarak kendi çiftçimizi, kendi köylümüzü, kendi besicimizi korumamız gerektiğini düşüyorum" ifadeleri tutanaklara girdi.